Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Sivas Cumhuriyet Meydanı’nda halka hitap etti. 12 Yılda Sivas’a yapılan bazı yatırımlara değinen Erdoğan, ‘Sivas’a 12 yılda 14 katrilyon yatırım yaptık. Peki, 2002 yılına kadar Sivas’a gelen bölünmüş yol ne kadardı? 79 yılda 24 kilometre. Biz 12 yılda 699 kilometre bölünmüş yol yaptık. Şimdi de inşallah Sivas’a hızlı tren geliyor. Yeniden faaliyete geçirdiğimiz TÜDEMSAŞ vasıtasıyla milli yük vagonlarını Sivas’ta imal ediyoruz ve yakında dünyaya ihraç edeceğiz. 600 yataklı bölge hastanesinin yapımı devam ediyor. 25 bin seyirci kapasiteli stadyumun yapımı süratle devam ediyor. Yiğidolar inşallah önümüzdeki yıl yetişecek ve yeni stadında maçlarını oynayacaktır. Sivas’a ne yapılsa azdır. Başbakanlığım döneminde olduğu gibi Cumhurbaşkanlığım süresince de Sivas’ın ve Sivaslının yanında olmaya devam edeceğim. Yapılan işlerin, yeni projelerin takipçisi olacağım.’ Dedi.
ERSAN ARSLAN / OĞUZHAN SARZEP
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çeşitli temaslarda bulunmak ve halka hitaben bir konuşma yapmak üzere Sivas’a geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Sivas Nuri Demirağ Havalimanı’nda Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Vali Âlim Barut, Belediye Başkanı Sami Aydın ve il protokolünün önde gelen isimleri karşıladı.
Cumhuriyet Meydanı’nda yağışlı havaya rağmen alanı dolduran Sivas halkına hitap eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kendisine her zaman en büyük desteği veren Sivaslılara teşekkür ederek sözlerine başladı. ‘Arkasında Sivas olanın Sırtı yere gelmez’ diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Sivas, bu toprakların, bu milletin kendisidir’ diyerek Sivas halkına olan sevgi ve muhabbetini dile getirdi.
Erdoğan; ‘Sizleri en kalbi duygularımla muhabbetle selamlıyorum. Sivas, bugün yine sergilediği bu tabloyla bizlere heyecan veriyor, coşku veriyor. Buradan Sivas’ın ilçelerindeki, mahallelerindeki, köylerindeki tüm Sivaslı kardeşlerime, Yiğidolara sevgilerimi gönderiyorum. Sivas’ın yiğit evladı Türkiye sevdalısı, Muhsin Yazıcıoğlu kardeşime bir kez daha Allah’tan rahmet, ailesine ve sevenlerine baş sağlığı diliyorum. Sivas’ın sesi, nefesi olan, Âşık Veysel gibi, diyoruz ki, uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece. Ne demiştik yola çıktığımızda? Gideceğiz, gündüz gece. Biz, dert insanıyız, biz sevda insanıyız. Hasretin, umudun şehri Sivas bizi çok iyi anlar.
Biz milletimizin dertlerine derman olmak için, yaralarına merhem olmak için 12 yıl boyunca çalıştık, mücadele ettik. Bu mücadelede Sivas bize hep destek oldu. En son 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde Sivas, yüzde 70 gibi çok yüksek bir oranla bize olan güvenini itimadını ortaya koydu. Bu arada Sivas’ın Doğanşar ilçesi yüzde 91 ile Türkiye altıncısı oldu. Bunun için her birinize ayrı ayrı şükranlarımızı sunuyorum. İnşallah bu ilginize, bu iltifatınıza layık olmaya çalışacağım. Yanında Sivas olanın, yanında Türkiye olanın sırtı yere gelmez. Çünkü Sivas Türkiye’dir, Türkiye’de Sivas… Horasan erenleri ile türbeleri ile camileri ile yiğitleri ile Sivas, bu toprakların, bu milletin kendisidir. Allah birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi daim kılsın. Bir millet için tarihten büyük yol gösterici yoktur.’ İfadelerini kullandı.
‘MİLLİ İRADEYE
MÜRACAAT EDİYORUZ’
Kurtuluş savaşı sürecine ve milli mücadeleye değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, birileri ülke topraklarına giren düşmanı çiçeklerle karşılarken, birilerinin Sivas’ta, kurtuluş savaşının temellerini attığını söyledi.
Sivas kongresinde manda ve himayenin reddedildiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
‘Bu topraklar 600 yıllık bir imparatorluğun eriyip bitişine şahitlik etti. Bu topraklar sadece Osmanlı’nın yıkılışına değil, başka acılara, başka umutlara da şahitlik etti. İstanbul’da işgalci askerler karaya çıktıklarında, İzmir’de, Yunan askeri topraklarımıza ayak bastığında birileri onları çiçeklerle, alkışlarla karşıladı. Birileri orada düşmanın boynuna sarılırken, millet ayağındaki yırtık çarığı ile burada Sivas’ta Kurtuluş Savaşı’nın temellerini atıyordu. Birileri bu toprakları parçalamak için harita başında pazarlıklar yaparken, benim sakallı dedem, başörtülü ninem Sivas Kongresi’nde toplananlara dua ediyordu. Birileri bu milleti tarihin kör karanlığına hapsetmeye çalışırken, bu millet istiklal harbinin hazırlıklarına başlamıştı bile. Milletimiz Sivas’tan dünyaya şöyle haykırıyordu; ‘manda ve himaye kabul edilemez. Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz. Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet kendisini topyekûn savunacak ve direnecektir.’ Tarihteki uzun yolculuğumuzun son devleti, Türkiye Cumhuriyeti’nin inşası işte bu şuurla gerçekleşti.
Bu mücadeleye başlarken Allah’ın yardımından başka yardım dilemedik, ahdettik, dua ettik, mücadele ettik. Milletimiz bayrağına, vatanına, namusu bildiği özgürlüğüne sahip çıktı. Sivas Kongresi’nde şu devletin, bu devletin himayesini isteyenler de oldu. Fakat bu teklifler tartışmaya dahi değer görülmedi. Bu millet milli iradeye sahip çıkarak İstiklal Harbini kazandı. Biz de, tüm siyasi hayatımızda bilhassa da son 12 yılda hep milli iradeden aldığımız güçle mücadelemizi verdik. Bugün de yeni Türkiye’nin inşası için yine milli iradeye müracaat ediyoruz. Bunun için Sivas’tayız. Manda heveslilerini, tek parti özlemi ile yanıp tutuşanları, milleti bölmenin, ülkeyi parçalamanın hesabını yapan üst aklı bir kez daha mağlup etmek için Pazar günü milletimizi sandığa davet ediyoruz. Sivas 7 Haziran’da sözünü sandıkta söylemeye hazır mı? Sivas, üst aklın aklını başından almaya var mı? Sivas Türkiye’yi yeni anayasasına kavuşturmaya hazır mı? Sivas, başkanlık sistemine var mı?’ Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözlerine Sivas halkı ‘Evet’ şeklinde karşılık verdi. Vatandaşlar daha sonra tekbirler getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu coşku karşısında, ‘Sivas’tan yükselen bu sedayı duymayanın sadece kulağı değil, kalbi de mühürlüdür. Coşkunuz için, desteğiniz için, sizlere şükranlarımı sunuyorum.’ İfadelerini kullandı.
‘BUGÜN DE BİZANSIN
KALINTILARI VAR’
Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra 30 Mayıs’ta İstanbul’da gerçekleştirilen fetih şölenine değindi. Bu etkinliklerin birileri tarafından hazmedilemediğini belirten Erdoğan, ‘2 milyona yakın insan, İstanbul Yenikapı’ya gelmişti. Surların önündeydik. 562 kişiden oluşan ordu mehterimizle beraber bunu kutladık. Bu coşkuyu, maalesef birileri hazmedemedi. Bu hazmedemeyenler, güya ulusalcı, güya milliyetçi. Cumhurbaşkanlığı makamının himayesinde yapılan bu fetih şenliklerini hazmedemediler. İstanbul Valiliği ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı bu kutlamayı hazmedemediler. Biz bu kutlamayı her yıl yapacağız. Çünkü İstanbul’un fethi, sıradan bir fetih değil. Ne diyordu sevgililer sevgilisi? ‘İstanbul muhakkak fetholunacaktır. Onu fetheden emir ne güzel emir ve onu fetheden ordu ne güzel ordudur?’ diyordu. Ama bundan birileri rahatsız oluyor. Siz zannediyor musunuz Bizans dünde kaldı. Bugün de Bizans’ın kalıntıları var. Ama biz onlara rağmen yürüyoruz, onlara rağmen yürüyeceğiz. Dediler ki, ‘Türk Yıldızlarının orada ne işi vardı?’ Türk Yıldızları Cumhurbaşkanı’nın daveti ile oraya gelmiştir ve orada o milli kutlamada görevlerini yapmıştır. Belki de ilk defa 1,5-2 milyon insanın huzurunda bu gösteri yapılmış ve bizim milletimiz o gün bir başka özgüven kazanmıştır. Burada Türk Silahlı Kuvvetlerimize, Hava Kuvvetlerimize, pilotlarımıza teşekkür edeceklerine ‘nasıl olur da Silahlı kuvvetler oraya gelip böyle bir görüntü verir’ diyorlar. Sen daha Cumhurbaşkanlığı makamının ne olduğunu anlamamışsın. Valiliklerin, Belediyelerin bu özel günlerde neler yapabileceğini anlayamamışsın.’
‘HER SEÇİM BİR KURTULUŞ SAVAŞI’
7 Haziran’da gerçekleştirilecek seçimlerin önemine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, eski Türkiye ve yeni Türkiye ile ilgili örnekler verdi. Koalisyonların geçmişte ülkeyi düşürdüğü duruma dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
‘Bu memlekette her seçim bir bakıma yeni bir kurtuluş savaşıdır. Çünkü bağımsızlık ve kalkınma mücadelesi kesintisiz bir süreçtir. Bunun için Yiğidolarla beraber yürüdük mü hiç endişeniz olmasın. Demokrat Parti’nin iktidara geldiği günü hatırlayın… Kurtuluş Günü olarak ilan etmişti. O gün, kadın-erkek, genç-yaşlı demeden milletimiz adeta Kurtuluş Savaşı ruhu ve heyecanı ile sandığa gitti. O gün sandık, tam bir mücadele alanıydı. Millet bu mücadeleden kaçmadı. Tüm baskılara ve tehditlere rağmen cesaretle sandığa gitti, oyunu kullandı. Allah’ta bu millete özlemini çektiği hürriyete ve hizmetlere kavuşmayı nasip etti. Arkasından malum 27 Mayıs darbesi geldi. Ardından 1970’li yılların kara günlerine şahit olduk. Rahmetli Özal ile bir parça nefes alan bu millet 90’lı yıllarda yeniden kaosa, teröre boğuldu. Milletimiz bu koalisyon dönemini 2002 yılında bizimle sona erdirdi. Biz kimden almıştık hükümeti? DSP, MHP ve ANAP’tan almıştık. Kaç yıllığına millet onlara görev vermişti? 5 yıllığına. Peki, 3,5 yıl kalıp da niye kaçtılar, niye yürütemediler? Çünkü Düzce, Sakarya, Bolu, Kocaeli depreminin altında kaldılar, yürütemediler. Bunlara zaten 5 koyun ver kaybedip gelirler. Niye meydanlara çıkıp dolaşıyor ben anlamıyorum. Yahu senin yapacağın iş değil bu iş. Müslüman bir sokulduğu yerden bir daha sokulmaz. Yahu 25 tane bankayı batırdınız. 50 milyar dolar yük bıraktınız. Bunları biz hallettik. IMF’ye bunlar borçlandı. 23,5 milyar dolar biz ödedik. Merkez Bankası bizim milli bankamız değil mi? Hani milliyetçiydiniz? Kasada ne vardı? 27,5 milyar dolar. Şimdi ne var 122 milyar dolar. Kim milliyetçi. Biz, biz… Biz öyle kafatası milliyetçisi değiliz ha… Biz milletini seven milliyetçiyiz. Farkımız bu.
Her seçim unutmayın, duymak anlamak isteyene yeni Türkiye talebinin daha yüksek sesle bir ifadesiydi. İşte şimdi Pazar günü bir seçim var. Bunun arifesindeyiz, yine bir Kurtuluş Savaşının içindeyiz. Görüyorsunuz biz yeni Türkiye’nin inşası için canla başla çalışırken karşımızda bir eski Türkiye koalisyonu var. Musluklardan kan akıtan eli kanlı bir parti ile milliyetçi olduğu iddiasındaki bir parti kol kola girdi, burada yerini aldı. Bakın, Batman’da pankart açıyorlar. ‘Barajı aştık aştık, aşamadık; meskenimiz dağlardır’ diyorlar. Çünkü bunlar dağdan yönetiliyorlar. Bunlar silahı bırakmadılar. İşte bakın 6-7-8 Ekim tarihlerinde bu eş başkanlardan bir tanesi sokağa davet etmedi mi? Ve 50 kişi öldü. Ölenler Kürt, öldürenler Kürt… Peki, bunlar nasıl oluyor da benim Kürt kardeşimin temsilcisi oluyor. Mesele bu. Şimdi aydın geçinen 200 kişi bildiri yayınlamış. Bunlar aydın değil karanlık, karanlık… 50 kişinin ölümüne neden olan bu zihniyete destek verenler nasıl oluyor da aydın oluyor. Bu ülkenin geleceğini karartmak isteyenler nasıl oluyor da aydın oluyor. Hesap ortada, kitap ortada, Halep orada ise arşın burada…’
HEPSİ İFTİRA…
Kendisi ile ilgili ‘diktatör’ yakıştırması yapanlara da sert çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu söylemlere şu ifadelerle karşılık verdi:
‘Tayyip Erdoğan diktatör diyorlar. 90 tane partinin olduğu bir ülkede Tayyip Erdoğan diktatör. Şuanda 20 tane parti seçime giriyor. Nasıl oluyor bu diktatörlük. Diktatörün olduğu ülkede bunlar olabilir mi? Böyle bir şeyi yapabilir misiniz? Dünyada biz diktatörlüğü iyi biliriz. Hepsi iftira, çünkü bunlar meşhur komünist rejimlerin kalıntıları.’
‘BİZİM ALLAH’TAN BAŞKA
KİMSEDEN KORKUMUZ YOK’
Mit tırları ile ilgili konuya da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yine Sivas Kongresi’ne değindi. Birilerinin hükümeti, cumhurbaşkanını gidip dünyadaki ağababalarına şikâyet ettiğini belirten Erdoğan, ‘kime giderseniz gidin, bizim Allah’tan başka kimseden korkumuz yok’ dedi.
Sivas Kongresi’ne işaret ederek ‘mandayı kabul etmeyiz’ vurgusu yapan Erdoğan, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:
‘Bir gazete, ismini vermeyeceğim, reklamı olmasın. Utanmadan sıkılmadan, ‘içinde silah olmadığını söyleyen Erdoğan’ diyor. Var veya yok koyalım bir kenara. Bir defa sen o kadar basın ahlakından uzaksın ki, bu ülkede milli istihbarat teşkilatımızın yaptığı bir operasyona sen kalkıp paralelle iş tutarak bunu dünyaya faş etmenin gayreti içerisine giriyorsun. Bir defa bu casusluktur, ajanlıktır. Bununla ilgili biz zaten suç duyurusunda bulunduk gereği yapılacaktır. Şimdi bunlar hemen dünyadaki ağababalarına gidiyorlar. Dünyadaki ağababalarından destek almak suretiyle, bizi, hükümeti veyahut da miti bir yerlere şikâyet etmenin gayreti içerisindeler. Nereye giderseniz gidin, bizim Allah’tan başka kimseden korkumuz yoktur.
Bu milleti bölmek, parçalamak isteyenlerle mücadelemiz sonuna kadar sürecektir. Sivas’tan söylüyorum. Burası Manda kabul etmeyen bir yer. Biz manda kabul etmiyoruz ve açık söylüyorum bu mücadele bitmeyecek, sonuna kadar sürecek. Onun için daha düne kadar Kürt kardeşlerime her türlü hakareti edenler bugün bizzat Kandil’e kadar gidip seçim mesajları alıyorlar, bunları yayınlıyorlar. Bölücü örgüt insanların kanını döküyor, canını alıyor, ülkeyi cayır cayır yakmanın tehdidini savuruyor. Bunlar oradaki sigara izmaritlerinin reklamını yapıyor. Van’da belediyenin billboardlarında musluktan kan akıyor, kan… Çünkü bunlar kandan besleniyor. Musluktan kan akar mı? İşte bunların musluğundan akar. Neymiş ağaç kesmiyorlarmış. Takır takır insanları katlediyor bunlar. Sivas oyunu görüyor değil mi?’
‘SANDIĞA SAHİP ÇIKIN’
Muhalefet partilerinin bazı vaatlerini de eleştiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘Pazar günü ben inanıyorum ki eski Türkiye koalisyonunun bittiği gün olacaktır’ dedi. Sivaslı seçmenlerden sandığa gitmelerini ve sandığa sahip çıkmalarını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
‘Sivas’ı bugün daha bir kararlı görüyorum, daha heyecanlı görüyorum. İnşallah bu heyecanınız pazara kadar değil, mezara kadar sürecek buna inanıyorum. Siyaset dürüstlükle, ilkelerle, omurgalı duruşla olur. Bunların siyaseti düşmanlık… Hem de kendi milletine düşmanlık üzerine kurulu. Milletin aleyhine ne varsa onun yanında yer alıyorlar. Kurtuluş savaşında olduğu gibi düşman ülkeye girse ve dese ki, ‘ben Tayyip Erdoğan’ı düşürmeye geldim’ inanın bana onları ellerinde çiçeklerle karşılarlar. O derece bu muhasebeyi kaybetmiş durumdalar. Dikkat edin millet neyi istiyorsa onun karşısında yer alıyorlar. Millet dinine, diyanetine sahip çıkıyor, bunlar ne diyor? ‘din derslerini yasaklayacağız, zorunlu din dersi olmayacak’ diyorlar. ‘Diyaneti kaldıracağız’ diyor. Kim, terör örgütünün arkasında olduğu parti… Yahu dinsiz bir millet yaşayabilir mi? Onunla kalmadılar, bu arada imam hatipleri kapatmanın hesaplarını yapıyorlar. Kılıçdaroğlu öyle diyor ya, ne diyor? ‘imam hatipleri kapatacağız’ Kayseri’ye gidiyor, ‘ben öyle bir şey demedim’ diyor. Ne dedin? ‘1+8+3 dedim’ Kardeşlerim, 1+8 nedir biliyor musunuz? İmam hatiplerin orta kısımlarının kapatılması… Biz bu formülü geçmişte gördük. Ben imam hatip mezunuyum. 4 Çocuğumun 4’ü de imam hatip mezunu. Ama ben dertliyim. Benim yavrularım bu ülkede üniversite okuyamadı. Yurt dışına göndermek zorunda kaldım. Ama Amerika’da, Avrupa’da, birçok ülkede okuyabiliyor. Nitekim binlerce kızımız Avrupa’ya, diğer ülkelere gittiler.
Şimdi orta kısımlar açıldı mı? O zaman 600 binden 60 bine düşmüştü öğrenci sayısı. Şimdi ne oldu? 60 binden 1 milyona çıktı. Yahu milletin önünü niye kesiyorsunuz. Bırak anne baba yavrusunu istediği yere gönderir sana ne...
Danıştay şimdi bir karar daha açıkladı. Nedir? Düz liselerde de başörtülü okumanın önünü açtı. Düz liselerde de Kur’an-ı Kerim ve Siyer-i Nebi serbest mi? Serbest. Şimdi HSYK bir karar açıkladı, ‘yargıda başörtülü olarak görev yapabilirsiniz’ diye. Ey Allah’ım sen nelere kadirsin. Nereden nerelere geldik. Alma mazlumun ahırı çıkar aheste aheste…’
SİVAS’A 14 KATRİLYON
YATIRIM YAPTIK
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının son bölümünde 12 yıllık süreçte Sivas’ta gerçekleştirilen bazı yatırımlara değindi. Başbakanlığı döneminde olduğu gibi Cumhurbaşkanlığı döneminde de Sivas’ta yapılan işlerin projelerin takipçisi olacağını belirten Erdoğan, ‘Sivas’a ne yapsak azdır’ dedi.
Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
‘Sivas’a 12 yılda 14 katrilyon yatırım yaptık. Peki, 2002 yılına kadar Sivas’a gelen bölünmüş yol ne kadardı? 79 yılda 24 kilometre. Biz 12 yılda 699 kilometre bölünmüş yol yaptık. Şimdi de inşallah Sivas’a hızlı tren geliyor. Yeniden faaliyete geçirdiğimiz TÜDEMSAŞ vasıtasıyla milli yük vagonlarını Sivas’ta imal ediyoruz ve yakında dünyaya ihraç edeceğiz. 600 yataklı bölge hastanesinin yapımı devam ediyor. 25 bin seyirci kapasiteli stadyumun yapımı süratle devam ediyor. Yiğidolar inşallah önümüzdeki yıl beklide yetişecek ve yeni stadında maçlarını oynayacaktır. Sivas’a ne yapılsa azdır. Başbakanlığım döneminde olduğu gibi Cumhurbaşkanlığım süresince de Sivas’ın ve Sivaslının yanında olmaya devam edeceğim. Yapılan işlerin, yeni projelerin takipçisi olacağım. Çünkü biz, ‘insanların en hayırlısı, insanlara en çok faydalı olanıdır’ diyerek yola çıktık. Türkiye’yi eğitimden sağlığa, ulaştırmadan toplu konuta, sosyal yardımlara kadar her alanda cumhuriyet tarihinde yapılandan daha fazla hizmetlere kavuştururken bu anlayışla hareket ediyoruz. İşte Sivas’ta Nuri Demirağ Havaalanını inşa eden kim, oradan şehre kadar o güzel yolları yapanlar kim. Biziz, elhamdülillah. Biz bunları yaparken, bir iade olsun diye değil, biz efendi olmaya değil, size hizmetkâr olmak için gelmiştik zaten.
İnşallah önümüzdeki dönemde de millet aşkıyla, hizmet aşkıyla sizlerle birlikte olmaya devam edeceğiz.’
Erdoğan Konuşmasının sonunda Rabia işareti yaparak, ‘Şimdi buradan milli iradenin şehri Sivas’tan öyle bir haykıralım ki Kandil’den Pensilvanyaya kadar duymayan hiç kimse kalmasın. Tek millet, Türk’ü ile Kürt’ü ile Zaza’sı ile Gürcü’sü ile Abaza’sı ile Boşnak’ı ile Arnavut’u ile Çerkez’i ile tüm 78 milyon hep birlikte tek millet, tek bayrak. Bayrağımızın rengi şehidimizin kanıdır. Hilal bağımsızlığımızın ifadesidir. Yıldız şehidimizin ta kendisidir. Bayrağımıza alternatif bir bayrak asla olamaz’
Programda, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Sivas Valisi Âlim Barut ve Belediye Başkanı Sami Aydın’da kısa birer selamlama konuşması yaptı.
