Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Külliye´de kaymakamlara hitap ederek gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında özellikle güvenlik tedbirleri, terör olayları ve FETÖ´cülere karşı dikkatli olunması konularına dikkat çekti.
Erdoğan, ?Terör eylemleri ancak çok sayıda kişinin organize hareket etmesiyle neticeye ulaşabilir. Dolayısıyla örgütleri gerçek anlamda etkisiz hale getirmenin yolu, topyekün mücadeleden geçiyor. Görev yaptığınız yerlerde terör örgütleri taban buluyorsa, silahını size ve masuma doğrultması kaçınılmazdır. Bu bakımdan işimizi savsaklama, rehavete kapılma hakkımız olmadığını çok iyi bilmeniz lazım. Gerek FETÖ gerekse bölücü örgütlerin devlete sızmış elemanlarına karşı çok dikkatli olmalıyız? ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Türkiye ekonomisine katkıda bulunacak yatırımları gerçekleştiren Suriyeli mültecilerin vatandaşlığa alınması için çalışmaların devam ettiğini belirtti.
Konuşmasında sık sık kaymakamları uyaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, ?Muhtarların dinlenmesini, şehit ailelerinin gözetilmesini, ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarının giderilmesini? kaymakamlara görev olarak addetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın konuşmasından satır başları;
Türkiye içerde ve dışarıda çok büyük bir saldırı altındadır. Bu saldırı zayıf bir ülke olduğumuzdan kaynaklanmıyor. Güçlü, güçlenen bir ülke olduğumuz için bu saldırılar oluyor. Bugün ülkemiz sınırları içinde 3 milyonun üzerinde Suriyeli ve Iraklıyı misafir ediyoruz. Elbette sıkıntılar yaşanıyor ama bunlar üstesinden gelinemeyecek meseleler değil. İçişleri Bakanlığı ülkemize ekonomik katkıda bulunan mültecilere vatandaşlık verilmesi için çalışma yürütüyor.
"BUNA İMAN ETMEMİZ LAZIM"
Başarılı olan arkadaşlarımızı takdir ederken aynı çabayı göstermeyenleri ayıklamak zorundayız. Unutmayınız ki yeni Türkiye´yi sizlerle birlikte inşa ediyoruz. Şu kritik dönemde idarecilerimizin basireti ve çabası belirleyici öneme sahiptir. İnşallah bu süreci hep birlikte alnımızın akıyla yönetecek ve ülkemizin önünü hep birlikte açacağız. Buna iman etmemiz lazım.
"SURİYE VE IRAK´TA BİR DERTLERİ
OLMADIĞI AÇIĞA ÇIKMIŞTIR"
Türkiye´de içerde ve dışarda saldırı altında. Türkiye zayıf olduğu için değil, güçlü bir ülke olduğu için bu saldırılar oluyor. İçişleri Bakanlığımız ülkemize katkı sağlayacak olan göçmenlerle ilgili olarak şu anda bir çalışma yürütüyor. Eğitimden sağlığa, sosyal güveniğe kadar pekçok çalışmalar olduğunu biliyorum. Asıl çözümün Suriye ve Irak´a yeniden güvene, istikrara, huzura kavuşması gayet açıktır. Bölgedeki gelişmelere doğrudan veya dolaylı etkisi olan ülkelerin önemli bölümün Suriye ve Irak halkını esenliğe kavuşturmak diye bir dertleri olmadığı ortaya çıkmıştır.
"GÜVENİ SAĞLAYAMAZSAK
SÖZÜMÜZ DİNLENMEZ"
Bölgenin tarihi, dini, etnik, kültürel yapısını dikkate almadan tamamen kağıt üzerindeki planlamalarla yürütülen projeler birer birer çöküyor. Uluslararası alanda ve sınırlarımız dışında verdiğimiz mücadelenin başarısının birinci şartı ülkemizin içinde huzuru, güveni ve refahı sağlamaktır. Terör örgütlerini adeta vardiya usülü ülkemizde eylem yapmaya teşvik edenler bunların olmamasını istiyor. Eğer biz kendi topraklarda güveni edemezsek dışarıda söylediğimiz sözün bir önemi olmaz.
"İSİMLERİ FARKLI HARFLERDEN
OLUŞSA DA HEPSİ BİRDİR"
15 Temmuz darbe girişimi başta olmak üzere bu uğurda ellerindeki tüm malzemeyi kullandılar, kullanıyorlar. Türkiye´nin karşısında isimleri farklı harflerden oluşuyor ve söylemleri farklı görünüyor olsa da aynı örgüt var. Biz bunların topuna birden terör örgütü diyoruz. Mensuplarına da terörist diyoruz. Maruz kaldığımız saldırılar gösteriyor ki, bölücü örgütte, DEAŞ, FETÖ, DHKPC arasında bizim açımızdan herhangi bir fark yoktur. Hepsi de devletimizin milletimizin düşmanıdır.
"TÜRKİYE KENDİ EVLATLARI İLE
BU MÜCADELEYİ VERECEK"
15 Temmuz´u saymıyorum. Daha mültecilere gösterilen insanlık dışı davranışları saymıyorum. Çocukların, kadınların, yaşlıların katledildiği saldırılar karşısındaki duyarsızlığı saymıyorum. Dünyada pekçok ülkenin gösterdiği bu ikiyüzlü tavırdan üzüntü duyuyorum. Ama bu durum aynı zamanda bize kendi göbeğimizi kendimiz kesmemiz gerektiğini de gösteriyor. Yaşadıklarımız bize şu gerçeği açıkça izhar ediyor; Türkiye terörle mücadelesini ve bölgesinde yürüttüğü operasyonları tek başına, kendi imkanlarıyla ve kendi evlatlarıyla yürütmek mecburiyetinde.
"TERÖR ÖRGÜTLERİNE EN KÜÇÜK
MÜSAMAHA GÖSTERMEYECEĞİZ"
Türkiye olarak güçlü olmak zorundayız. Ülke olarak güçlü olmalıyız. Hükümet olarak güçlü olmalıyız. Asker, polis, istihbarat, savunma sanayimiz, hariciyemizle güçlü olmalıyız. En başta Mülkiye teşkilatımızla güçlü olmalıyız. Sizlerin normal zamanlardaki görevleri rutin kavramı içinde ifade edilebilir, yaşadığımız dönem rutin dönem değildir, olağanüstü bir dönemdir. Bugün Türkiye yeni bir İstiklal ve istikbal mücadelesi vermektedir. Öyleyse çalışmalarınızı da bu olağanüstü hale mütenasip bir şekilde yürütmek durumundayız. Hiçbir terör örgütüne karşı en küçük bir müsamaha göstermeyeceğiz.
"MUHTARLARI İHMAL ETMEYİN
ONLAR UÇ BEYİ GİBİDİR"
Emriniz altındaki muhtarlarla çok iyi diyalog kurunuz. Muhtarları asla ihmal etmeyiniz. Muhtarlar sizin için adeta uç beyidir. Onlar kendi bölgelerini sokak sokak bilir. Güvenlik güçlerimizin teröristleri yakalamak konusundaki çabaları çok iyi biliyorum. Aradan kaçan bir tane terörist bile amacına ulaştığında bunun çok acı sonuçları ortaya çıkıyor. Bunun için siz mülki idare amirlerimizin meseleye çok daha sıkı sarılması, takip etmesi gerekiyor. Gerek FETÖ ve diğerlerine dikkatli olmalıyız.
"MİLLİ SEFERBERLİK ÇAĞRIMIN
EN ÖNEMLİ MUHATABI SİZSİNİZ"
Teröre odaklanıp, ekonomiyi ihmal edersek terörün önünü açmış oluruz. Yatırımlarımızı yürütürken güvenlikten ödün verirsek ikisini birden kaybederiz. Bu kolay bir süreç değildir. 2008 küresel finans krizinde, mülteci sorununda, terör olaylarında Avrupa ülkelerinin nasıl savrulduklarını hep birlikte gördük. Türkiye ise her şeye rağmen kendi yolunda yürümeye devam etti. Milli seferberlik çağrımın en baştaki muhatapları sizlersinzi. Milli seferberliğin en önemli uygulayıcıları olarak alandasınız.
"SİZLER O YARDIMI BİZZAT
KENDİNİZ TESLİM ETMELİSİNİZ"
Yeri geldiği zaman icabında kömür ihtiyacı olan var. Sizler şoförün yanına oturmalısınız. Onunla birlikte kömür ihtiyacı olanlar adeta kamyonla, kamyonetle kömürü bizzat kendiniz getirip teslim etmelisiniz. Gıda ihtiyacı olanların o ihtiyacını bizzat teslim etmelisiniz. Bununla adeta sizler Hz. Ömer misali o kapıları çalıp, işte kaymakam filanca geldi, sizlerin duydum ki kömür ihtiyacınız var, kömürünüzü getirdim. Duydum ki çocukların giyecek ihtiyacı var, giysi getirdim, gıda getirdim demelisiniz.
"TAYYİP ERDOĞAN´IN GÖZÜ
KULAĞI, AYAĞI SİZSİNİZ"
Türkiye´de işte bu idareci profilini ortaya koymalısınız siz değerli kardeşlerim. Özellikle vatandaşlarımızın kendilerini sahipsiz hissetmemeleri çok önemlidir. Tayyip Erdoğan için el, göz, kulak, ayak sizsiniz. Başbakanımız için sizsiniz. Bakanımız için sizsiniz. Siz varsanız bizim ayağımız, gözümüz var. Siz yoksanız orada biz olmayız. 80 milyonluk, yurtdışındakileri de sayarsak 83 milyonluk bir Türkiye´yiz artık.
"ŞEHİT VE GAZİLERİMİZE ÖNEM
VERMENİZİ ALLAH İÇİN İSTİYORUM"
Eğer biz insanımıza sahip çıkarsak onlar terör mücadelesinde, 15 Temmuz´da bizim yanımızda yer alacaklardır. Şayet insanı küstürürsek diğer mücadelelerimizi kazanamayız. Sizin bir eksiğiniz neyse bunları anında Bakanlığımıza bildirmelisiniz. Anında gideririz. Bu ülkede yok yoktur. 14 yıl önce belki vardı ama şimdi böyle bir sıkıntı yoktur. Evelallah bu sorunların hepsini çözeriz, yeter ki iletişimi iyi kuralım. Şehit ve gazi yakınlarımıza özel önem vermeliyiz. Bu vatandaşlarımızdan birinin bile gönlünün kırılmasına rıza gösteremem. Bunu sizden Allah için istiyorum.
"KOLLARINI SIVAYAN HER
İDARECİ BENİM YOL ARKADAŞIMDIR"
Kollarını sıvayıp işin içine giren her idareci benim yol arkadaşımdır, bu kadar açık söylüyorum. Niyet hayr, akıbet hayr derler. Siz hayırlı bir niyetle çıkarsanız, kendinize destek olacak çok kişi ve kurum bulursunuz. Hiç endişe etmeyin. Bu düşüncelerle çalışmalarımızda başarılar diliyorum, sizlere sevgilerini, saygılarımı sunuyorum. (AA)
