ADEM NALBANT
Toplantının açılış konuşmasını Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Çevre Sağlığı Daire Başkanı Dr. Hüseyin İlter yaptı. İlter, suyun hayatın bir vazgeçilmezi olduğuna dikkat çekerek, ‘Doğumdan ölüme kadar hayatımızın her aşamasında vazgeçilmez bir unsur ve yerine koyabileceğimiz başka bir şeyimiz yok’ dedi.
Toplantının ana konusunun şebeke suları olduğunu bildiren İlter, ‘Bu konuda Halk Sağlığı Müdürlüklerimizin, Belediyelerimizin, İl Özel İdarelerinin, kaymakamların, Valilerin yapması gerekenler var. Yine birçok bakanlığın da dahil olmak üzere kurum ve kuruluşların bu konuda sorumlulukları var. Böyle olunca seçilen ve atananların bir araya gelerek kapsamlı bir çalışma yapması gerekiyor’ diye konuştu.
Halk Sağlığı Kurumu olarak ilk defa 16 bölgede 60 ilden yetkililerin katılımıyla bu toplantıları tertip ettiklerini dile getirerek, ‘Çok güzel faydalı sonuçlarımız oldu. Bu sene de 23 bölgede 81 ilimizden katılımcılarımızla bir araya gelip suyu tartışmak istiyoruz. Bir Sivaslı olarak Sivas’ta böyle bir toplantıyı yapmanın gururunu yaşıyorum’ dedi.
‘SU ZENGİNİ DEĞİL, SU FAKİRİYİZ’
Türkiye’nin yıllarca su zengini bir ülke olarak anıldığını hatırlatan Hüseyin İlter, şöyle devam etti: ‘Ama bugüne baktığımızda Türkiye artık su zengini bir ülke olmadığını öğrendik. Hatta su fakiri denecek kadar da kişi başına düşen kullanılabilir su miktarımız düşük. Suyu temin etmek ile ilgili sıkıntılarımız var. Suyu temin etme sıkıntısını gidersek de temin ettiğimiz suyun kullanılabilirliği ile ilgili sıkıntılarımız var. İşte bu toplantılarla yaşanan sıkıntıları yerinde tartışarak yerinde çözüm üretmeyi amaçlıyoruz.’
İlter’in ardından Vali Yardımcısı Ömer Kalaylı kürsüye geldi. Kalaylı da suyun önemine vurgu yaparak, ‘Tarih boyunca insanların kurduğu uygarlıkların hemen hemen tamamının su bulunan alanlarda ortaya çıkmış olması bir tesadüf değil aksine bilinçli bir tercihtir. Su; gıda, eko sistem, biyolojik çeşitlilik, kentsel ve kırsal alanların ve sanayinin gelişmesi, sağlıklı yaşam, temiz enerji üretimi için gerekli olan temel bir kaynaktır. Doğal ve aynı zamanda kıt bir kaynaktır’ dedi.
‘ÜLKEMİZ 2030’DA SU SIKINTISI YAŞAYACAK’
Dünya nüfusunun yüzde 40’ını barındıran 80 ülkenin şimdiden su sıkıntısı yaşadığına dikkat çekerek, şunları söyledi:
‘20. Yüzyılda dünya nüfusu 3 kat artarken, su tüketimleri 6 kat artmıştır. Yapılan araştırmalarda gelecek yıllarda su tüketiminin 2’ye katlanacağı belirtilmektedir. Ülkemizde ise kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 1500 metreküptür. Bu nedenledir ki ülkemiz su kısıtı bulunan ülkeler arasında yer almaktadır. 2030 yılında nüfusu yaklaşık 100 milyona yaklaşacak olan Türkiye, kişi başına 1100 metreküp kullanabilir su miktarı ile su sıkıntısı çeken bir ülke haline gelecektir. Bu durumda mevcut kaynakların daha dikkatli kullanılması ve kirlenmeye karşı gerekli tedbirlerin bir an önce alınması gerekmektedir.’
‘HİJYEN OLMAYAN SULAR SAĞLIĞI TEHDİT EDİYOR’
Suyun doğrudan ya da dolaylı olarak sağlığı tehdit edebilecek durumlara sebep olabileceğini de dile getiren Vali Yardımcısı Kalaylı, ‘Bu nedenle insan sağlığının korunmasında sağlıklı ve güvenli suya erişim büyük önem taşımaktadır. Güvenli olmayan suyun içme ve kullanma suyu olarak kullanılması, yetersiz hijyen ile birlikte sağlığı olumsuz etkileyen çok önemli etkendir. Dünyadaki ishal vakalarının yüzde 88’i güvenli olmayan ve yeterli hijyen sağlanmamış sulara bağlıdır. Ülkemizde sağlıklı ve güvenli içme ve kullanma suyunun topluma ulaştırılması yerel yönetimlerin bu suyun kalitesinin izlenmesi ise Sağlık Bakanlığının görevidir’ ifadelerini kullandı.
