USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

SABRET, ŞÜKRET, SEYRET

11-05-2018

?İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır.? Gerçekten de çok doğru bir söz adil olmayan bir iyiliğin gerçekte iyilik olduğunu söyleyemeyiz. İyi olmak ya da toplum nazarında iyi kabul edilmek kolaydır elbette. Hiçbir risk almayı gerektirmez. Bir iki güleryüz ya da gözyaşı, karşındakini takdir etmek ya da popülist davranarak kalabalıkların hoşuna gidecek söylem ve eylemlerde bulunmak yeterlidir. Adalet ise en başta ?doğru? olmayı gerektirir.  Gerektiğinde risk almayı hatta doğruluk adına kötü olmayı göze almaktır. ?Ey iman edenler, adil şahidler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. Adalet yapın. O, takvaya daha yakındır. Allah´tan korkup sakının. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır.? (Maide suresi, 8. Ayet) Bu ayeti yorumlarken, dikkate alınması gereken çok önemli bir husus olduğu kanaatindeyim. Ayete göre adaletli olmak farzdır.  Allah, inanan herkese adaletli olmayı emretmiştir. Eğer kul ısrarla adaletten uzak durmayı seçerse işte o zaman ilâhi adalet tecelli eder. Allah´ın adaleti er ya da geç mutlaka tahakkuk eder, kimsenin yaptığı yanına kalmaz. Öyle ise kimse gücüne, kuvvetine, zorbalığına ve dayatmasına güvenerek kötülüğe yönelmesin. Unutmasın ki, Allah (imhal) eder, ama (ihmal) etmez. Yani mühlet verir, tövbe etmeyi bekler, ama asla yapanın yaptığını yanına bırakmaz. Bir de bakarsınız ki, gücüne kuvvetine güvenerek zulüm ve haksızlık yapanlar güvendikleri gücünü de kuvvetini de yitirmiş, yaptıklarının karşılığını görecek güçsüzlüğe düşmüşler, adalet yerini bulmaya başlamıştır. Rabbimiz zalimin yaptığı zulmü ihmal edip de yanına bırakmaz. Vazgeçmesi için verdiği mühlet bittikten sonra zulmü zirveye çıkan zalime öylesine bir adaletle muamele eder ki, kimse bu adaletin tecellisine engel olamaz. Bu sebeple, zulümde ısrar edenler, bir gün zulümlerinin kemale ermesiyle zevalinin başlayacağını mutlaka hatırlamalı, İlahi adaletin kendileri hakkında da tecelli edeceğini düşünmeli, bu gerçeği uzak ihtimal gibi görüp de baskı ve zulme devam etme gafletine düşmemeliler. Nitekim Allahu Teâlâ kuranı keriminde ?Ölünceye kadar tövbe kapısı açıktır ve Allah içten yapılan bir tövbe ile tüm günahları bağışlar.? (Zümer, 39/53.) ?Zerre miktarı iyilik işleyen de kötülük işleyen de karşılığını görecektir?. (Zilzal, 99/7-8.) buyurmuştur. Kulun adaleti şaşar ama Allah´ın adaleti şaşmaz yeter ki sabredebilelim? Bu konuyla ilgili bir kıssa paylaşmak istiyorum; bir gün Hz. Musa (a.s) Tur dağında Allahu Teâlâ´ya:

?  Ey Rabbim! Bana, kullarına uyguladığın adaletini göster, diye dua etti. Allahu Teâlâ:

? Ey Musa! Sen atılgan, cesur ve aceleci birisin; sabretmeye gücün yetmez? dedi. Musa (a.s):

?  Senin özel yardımınla sabredebilirim, dedi. Allah (c.c):

? O zaman filan yerdeki çeşmenin yanına git, çeşmenin hizasında, orayı görebilecek bir yere gizlen; kudretime ve gaybî ilmimde sırlarıma bak. Diye buyurdu.

Musa (a.s) çeşmenin yakınlarındaki bir tepeciğe çıktı ve kendini gizleyerek çeşmede olacakları gözetlemeye başladı. Biraz sonra çeşmeye bir atlı geldi. Adam atından indi, abdest aldı, suyunu içti. Kuşağına bağlı ve içinde bin dinar bulunan kesesini çözerek yan tarafına koydu. Namaz kıldı. Sonra, acele ile atına bindi; altın kesesini orada unutarak çekip gitti. Atlıdan sonra çeşmeye küçük bir çocuk geldi; çeşmeden su içti, o esnada altın kesesini gördü, onu alarak gitti. Çocuktan sonra çeşmeye ihtiyar ve kör olan bir adam geldi; su içti, abdest aldı ve namaz kıldı. O sırada atlı, altın kesesini düşürdüğünü anlayınca geri döndü. Çeşmenin yanında ihtiyar kör adamı görünce hemen yakasına yapışıp ona:

?Ben burada az önce bir para kesesi düşürdüm; kesemi bana ver! Çünkü buraya senden önce başka birisi gelmedi!? dedi. İhtiyar kör:

?Baksana ben yaşlı ve kör birisiyim! Nasıl olur da senin keseni görebilirim?? dedi. Atlı, yaşlı adamın sözüne inanmadı, kızdı; kılıcını çektiği gibi adamı orada öldürdü. Yaşlı adamın üzerinde kesesini aradı ama bulamadı. Atına binip tekrar yoluna koyuldu. Musa (a.s) o an daha fazla dayanamayarak:

?Ey Rabbim! Sabrım tükendi. Ben biliyorum ki sen en adilsin. Acaba bu gördüğüm şeylerin aslı nedir?? dedi. O esnada Cebrail (a.s) geldi ve şöyle dedi:

?Ey Musa! Allah (c.c) şöyle buyuruyor: ?Ben senin bilmediklerini ve bütün gizlilikleri bilenim.? Gördüklerine gelince:

? Keseyi alan küçük çocuk, hakkını ve kendisine ait olan malı aldı. Onun babası bu atlı adamın yanında ücretle çalışan bir işçiydi, ama parasını alamamış, alacakları birikmişti. İşte bu altınlar onun hakkıdır. Bu ihtiyar ise kör olmadan önce atlının babasını öldürmüştü. Bu da onu öldürerek (benim katımdaki) kısası uyguladı. Gördüğün gibi her hak sahibi hakkına kavuştu. Benim adaletim çok gizlidir.?

Gördüğünüz gibi Yüce Allah (c.c) daha dünyada iken zalimden zulmünün hesabını sorar, cezasını verir. Şunu unutmayalım zulmün karşılığını Allahu Teâlâ bu dünyada verdiği gibi ahirette de verebilir yeter ki bizler sabredebilelim.

Rabbim bizleri adil ve sabreden kullarından eylesin?

 

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?