HAYRULLAH AĞKAŞ / ÖZEL HABER
AK Parti Sivas İl Başkanı Av. Ziya Şahin, ‘AK Parti’nin PKK ile veya diğer terör örgütleriyle hiçbir durumda iş birliği yapması söz konusu olamaz. Bizim teşkilatlarımız basılıyor, ilçe başkanlarımız kaçırılıyor. Teşkilatımıza zarar veriliyor. Yine Diyarbakır’da eski Gençlik Kolları Başkanımız şedit edilmişti. Bu durumda söz konusu iddialar mesnetsizdir. Biz başından beridir PKK ile mücadele eden ve şimdiye kadar da en güçlü mücadeleyi veren bir partiyiz’ dedi.
İl Başkanı Şahin, Cumhuriyet Halk Partisi Sivas İl Başkanlığı’nın geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve bazı kamu görevlilerinin teröre destek verdikleri iddialarıyla Sivas Cumhuriyet Savcılığı’na kamu davası açılması istemiyle suç duyurusunda bulunmaları konusuyla ilgili gazetemize özel açıklamalarda bulundu.
PKK’nın 40 yıldır ülkemizde kan döktüğünü ve bu süreçte bütün hükümetler tarafından terörle mücadelenin sürdüğünü belirten AK Parti Sivas İl Başkanı Ziya Şahin, AK Parti hükümetleri döneminde de terörle mücadelenin kararlılıkla sürdüğünü ve en önemli adımların da yine AK Parti hükümetleri zamanında atıldığını belirtti.
Geçtiğimiz süreçlerde terör örgütü PKK tarafından AK Parti teşkilatlarına da zarar verildiğini, teşkilat mensuplarının şehit edildiğini ve kaçırıldığını belirten Şahin, böyle bir durumda AK Parti’nin PKK terör örgütüne destek vermesi veya işbirliği içerisinde olmasının mümkün olmadığını kaydetti.
AK Parti İl Başkanı Şahin, şunları kaydetti:
‘PKK 1970’lerde kurulan ve 1984’ten itibaren de şiddet eylemine başlayan bir terör örgütüdür. PKK 40 yıldır ülkemizde kan döküyor. Sol tandanslı bir örgüt, ateist düşünceye dayalı bir terör örgütü ve Kürt vatandaşlarımızın etnik yapısını temel alarak orayı kaşımak suretiyle ülkemizin doğu ve güneydoğusunda bir devlet kurmayı hedeflemiş, ancak bu süre içerisinde amacına ulaşamamış bölücü bir örgüt. Dolayısıyla ülkemizde 40 yılı aşkındır ki bu terör örgütüyle bir mücadele yürütülmektedir. Bu mücadele sırasında da yaklaşık şuana kadar 40 binin üzerinde vatandaşımız hayatını kaybetmiş durumda. 1 Milyar 250 Milyon Dolar kadar da ülkemiz bu süreçte harcama yapmıştır. Ülkemizin ayağında bir pranga olması hasebiyle de ülkenin bu meseleyi çözmesi gerekiyor. Bu prangayı ayağından çıkarması gerekiyor. Bunun için gerek 80’lerdeki hükümetler, gerek 90’lardaki hükümetler yani Özal hükümeti de Demirel hükümeti de, Çiller ve Erbakan hükümetleri de, Ecevit hükümeti de ve AK Parti hükümetleri de terörle mücadele etmek ve ülkenin ayağındaki bu prangayı çıkarmak için birçok metot, yol, yöntem denemişlerdir.’
Terörle mücadelenin hiçbir zaman durmadığını belirten Şahin, ‘Bu süreçte AK Parti İnsan Hakları Evrensel beyannamesinde belirlenmiş olan haklarını tanıyan bunları teminat altına alan çalışmalar yaptı. 2005 yılından itibaren de yasal düzenlemelere gitti ve şimdiye kadar da reddedilmiş olan Kürt kimliği tanındı. Geçmişte asimilasyona yönelik yapılmış olan politikalar kaldırıldı ve insana insan olduğu için değer verildi. Türkiye’nin bir mozaik olduğu kanaatine ulaşıldı. Türk’üyle, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle, Boşnağıyla, Gürcü’süyle herkes Türkiye Cumhuriyeti devletini oluşturan vatandaşlar topluluğudur ve Türk Milletini oluşturur dedik. Bu süreçte de analar ağlamasın, gözyaşları dinsin maksadıyla bir çözüm süreci için çalışma yapıldı’ ifadelerini kullandı.
Geçmişte terörle mücadele eden diğer ülkelerle ilgili de bilgi veren Şahin, ‘Terörle mücadele eden bütün ülkelerde bu tür çalışmalar yapılmıştır. Bu İngiltere’de İRA Kuzey İrlanda’nın bağımsızlığı için mücadele eder. İngiltere’de benzer çalışmalar da yapılmıştır. İspanya’da ETA Katolonya’nın bağımsızlığı için mücadele ederken, buna benzer çalışmalar yapılmıştır. Rusya Çeçenistan’ın bağımsızlığı için mücadele edenlerle bunun gibi çalışmalar yapmıştır. Dünya’nın her tarafında uluslar arası hukukta bunun gibi örnekler vardır. Bu sebeple PKK ile partimiz görüşmeden ancak belli şekilde Meclis’te seçilmiş olan HDP Milletvekilleriyle belli görüşmeler yapılmak suretiyle terör prangasının ülkenin ayağından çıkarılması teröristlerin silahlarını gömmeleri noktasında belli çalışmalar yapılmıştır. Bu noktada da hem ülkeye, hem doğu ve güneydoğuya huzur gelmiştir, refah gelmiştir. Orada kan akmamıştır ve kimse askerim Hakkâri’ye gitti, askerim Şırnak’a gitti diye üzülmemiştir. Oradaki insanlar da kendi bulundukları yerlerde üretmeye, yaşamaya başlamışlardı. Bu dediğimiz gibi ülkenin faydasına olan ve iyi niyetle yapılmış olan bir proje idi’ dedi.
22 TEMMUZ’DA
OPERASYONLAR BAŞLADI
Geçtiğimiz yıl 7 Haziran seçimleri sonrasında PKK’nın yeniden silahlı eylemlere başladığını kaydeden Şahin, ‘7 Haziran seçimlerinde tek başına iktidar çıkmayınca Meclis’te terör örgütü, HDP ve dış güçler bu durumu suistimal ettiler ve silahlı eylemlere başladılar. Huzur, güven ve sükûn ortamını kaldırdılar. Her tarafta yol kesmeye ve insan öldürmeye başladılar. Bunun üzerine de hükümetimiz 22 Temmuz’da operasyonlara başladı. Şuana kadar da 5 bin 500 civarında terörist etkisiz hale getirildi. Bu süreçte 350 civarında da şehidimiz oldu. Bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, ailelerine ve milletimize baş sağlığı diliyorum. Hiçbir şehidimizin intikamı yerde kalmayacaktır. Devletimiz, hükümetimiz, güvenlik güçlerimiz şehitlerimizin intikamını alacaklardır. O teröristleri yurdumuzdan söküp atacağız’ şeklinde konuştu.
Şahin şunları kaydetti:
‘Bu arada önceki günlerde Erzurum İspir AK Parti İlçe Başkanımız terör örgütü üyeleri tarafından kaçırılmıştı. Biz güvenlik güçlerimizle birlikte PKK’ya karşı mücadele eden bir partiyiz. Dolayısıyla bizim PKK ile veya diğer terör örgütleriyle hiçbir durumda iş birliği yapmamız söz konusu olamaz. Bizim teşkilatlarımız basılıyor, ilçe başkanlarımız kaçırılıyor. Teşkilatımıza zarar veriliyor. Yine Diyarbakır’da eski Gençlik Kolları Başkanımız şedit edilmişti. Bu durumda söz konusu iddialar mesnetsizdir. Biz başından beridir PKK ile mücadele eden ve şimdiye kadar da en güçlü mücadeleyi veren bir partiyiz.’
‘APO’YU ASMAYANLARIN
ŞİMDİ SÖZ HAKKI YOKTUR’
Terör örgütü PKK’nın lideri Abdullah Öcalan’ın 1999 yılında Amerika tarafından yakalanarak teslim edildiğini belirten Şahin, mahkemenin idam kararı vermesine rağmen o dönemde Apo’yu asmayanların şimdi bir şey söylemeye haklarının olmadığını vurguladı.
Şahin konuşmasını şöyle sürdürdü:
‘1999 yılında terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ı Amerika teslim edince o dönemde idam cezası vardı ve mahkeme terörist başına idam cezası vermişti. Ancak o zamanki Başbakan Bülent Ecevit, koalisyon ortakları Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz ile bunların dışarıdan destekçisi CHP, Öcalan’ı infaz etmediler. Yani mahkeme idam kararını verdiği halde, infaz etmediler ve arkasından da idam cezasını kaldırdılar. Dolayısıyla şuanda terörü bitireceğiz diyen siyasi partiler o dönemde Abdullah Öcalan’ı idam etmedi. Mahkeme bir karar vermiş, karar kesinleşmişse olay bitmiştir. Şimdi mahkeme bir adama hapis kararı veriyor. Karar kesinleşince ne yapıyorsun, adamı hemen yakalayıp, cezaevine gönderiyorsun. İdam kararında da infazın hemen gerçekleştirilmesi gerekiyordu. Yani öyle 3-5 gün sonra 1 ay sonra infaz ederim diye bir hak yok. O zamanda Apo’ya infaz çıktığı halde asmayanların şimdi bir şey söylemeye hakları yoktur.’
Yurdun dört bir yanında terörle mücadelenin büyük bir karalılıkla sürdürüldüğünü belirten Şahin, ‘Terör bu defa inşallah bitecek. Devletimiz her taraftan vaziyete hâkim. Bugün Tunceli’de bir saldırı oldu. Çok şükür ki bu saldırı kimseye bir şey olmadan püskürtüldü. Saldırıyı yapanlar etkisiz hale getirildi. Artık şimdiye kadar hiç girilmemiş yerlere güvenlik güçlerimiz girerek, her taşın altına bakıyorlar. İnşallah 2-3 ay içerisinde devletimiz teröristlerin kökünü kazıyacaktır’ dedi.
