USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

REFERANDUM iNSANLARI KUTUPLAŞTIRMAMALI!

REFERANDUM iNSANLARI KUTUPLAŞTIRMAMALI!

REFERANDUM iNSANLARI KUTUPLAŞTIRMAMALI!
15-02-2017 07:00
Google News


HAYRULLAH AĞKAŞ

"Başkanlar Konuşuyor" köşemizde siyasi partiler ve sendikaların ardından ilimizde faaliyet gösteren Sivil Toplum Kuruluşlarını konuk etmeye devam ediyoruz. Köşemizde bugün de Türk Ocakları Sivas Şube Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bozdoğan´ı ağırladık.
Prof. Dr. Bozdoğan ile yaptığımız röportaj:
Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Ben Prof. Dr. Ahmet Bozdoğan. Türk Ocaklarının Sivas Şube si tarafından 15 Ocak 2017 tarihinde yapılan genel kuruluyla göreve geldim. Bu vesileyle şahsınızı ve Gazeteniz mensuplarını saygıyla selamlıyorum. Bizlere ilgi gösterip, misafir oldunuz, görüşlerimize değer verdiğiniz için teşekkür ediyorum.
Türk Ocakları ne zaman ve hangi amaçla kurulmuştur?
Türk Ocakları nedir sorusuna çok uzun ve kapsamlı cevaplar verebiliriz. Vereceğimiz cevap süre olarak saatleri, hacim olarak sayfaları tutabilir. Ancak kısaca değinmek istiyorum. Türk Ocakları 2. Meşrutiyet öncesindeki kaotik ortamı içerisinde tam da Balkan Harbinin başladığı 1912 yılında İstanbul´da bir grup vatansever Türkçü Aydın tarafından kurulmuş bir Sivil Toplum Örgütüdür. 1912 yılında kurulan Türk Ocağı çok kısa süre sonra taşrada da teşkilatlanmaya başlamıştır. Bildiğiniz gibi o zamanlarda başkent İstanbul´du. Bu nedenle İstanbul´da kurulmuştu. Bu nedenle de ocağın resmi adı önceden Türk Ocağı iken, sonrasında Türk Ocakları olarak değiştirilmiştir. Ocak, Cumhuriyet öncesinde İmparatorluğun birçok yerinde teşkilatlanmaya devam etmiş, bu arada hem Balkan Harbi, hem 1. Dünya harbi hem de Kurtuluş Savaşı yılları boyunca asıl faaliyet alanı olan fikri faaliyetin yanında memleketin kurtuluşu için de çok önemli katkılarda bulunmuştur. Cumhuriyetle birlikte memleketin siyasal merkezi, başkenti Ankara´ya taşınınca, bir süre sonra Ocak Merkezi de Ankara´ya taşınmıştır. Hatta yine devlet desteği ile Ankara´da görkemli bir genel merkez binası inşa edilmiş. Üstelik bu bina neoklasik Türk Mimarisinin en gözde örneklerinden birisi olarak Ankara´yı süslemiştir.
Türk Ocaklarını Sivas Şubesi´nin kuruluşu hakkında bilgi verir misiniz?
Uzun yıllar memleketin kültür ve bilim hayatına, sosyal ve düşünce hayatına hizmet eden Türk Ocaklarının Sivas Şubesi´nin kuruluş tarihi de 1923´tür. Yani Sivas Şubesi Cumhuriyetle yaşıttır. Üstelik 1923 yılında Sivas Şubesi Mustafa Kemal Atatürk´ün bizzat kendi bütçesinden verdiği teberrularla kurulmuş bir şubedir. 1920´lerden itibaren Cumhuriyet yılları boyunca zaman zaman etkinliği geri plana düşmekle birlikte günümüze kadar Türk Ocakları memlekete hizmet etmeye devam etmiştir. Türk Ocaklarının tüzüğünde çok açık bir biçimde amaç şu şekilde ifade edilir. Denilir ki; Türk Ocakları Türklüğün yüceltilmesi için çalışır. Türk Ocakları buna Türk Milliyetçiliği diyor. Ocağın 1912´deki kuruluşunda amaç biraz daha beynelmilel bir şekilde ifade ediliyordu. O zamanki amaç; Türk Ocakları Türklüğün kültürel birliğine ve gelişmesine çalışır deniliyordu. Cumhuriyet yıllarında özellikle son tüzükte amaç ki biz ocaklılar olarak buna ülkü diyoruz. Ocağımızın ülküsü, yani mefkûresi çok daha net bir biçimde ifade edilmiştir. Türk Ocaklarının mefkûresi Türk Milliyetçiliğidir. Türk Ocaklarının Türklüğü yükseltmek için takip edeceği bir genel çizgi var, bir de özel çizgi var. Genel çizgi, hem milletimizin hem de memleketimizin bekasına yönelik faaliyetlerdir. Özel çizgi ise her Ocak Şubesinin bulunduğu coğrafyadaki lokal düşünce hayatına katkıda bulunmak, bulunduğu yerdeki düşünce hayatının gelişmesine destek vermek şeklinde tezahür ediyor.
Son yıllarda hükümete yönelik fikri düşünceleriniz ile ilgili bilgi verebilir misiniz?
Türk Milletçileri son birkaç yılda konjektürel olarak bulunduğumuz kaotik ortamda memleketin ve milletin bu ortamdan kurtulabilmesi için çok ciddi fikri önerilerde bulunmuştur. Çok kısa bir hatırlamayla görebiliriz ki Türk Milliyetçileri son birkaç yıl içerisinde içine düştüğümüz çalkantılı durumda çok ciddi siyasal önerilerde bulunmuşlardır ve üstelik bugün geri dönüp baktığımızda Türk Milliyetçilerinin bu önerilerinin hepsinin yerli ve yerinde olduğunu görüyoruz. Biz, burada maalesef haklı çıktık cümlesini kullanmak durumundayız. Maalesef diyoruz çünkü haklı çıkmaktan dolayı mutlu değiliz. Hemen gerekçesini arz edeyim: Türk Ocaklılar, Türk Milliyetçileri son 5-6 yıldır içerisinde bulunulan siyasal ortamda devletin ve milletin bekasına tehdit unsuru oluşturan önemli risklere parmak bastılar. Siyasal tercihlerimizin hangi tarafa olması gerektiğine dair kanaatlerini belirttiler. Eğer bu kanaatler doğrultusunda siyasal faaliyetler gerçekleştirilmezse hem memleketimizin hem de milletimizin önemli sıkıntılar çekeceğini, devletin bekasının tehlikeye düşeceğini ifade ettiler. Buna bir örnek verecek olarsak Habur´da açılımda Irak ve Suriye´den oluşan sınırımızın güvenlik altına alınmasında bizim sınırlarımızın dışında güvenli bölgeler oluşturulmasında Türk Ocakları olarak çok ciddi önerilerde bulunduk. Bu önerilerimiz belki siyaseten dikkate alınmadı ama bugün geri dönüp baktığımızda o zamanlarda sunduğumuz önerilerin gerçekten de doğru tercihler olduğunu görüyoruz. Çünkü bugün iktidar sahiplerinin bu önerileri uygulamaya koymaya başladıklarını müşahede ediyoruz. Yani bir anlamda artık en azından dış politika tercihleri bakımından muktedir olanlar, devletimizi yönetenler Türk Milliyetçilerinin çizgisine gelmiş durumdalar. Bu da bizim haklılığımızı gösteriyor. Türk Milliyetçileri sadece son birkaç yılda fikir beyan etmediler tabi ki. Biraz önce ifade ettiğim gibi 1912´den beri Kurtuluş Savaşında, Cumhuriyetin Kuruluşunda, Cumhuriyetten sonraki devletin teşkilatlanmasında da çok önemli fikri katkılar ortaya koydular. Bugün Ziya Gökalp´in ´Türkçülüğün Esasları´ adlı kitabı okuduğunuzda Ziya Gökalp´in önerdiği kurumsal yapıların bugün Cumhuriyet Türkiyesinde büyük ölçüde gerçekleştirildiğini görürsünüz. Mesela Gökalp Bir Türk Üniversitesi kurulmalıdır demiştir. Adı Türk Üniversitesi olmamakla birlikte bugün Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi Ziya Gökalp´in kastettiği o Türk Üniversitesidir. Bir Türk Konservatuarı kurulması gerektiğini ifade etmiştir. Dönüp baktığımızda bugün Ankara´da Hacettepe Üniversitesi Konservatuarı temelinin Ziya Gökalp´in önerilerine dayandığını görürüz. Bir Türk Müzesi kurulması gerektiğini bildirmiştir. Ankara´daki hem resim Heykel Müzesinin hem de Etnografya Müzesinin bu fikirden hareketle kurulduğunu görürsünüz. Bir İstatistik Umumi Müdürlüğü kurulması gerektiğini söylemiştir. Bugün baktığımızda Anıda TÜİK dediğimiz kurumun Ziya Gökalp´in önerilerine dayanarak kurulduğunu görürüz.
Yani Türk Milliyetçileri kurumsal olarak bir faaliyete başladıkları andan itibaren gerçekten de milletimiz ve devletimiz için çok önemli katkılarda bulunmuşlardır. Ortaya koydukları fikri katkıları da imkân ellerine geçtiğinde, icraata dökmesini bilmişlerdir. Ben inanıyorum ki devletimizin bekası da milletimizin geleceği de yine Türkçülerin fikirleri paralelinde çalışmakla gerçekleşecektir.
16 Nisan tarihinde yapılacak Anayasa Değişikliği ve Referandum süreciyle ilgili neler söyleyeceksiniz?
Önümüzde bir Anayasa değişikliği yani Referandum süreci var. Biz Ocaklılar olarak asla kurumsal bir tavır sergilemiyoruz. Elbette bütün ocaklıların siyasal fikri vardır. Hepimizin Anayasa´ya dair kayda değer görüşleri var. Bu görüşleri kendi aramızda istişare ediyoruz. Ama en sonunda biz Türk milletinin ferasetle karar vereceğini Türk Milletinin vereceği kararın en doğru karar olacağına inanıyoruz. Nitekim biz de o milletin bir parçası olarak bizde o karar da katkıda bulunacağız. Sonuç ne olursa olsun, biz çıkacak neticenin Türk Milletinin yararına olacağına inanıyoruz. Kararımızı da bu minvalde vereceğiz. Ancak Referandum sürecinde Türk Milliyetçileri olarak, daha önce yaptığımız gibi bir noktaya dikkat çekmek istiyoruz. Bu süreç memleketimizin asla kutuplaşmasına sebep olmamalı. Bu memleket kutuplaşmalardan çok çekti. Onun için bu süreçte kutuplaşmamak için ortamı germemek için bizler aydın olarak, memleketin düşünen insanları olarak elimizden gelen gayreti göstermeliyiz. Çünkü Referandum´da iki taraftan herhangi birini tercih edecekler asla diğerlerinden farklı değildir. Neticede hepimiz Müslüman Türk Milletinin birer mensubuyuz. Onun birer parçasıyız ve bu yolda birlikte yürüyeceğiz. Bu bakımdan Referandum sürecini çok daha itidalli atlatmamız gerekir dişe düşünüyorum. Sivas Türk Ocakları olarak bu konudaki kanaatlerimizi burada ifade ettiğim gibi zaman zaman gündeme getireceğiz. Ocağımızın bu konuda ortaya koyduğu kurumsal bir tercih yoktur. Biz üyelerimizin her iki tercihine de saygılıyız.
Sivas ile ilgili kanaatleriniz ve düşünceleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Sivas Türk Ocakları olarak özelde de Sivas´a dair bir takım kanaatlerimiz var. Bu kanaatleri Sivas´ın yöneticileriyle, bürokratlarıyla Valimizle, Belediye Başkanımızla, ilgili kurum müdürlerimiz ve Sivil toplum Kuruluşlarımızla paylaşmak ve önerilerimizi uygulamaya koymak için bir takım çalışmalar yapmak düşüncesindeyiz.
Örneğin Sivas´ın imajının düzeltilmesine yönelik bir takım çalışmaların acilen yapılması gerekmektedir. Sivas´ın imajı derken kastettiğimiz ülke çapında Sivas denilince insanların zihnindeki olumsuz algıyı kastediyoruz. Bir Üniversite Hocası olmam hasebiyle farklı coğrafyalardan ilimize gelen çocuklarımızın kanaatlerini, onların anne ve babalarının kanaatlerini biliyorum. Ülke kamuoyunda Sivas denilince iki düşünce ortaya çıkıyor. Ya Sivas´ın çok soğuk olduğunu düşünüyorlar ya da Sivas Madımak olaylarıyla hatırlanıyor. Sivas´ı bu olumsuz imajından kurtarmalıyız. Bunun içinde Master planlar hazırlamalıyız. Bütün Sivil Toplum Örgütleriyle ve kurumlarımızla ortak çalışmalar yapmalıyız. Tarihi ve kültürel değerlerimizi, tabiat güzelliklerimizi öne çıkararak, ticaret potansiyelimizi geliştirerek, ilk planda ülke bazında Sivas´ın imajını düzeltmeli ardından da Sivas´ı yurt dışında da tanıtacak faaliyetlere girişmeliyiz. Bunun için hiç şüphe yok ki çok ciddi bütçeler gerekiyor. Böyle bir tanıtım faaliyeti bütün iyi niyetine rağmen amatörce yapılacak bir iş değildir. Gerekirse bir şekilde bunun finansını temin edip, Türkiye´deki en önemli tanıtım organizasyonlarıyla, reklam ajanslarıyla çalışarak, bunu uzun vadede gerçekleştirmemiz lazım.
Kurulması gündeme gelen ve TBMM´de görüşülen ikinci Üniversite konusunda ne düşünüyorsunuz?
Memleketimizin geleceği için yeni Üniversite çalışmasının da memleketimiz için çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Ancak Sivas´ta bu konuda da bütün iyi niyete rağmen bir takım yanlışlıkların yapıldığını düşünüyoruz. Sivas´ta ikinci bir üniversite gerekiyorsa her şeyden önce bu üniversitenin devlet üniversitesi mi yoksa vakıf üniversitesi mi olacağına karar verilmelidir. Ne olursa olsun ikinci bir üniversite bizim için doğru bir tercih değildir. Buna karar verdikten sonra da üniversitenin içerisindeki bölümlerin açılacak fakültelerin profesyonel bir şekilde istişarelerle karar verilmelidir. Sadece açmak olmak için ikinci üniversiteyi açmak fayda getireceği yerde mevcut üniversiteye de zarar verebilir. İkinci bir üniversitemize bir mühendislik fakültesi kurduğumuzu düşünelim. 40 yıllık Cumhuriyet Üniversitesi´nde bile zaman zaman öğrenci kontenjanlarını doldurmakta zorlanıyor. Biz yeni açacağımız üniversite de aynı bölümü açarsak, kontenjanı nasıl dolduracağız. Mümkün değildir. Ayrıca böyle bir durum karşısında yeni açılan üniversite mevcut üniversitenin öğrenci potansiyelinin bir kısmını da kendisine çekecektir. Dolayısıyla mevcut üniversitede zarar görecektir. Bu nedenle ikinci üniversiteyi açarken, iyi planlama yapılmalı ve buna göre hareket edilmelidir.
İlimizdeki Sivil Toplum Kuruluşlarının fikri faaliyetleriyle ilgili neler söyleyeceksiniz?
Sivas´ta çok faydalı gördüğüm bir oluşumdan da bahsetmek istiyorum. Sivil Toplum Örgütlerinin Başkanlarından oluşan bir Başkanlar Kurulu var. Türk Ocaklarını temsilen ben de geçtiğimiz ay yapılan toplantıya katıldım. Orada Başkanlar Kurulu´nun son 10 yıldır getirdiği teklifler ve üretilen projeleri gördüm. Ayrıca bu tekliflerin de bir kısmının gerçekleştirilmesine sevindim. Maalesef o başkanlar kurulunun da önerdiği bazı tekliflerin bugün için gerçekleşmesinin artık zor olduğunu da yine orada teklifi sunanlar üzülerek ifade ettiler. Biz Başkanlar Kurulu olarak orada dile getirdiğimiz görüşlerin, ortak kanaatlerin yetkililer tarafından yeniden ele alınmasını ve ciddi anlamda değerlendirilmesini arzu arzuluyoruz. Bu vesileyle Sivas´a daha ciddi katkılarda sağlanmış olacaktır. Biz Bir Sivil Toplum Kuruluşu olarak Sivas´ın hizmetindeyiz. Bunu bir kere daha ifade etmek istiyorum.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ANKET TÜMÜ
Sosyal medyaya mı internet medyasına mı güveniyorsunuz?
ARŞİV ARAMA
E-GAZETE TÜMÜ
29.03.2024
PUAN DURUMU TÜMÜ
TAKIMOPuanAV.
1Galatasaray3081+48
2Fenerbahçe3079+54
3Trabzonspor3049+11
4Beşiktaş3046+4
5Kasımpaşa3043-2
6Başakşehir FK3042+3
7Çaykur Rizespor3042-11
8Antalyaspor3041+2
9Adana Demirspor3039+7
10Alanyaspor3039-4
11Sivasspor3038-7
12Samsunspor3036-6
13Kayserispor3036-7
14MKE Ankaragücü3033-3
15Hatayspor3033-4
16Konyaspor3033-11
17Gaziantep FK3031-10
18Fatih Karagümrük3030-4
19Pendikspor3029-27
20İstanbulspor3013-33
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
CİLALI TAŞ!