Fatih TABUR
Memur Sen Konfederasyonu´na bağlı Belediye ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası (BEM-BİR-SEN) Sivas Şube Başkanlığı tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında program gerçekleştirildi.
Meva Restoran´da gerçekleştirilen programa Belediye Başkanı Hilmi Bilgin, BEM-BİR-SEN Şube Başkanı Mustafa Pakoğlu, BEM-BİR-SEN Kadın Kolları Başkanı Derya Karadağ ile Sivas İl Özel İdaresi ve Sivas Belediyesi´nde çalışan bayan personel katıldı.
Programda konuşan BEM-BİR-SEN Sivas Şube Kadın Kolları Başkanı Derya Karadağ; ?8 Mart Dünya Kadınlar Günü´nün doğuşu ve uluslararası bir nitelik kazanması 163 yıl önce verilen mücadelenin sonucudur. O dönemde kadın çalışanların çalışma saatlerini düşürmek ve çalışma koşullarını iyileştirmek amacı ile yaptıkları mücadele 8 Mart´ın temellerinin atılmasına sebep olmuştur. Kadın işçiler çok düşük ücretlerle günde 16 saat çalıştırılıyor, ağır çalışma şartları altında sömürülüyordu. 8 Mart 1908 tarihinde New York kentinin aşağı doğu yakasından binlerce kadın iplik işçisi yürüyüşe geçtiler. 1857 yılında başlayan mücadele bir sonuç vermemiş olacak ki kadın işçilerin talepleri değişmemişti. Daha iyi ücret, insanca hayat şartları ve çalışma sürelerinin azaltılması. Bu taleplere daha sonra çocuk emeğinin sömürülmesini önlemek için bir yasa çıkarılması ve kadınlara oy hakkı verilmesi de eklendi. 1910 tarihinde Danimarka´nın Kopenhag kentinde, 17 ülkeden toplam 100 kadın delegenin katıldığı İkinci Enternasyonal´in Kadınlar Konferansı´nda kadın işçilerin mücadelelerini desteklemek için Alman Delege Clara Zetkin bir öneri sundu. Clara Zetkin, Amerikalı kadın işçilerin başlattıkları ilk kadın grevi olan 8 Mart´ın Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanmasını önerdi ve bu önerisi kabul edildi? dedi.
BEM-BİR-SEN Sivas Şube Kadın Kolları Başkanı Derya Karadağ, konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü: ?Birleşmiş Milletler 1975 yılını Dünya Kadın Yılı olarak, 1975?1985 yıllarını Dünya Kadın On Yılı olarak ilan etti. Birleşmiş Milletler 16 Aralık 1977 tarihinde de 8 Mart´ın Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasını kabul etti. 1978 tarihinde 8 Mart Birleşmiş Milletlerin kutladığı resmi günler arasına alındı. Ülkemizde ilk kez 1920 yılında İstanbul´da kısmen kutlanan Dünya Kadınlar Günü 1975 yılından sonra kitlesel olarak kutlanmaya başlandı. Özellikle son yıllarda tüm emek örgütleri, siyasi partiler, dernekler, belediyeler vb. kurumlar tarafından değişik etkinliklerle kutlanmaktadır. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü´nün tarihçesi böyle iken, günümüzde kadın çalışanların problemleri ne yazık ki devam etmekte, başta kadın örgütlenmeleri olmak üzere sendikalar, diğer sivil toplum örgütleri bu problemleri her fırsatta dile getirmeye çalışmaktadırlar. Kadınların çalışma hayatındaki sorunlarının aşılabilmesi yeni bir anayasa ile mümkün olacaktır. Yönetim erkinin bunu bir temel hak olarak belirleyip, yeni anayasa çalışmalarına da bu şekilde yerleştirmesi gerekmektedir. Türk milleti bu haksız, hukuksuz, çağdışı uygulamalardan ancak bu şekilde kurtulabilir.?
?DİNİMİZ ANALARI CENNETLE MÜJDELEMEKTEDİR?
BEM-BİR-SEN Sivas Şube Başkanı Mustafa Pakoğlu ise ?8 Mart, ırkı, rengi, kökeni, milleti, dini ne olursa olsun her yaştan, her meslekten tüm kadınların, özellikle de çalışan kadınların sorunlarının ve temel taleplerinin konu edildiği, dile getirildiği ve çözüm yolları için diyalogların başladığı bir gündür. Ülkemizde kadına karşı negatif ayrımcılık, yapılan tüm düzenlemelere rağmen halen küçümsenemeyecek ölçüdedir. Toplumsal, ekonomik, siyasi ve sosyal alanlarda kadına karşı eşitlikçi yaklaşım demokrasinin yerleşmesi açısından da son derece önemlidir. Dinimiz kadını baş tacı etmekte, anaları cennetle müjdelemektedir. Hal böyle iken, günümüzde kadının bir meta olarak algılanması, medyanın hammaddesi olarak görülmesi, aile yaşantısının temeline konulan dinamitin fitili olarak kadının sunulması, toplumun bütün bağları ile birlikte çökmesine neden olmaktadır. Bugün işlenen cinayetlere bakıldığında annesini, babasını öldüren çocuklar, aileden ayrı yaşam sürme talepleri, çeşitli sapık ideolojik akımlara kapılma, çocukların yetişirken dini bilgilerden özellikle uzak tutulması çabaları, modernlik-çağdaşlık adına bize ait olmayan yaşam tarzlarına özendirilmesi gibi pek çok sebebi görmekteyiz. Kadını eş, ana, kız kardeş, arkadaş olarak görmeyen tavır ne kadar modernite içerisinde olursa olsun, kadını aşağılayan, ayrımcılığa tabi tutan, yok sayan uygulamaları da beraberinde getirecektir? diye konuştu.
?MİLAT OLMASINI TEMENNİ EDİYORUM?
Belediye Başkanı Hilmi Bilgin de programda yaptığı konuşmada ?Dünya huzur, barış, mutluluğa her zaman ihtiyaç duyarken, kadınlarını ezen, horlayan, değer vermeyen, toplumsal hayattan koparan milletler aynı zamanda sevgiyi, şefkati, merhameti de koparmaktadırlar. Dünyanın bugün dünden daha fazla ihtiyacı olan huzur, barış ve mutluluğu için ?Ana kucağı´ şefkatine ihtiyacı vardır. Her şeyden önce ?Ana´ gibi kutsal bir statüye sahip kadının maruz kaldığı hak ihlallerinin sona erdiği, sorunlarının çözümlendiği, kadın haklarına saygılı bir dünya özlemiyle kutladığımız bugünün bir milat olmasını temenni ediyorum? şeklinde konuştu.
