FATİH TABUR
AK Parti İl Genel Meclisi Üyesi Emin Ünlüer, ülkemizde son dönemde gençler arasında kullanımı artan çakmak gazı konusunda yetkilileri uyardı. Çakmak gazının kolay ulaşılabilirliği ve ekonomik olması nedeniyle uyuşturucu bağımlısı gençler tarafından tercih edildiğini ifade eden Meclis Üyesi Ünlüer, acilen önlem alınması gerektiğini söyledi.
Son dönemlerde yurt genelinde yaşanan ölüm olaylarıyla tehlike boyutu fark edilen çakmak gazının Kangal´da bir genci hayattan kopardığını dile getiren Ünlüer, dikkatli olunması gerektiğine vurgu yaptı.
?RAHATLIKLA SATIN ALINABİLİYOR?
Meclis Üyesi Ünlüer, ?18 yaşındaki bir gencimiz benim de hemen kapı komşumdu çakmak gazından dolayı öldü. Bu, Türkiye´nin de önemli bir konusu. Çok rahatlıkla bir yerlerden satın alınabiliyor. Fiyatı da 2-3 lira arasında, çok ucuz. Gençler heves ederek, ?Nasıldır, bir de ben bakayım´ diyerek bağımlı oluyor. Bununla ilgili çok acil önlemlerin alınması gerektiğini düşünüyorum? dedi.
Gazetemize özel açıklamalarda bulunan Medicana Sivas Hastanesi Psikoloğu Begüm Özkaya, çakmak gazı bağımlılığı konusunda ailelere uyarılarda bulundu.
?GENÇLER ARASINDA HIZLA YAYILIYOR?
Günümüzde çok ciddi bir sorun haline gelen bağımlılıkla başa çıkmanın giderek zorlaştığını ifade eden Psikolog Özkaya, ?Birçok bağımlılık yaratacak maddelere ucuz ve kolay elde edilebilen çakmak gazı da eklendi. 9-10 yaşlarında başlayan bu bağımlılık çocukların hayatlarını olumsuz yönde etkilemektedir. Aynı zamanda temin etmesi diğerlerine göre daha kolay olduğu için gençler arasında hızla yayılıyor. Çakmak gazı koklama alışkanlığı, diğer alışkanlıklarda olduğu gibi yine arkadaş etkisi ile ortaya çıkmaktadır. Çocuklar gruplaşarak, çeteleşerek, bu gazı kullanmak için bir araya gelmektedir. Bu tür bağımlılıkların ortaya çıkmasında sosyo-kültürel etkenler, anne-baba ilgisizliği ve çocuğun kendini kanıtlama ihtiyacı gibi birçok nedenler sıralanabilir. Özellikle uçucu madde kullanımı sosyo-ekonomik düzeyi düşük semtlerde yaşayan, kalabalık aile ve eğitim düzeyi düşük, işsiz ebeveynlere sahip olan çocuklar arasında daha yaygındır? dedi.
ANİDEN ÖLDÜRÜYOR!
Çakmak gazı kullanımının diğer uçucu madde bağımlılıklarından tek farkının ani ölüme neden olma olasılığının çok daha yüksek olması olduğunu dillendiren Psikolog Özkaya; ?Bağımlılık oluşturma ve uzun süreli etkiler bakımından diğerleri ile arasında bir fark yoktur. Uçucu madde kullanımı sonucunda oluşan hasar, beynin bazı bölgelerinde sinir hücresi etkinliğini yavaşlatmakta veya durdurabilmektedir. Uçucu madde, beynin; hareket ve eşgüdümden sorumlu bölümü olan beyinciğe girerse, bireyin yavaş hareket etmesine veya sakarlaşmasına neden olmaktadır. Yapılan araştırmalar, beynin hipokampus denilen bölümündeki nöronların da uçucu maddelerden zarar görebileceğini göstermektedir. Bu hasar, hücreler yeterince oksijen almadığı için oluşur. Tekrar tekrar uçucu madde kullanan biri yeni bir şeyler öğrenme yeteneğini yitirebilir ve bildiklerini, önceden öğrenmiş olduklarını tanımayabilir veya çok basit konuşmaları, sohbetleri izlemekte güçlük çekebilir. Uzun öfke nöbetleri, aşırı saldırgan davranışlar, riskli ve düşüncesiz hareketler gibi davranış bozuklukları gösteren ergenler, bunları göstermeyenlere göre çok daha fazla madde bağımlılığı riski taşırlar. Ayrıca, ilk ve ortaokul sırasında öğrenme problemleri yaşayan, derslerinde başarısızlık ve davranış bozuklukları gösteren çocukların, ergenlik çağlarında madde kullanma riskleri oldukça yüksektir? diye konuştu.
HANGİ BELİRTİLERE DİKKAT EDİLMELİ?
Medicana Sivas Hastanesi Psikoloğu Begüm Özkaya, konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü: ?Anne ve babaların çocuklarındaki bu bağımlılığı hemen saptaması ya da arada sırada kullanıyorsa bunun yakalanması zordur. Madde kullanım belirtilerinin çoğu, normal olarak büyümekte olan ergenlerde görülen değişimlere benzemektedir. Bu nedenle çocuğunuz aniden durgun ve içe kapanık hale gelirse, bundan hemen sonuç çıkarılmamalıdır. Herhangi bir insanda olduğu gibi çocuğun da madde kullandığının en önemli belirtisi ?sarhoş´ olmasıdır. Bunun dışında çocukta bazı belirtilerin gözlenmesi madde kullanımını düşündürmelidir. Bu belirtileri bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz: Çocuk mutlu ve keyifli iken, ani ve düzenli olarak değişiklikler meydana gelmesi. Her zaman olmayan şekilde uykulu ve sersem olması. Vücudunda, giysilerinde veya ev içinde alışılmışın dışında kokular, lekeler ve işaretler görülmesi. Boş veya yarım yapıştırıcı ve çakmak gazı tüpleri, üstüpü gibi tiner kullanma esnasında kullanılan bezlerin bulunması. Evden para ve başka eşyaların kaybolması. Artan ya da azalan iştah ve kişisel bakım alışkanlıkları. Davranış veya ruh halindeki belirgin değişiklikler. Sosyal aktivitelere katılma miktarında düşüş, hobilerine daha az zaman ayırma. Gittikçe daha çok yalan söylemesi ve başka kaçamak hareketler.?
AİLELER NASIL BİR YOL İZLEMELİ?
Yukarıda sayılan belirtilerin görülmesinin çocuğun kesinlikle madde kullandığı anlamına gelmediğini dillendiren Özkaya, ?Böyle bir durumda anne ve babalar öncelikle endişelerini çocukla samimi bir şekilde konuşmayı denemelidir. Eğer çocuğunuzda bu tür problemler varsa, erken teşhis ve tedaviyle onun bağımlı olma riski azaltılabilir. Bu yüzden erken teşhis önemlidir. Ebeveynlerin çocuklarının hayatlarına dahil olmaları, onların akademik ve davranışsal sorunlarını azaltırken, aynı zamanda da çocuklarının arkadaşlarını ve onların ebeveynlerini tanımalarına fırsat tanıyor. Ebeveynler için hassas nokta; açık, tutarlı ve otoriter olmakla, gerçekleri açıklamak arasındaki dengeyi iyi ayarlamak olmalıdır. Emin olmadan gereksiz yere çocuklarınızı suçlamayın. Eğer çocuğunuzu suçlamaz ve kendiliğinden anlatmasını beklerseniz, kısa bir süre içinde size gerçekleri anlatacaktır. Kişilerde bağımlılığa genetik bir yatkınlık olabileceği gibi kaygı bozuklukları, dikkat eksikliği-hiperaktivite bozukluğu, depresyon ve şizofreni gibi hastalıklar madde bağımlılığı için risk oluştururlar. Bunlardan oluşabilecek herhangi bir rahatsızlık ya da karmaşada çocuklar, acılarını dindirmek için madde kullanarak kendi kendilerini tedavi etmeye yönleniyorlar. Bu sorun, kişilerin kendi kendilerine çözebilecekleri bir konu değildir. Bağımlılık uzmanlarına başvurmaktan ve gereken yardımı almaktan kaçınılmamalıdır. Tedavi süresi zor ve yoğun bir uğraş gerektirir. Ailenin tedaviye katılması bu zor süreci kolaylaştırmaktadır? şeklinde konuştu.
