RÖPORTAJ: HAYRULLAH AĞKAŞ
Geçtiğimiz hafta 12 Eylül askeri darbesinin 37. yıldönümünü geride bıraktık. İlimizdeki siyasi parti il başkanlarından 37 yıl önce yaşananlarla ilgili düşüncelerini sorduk. 12 Eylül darbesiyle ilgili gazetemize açıklamalarda bulunan Cumhuriyet Halk Partisi Sivas İl Başkanı Ulaş Karasu, "Ben 1980 doğumluyum. Yani darbenin çocuğuyum" dedi.
İsminin Ulaş olmasından dolayı bile ailesinin ciddi sıkıntılar yaşadığını belirten Karasu, "Babam siyasetin içindeydi. CHP Gençlik Kolları Merkez Yürütme Kurulu üyesiydi. Ve babam bir Trabzon´da miting hazırlığı içindeyken tutuklandı. Yani darbenin en zor zamanlarını ailecek yaşadık" ifadelerini kullandı.
80 darbesinin Türkiye´de ciddi travmalar yarattığını belirten Karasu, "80 darbesi ülkedeki siyasi alt yapılar değişti. Bütün siyasi parti partiler, sendikalar ve STK´lar kapatıldı. Böylece geçen yıl yaşadığımız 15 Temmuz´un alt yapıları oluştu. Büyük Ortadoğu Projesinin, Yeşil Kuşak Projesinin Amerika´nın eliyle ve cemaatler aracılığıyla Türkiye´de de 15 Temmuz´u yaşadık. Yani 80 darbesinin meyvesi 15 Temmuz´dur. Tabii ki 12 Eylül 1980 darbesinde CHP, MHP, AP gibi partilerin kapatılmasıyla siyaset sahnesine yeni partiler sürülmüştür. O siyasi partilerin Genel Başkanları hapse atılmış, siyasi yasaklar getirilmiştir. Ve o partiler kapatıldıktan sonra ANAP´ın önü açılmış ve Turgut Özal iktidar olmuştur" diye konuştu.
AK PARTİ, 12 EYLÜL VE
28 ŞUBAT´IN BİR ÜRÜNÜDÜR
2002´de kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi´nin de 1980 ve 28 Şubat´ın bir ürünü olduğunu ifade eden CHP İl Başkanı Karasu, "Türkiye´de askeri darbelerde oluşan olay şudur; eski siyasi partilere son verilerek yeni siyasi partilere yer açılır. 80 darbesi dış kaynaklı bir darbedir. Toplumu ciddi bir şekilde parçalamıştır. İnsanlar annesiz, babasız, ailesiz kalmıştır. İşkencelerde 517 kişi idam cezası almıştır. 50 kişi idam edilmiştir. Erdal Eren yaşı büyütülerek idam edilmiştir. 230 bin kişi yargılanmıştır. 30 bin kişi işten atılmış, 14 bin kişi vatandaşlıktan atılmıştır. 30 bin kişi siyasi mülteci olarak yurtdışına gitmek zorunda kalmıştır. 300 faili meçhul cinayet vardır. 171 kişi işkencelerde öldüğü kabul edilmiştir. 3 bin 854 öğretmen 47 hâkim işinden atılmıştır. 400 gazeteci yargılanmıştır. Cezaevlerinde 299 kişi ölmüştür. 17 kişi açlık grevinden ölmüştür" diye konuştu.
PKK TERÖR ÖRGÜTÜ 1980
DARBESİNİN ÜRÜNÜDÜR
Karasu, şöyle devam etti:
"80 darbesinde bu saydığım etkilerin dışında bir meyvesi de PKK terör örgütüdür. Diyarbakır cezaevinde yapılan işkenceler, yanlışlar PKK terör örgütünün doğmasına neden olmuştur. 40 yıldır da başımıza bela olmasının ana nedenlerinden birisidir. Şimdi bizim bu darbelerle hesaplaşmamız gerek. Darbelerde itibarını kaybeden insanlara itibarını geri kazandırmamız gerekiyor. Benim temsil ettiğim siyasi parti o zaman çok acı çekmiştir. Diğer siyasi partilerle konuşabilirsiniz onların fikirlerini alabilirisiniz fakat şuan iktidarda olan siyasi parti o dönemi yaşamamış bir partidir. Ama darbe Türkiye´yi kuran partiyi, Atatürk´ün partisini kapatmıştır. Mal varlıklarına el konmuştur. CHP 1992´de yeniden açıldığında mallarının sadece yarısını geri alabilmiştir. Arşivi yok edilmiştir. Bu ülkede 30 ton kitap yakılmıştır. Darbelerin geçmişini iyi incelemek gerekiyor. Bu ülkede gençler siyaset yapmasınlar, onlar siyaset yaparlarda anarşist olurlar anlayışı bugün apolitik, hiçbir şeye karışmayan, hiçbir şeye dokunmayan bir gençlik yaratmıştır. Bunlar hep 80 darbesinin meyvesidir. 80 yılından önce Yolsuzluğun ´y´ sini söylemek utanç vericiyken 80´den sonra benim memurum işini bilir anlayışı olmuştur. Ama bugünkü darbe sonrasına baktığımızda hükümetin son bir yılda yaptıklarından sonra insanlar bazı noktalarda 80 darbesini arar hale gelmiştir. Yani 80 darbesinde yapılanların bir benzeri de bugün yapılmaktadır. 100 kişi işinden atılmıştır. Binlerce öğretmen ve hâkim işlerinden olmuştur. Tabi ki 15 Temmuz darbe girişiminde parmağı olan herkes en ağır cezayı almalıdır ama sapla sapan birbirine karıştırılmamalıdır. Suçlu suçunu çekmelidir ama yeni mağduriyetler üretilmemelidir. İşte biz bu noktada CHP olarak yaşadığımız acıların bir kez daha yaşanmaması için ´adalet´ diyoruz."
OHAL DERHAL SONLANDIRILMALI
O dönemlerde basının üzerinde çok büyük baskılar olmasına rağmen cesur kalemlerinde olduğunu ifade eden Karasu, "Şimdi sanki STK´ların üzerinde bir sopa var. O yüzden OHAL sonlandırılmalıdır. Türkiye normale dönmelidir. Evet, FETÖ ile mücadele edilmelidir. Ama şu unutulmamalıdır eskiden FETÖ ile kol kola yürüyenler şimdi Türkiye´yi başka cemaatlere teslim etmemelidir. Devlette liyakat sistemi esas alınmalıdır. Türkiye 1923´te yolunu muasır medeniyetler seviyesine dönmüştür. Yani biz yolumuzu akla ve bilime dönmüş bir ülkeyiz buna yönelik çalışmalıyız. Askeriyenin onurunu tekrar ayağa kaldırmalıyız. Bir daha Türkiye ne 12 Eylül´ü ne 28 Şubat´ı ne de 15 Temmuz´u yaşamalıdır. Onun temeli de demokrasiyi ayakta tutmaktır. Biz demokrasimize sahip çıkarsak bunlar bir daha yaşanmaz. Bakınız Avrupa´da hiç darbe olmuş mudur? Darbe girişimi Latin Amerika ülkelerinde vardır Arap ülkelerinde vardır. Darbe demokraside sınıfta kalmış ülkelerde vardır. Biz elimizden geldiğince demokrasi için çalışacağız" ifadelerini kullandı.
BABANIZIN BAŞINDAN GEÇEN
OLAYLARI ANLATIR MISINIZ?
Babasının1980 darbesinde 1 ay Trabzon´da tutuklu kaldığını belirten Karasu, "4 yıl dava süreci oldu. Hatta dava bittikten sonra isim yanlışlığı yüzünden 1986 yılında gözaltına alındı. 80 öncesinde siyaset yapan insanlar babamı tanırlar. O dönem karşı karşıya olduğu gruplar bugün bir araya gelip konuşabiliyorlar. O yüzden bizim de bu hatalardan ders alıp başka konuları konuşmalıyız" dedi.
Karasu, "Geldiğimiz duruma bakar mısınız üzerinden 40 yıl geçmiş yakın zamanda ülkemizde bir darbe daha olmuş fakat biz hala 12 Eylül´ü konuşuyoruz. Bir an önce bu süreçlerden çıkıp demokrasiyi, adaleti bu ülkeye hâkim kılmamız gerekiyor. 80 milyon bu ülkede huzurla yaşatmamız gerekiyor. O zaman insanlar daha iyi örgütlenebiliyorlardı. Fikirlerini özgürce ifade edebiliyorlardı. Üniversitelerde rahat rahat siyaset yapılıyordu. Düşünün ülkede bir referandum süreci gerçekleşti bu ülkede yüz civarında hukuk fakültesi var bir tanesi bile çıkıp görüşlerini ifade edemedi. 80 öncesinde böyle bir problem yoktu. Herkes fikrini ifade edebiliyordu. Daha idealist bir gençlik vardı tek amaç tam bağımsız Türkiye´ydi. Keşke o günkü gençlerin fikirleri dikkate alınabilseydi. Bu gün daha iyi yerlere gelebilirdi. Ama Kenan Evren ve arkadaşları kesinlikle bir NATO projesiydi. O muhalif, o üretken fikirlerin tamamını yok ettiler. O yüzden bu süreçlerin tekrar yaşanmaması için bir kez daha söylüyorum. Demokrasi, demokrasi, demokrasi!" şeklinde konuştu.
