"Sizden kim çirkin bir davranış görürse ona eliyle engel olsun, buna gücü yetmezse diliyle uyanda bulunsun, buna da gücü yetmezse kalbiyle buğz etsin. Bu sonuncusu imanın en zayıf şeklidir." (Müslim İman 78)
Güzelle çirkin, iyiyle kötü, temizle kirli, helalle haram birbirlerinin zıttıdır. Muhteviyatları gece ile gündüz gibidir, melekle şeytan, imanla küfür, tevhitle şirk, Cennetle Cehennem kadar farklıdır ve bunların en nihayi neticesi sonucudur Cennet ve Cehennem.
Kardeşlerim Allah´ın razı olduğu ve olmadığı, Peygamberin (sav) onaylayıp onaylamadığı söz ve fiiller vardır. İşte tamda burada bu hadisi şerif, razı olunmayan hoş görülmeyen kötülüklerle, haramlarla mücadeleyi emrediyor. Eğer toplumu ifsat eden içki, faiz, zina, kumar gibi haramlarla mücadele etmezsek, neslimizin iffetini devletimizin bekasını birlik ve beraberliğimizi koruyamayız. "Her koyun kendi bacağından asılır", "Size ne" sözü delaleti hoş göstermenin çirkin tezahürüdür. Behlül Dâne, bu sözü söyleyenler için mahallenin dört bir tarafına koyun leşleri astırmış, üç günde mahalleye pis kokusundan girilememiş. Demek ki her koyun kendi bacağından asılsa, müdahale etmeyince toplumu kokutuyor. Mart 2017´de Sivas okullar bölgesinde bir AVM´de alkollü bar açılışı için 65 STK tepki gösterdi. 5000 çocuğumuzun okuduğu bir yere böyle bir mekânın açılmaması için meydanda basın açıklaması yaptık. Sosyal medyada milletimiz örgütlendi ve ses getirdi. Sayın valimizle görüşmemizde; "Okullar bölgesinde böyle bir yerin açılmasına müsaade etmeyeceklerini", mülki amir olarak onay imzası vermediklerini söylemesi toplumu rahatlattı.
İşte gençlerimizi ifsad edecek bu kötülüğe dilimizle ve bedenimizle yaptığımız gayret karşılığını bulmuş, gençlerimiz için büyük bir tuzak bozulmuştu. İnşallah bundan sonra resmi kuramlarla (çimer) vs. AVM´lere verilen içki içilmesi ve satışı izninin iptali için görüşmeler yapacağız. Her gün yüzbinlerce insanın çocuklarıyla gittiği AVM´ler de çocuklarımız niçin alkolle yüz yüze gelsin. Çocuğunu oyun parkına bırakan anne-baba kafayı çekip çocuklarının ellerini, nefesleriyle ruhlarını niçin kirletsin. Yarın o çocukların anne ve babalarını taklit etmeyeceğini kim garanti edebilir.
"İçki tüm kötülüklerin anasıdır" buyuruyor Hz. Peygamber (sav). Alkolü medeniyetin bir vesilesi gibi gösterenler asıl gerici yobaz bağnazlardır. İçenin aklı gider, aklı olmayanın dini olmaz. Sivas´ta yıl boyu 160 noktada satılan alkol sebebiyle ateşli silahlarla, satırlarla insanlar birbirine zarar veriyor. Onlar bizim insanlarımız, akrabalarımız, arkadaşlarımız, komşularımız...
Bir devlet milletinin akımı, canını, malını korumalı değil mi? Artık bunlara gerekli tedbirler, anayasal süreçler başlatılmalı. Hiçbir zaman milli olmayan, milli piyango ve şans oyunlarına ümitlerini bağlayanları, aklıselimle çalışmaya sevk etmeli. Ayette "şeytan işi pislikler" buyrulan bu kötülükler yasaklanmalı. Nesillerimiz korunmalı, bağımlı olan kardeşlerimize terapi ve tedavi yöntemleri geliştirilmeli.
Maalesef bu günahları savunan gafillerin, hayrete düşüren açıklamaları da var; ´Size ne kardeşim istihdamı engellemeyin´, ´ben içmem ama içene de saygı duyarım´, ´hiç kullanmadım ama bırakın içsinler´ ´size ne´ gibi ifadeler cehaletten kaynaklanıyor. Hâlbuki hadisin sonunda, hiç olmazsa kalpleriyle razı olmasınlar, buğz etsinler buyuruyor iki cihan serveri (sav), küfre rıza küfürdür. Büyük günahları hoş görmek, olmazsa olmaz demek kişiyi dinden çıkarır. İmanın en zayıfı buğz iken ´size ne´ demek karışma içen içsin demek, faizsiz ekonomi olmaz demek de neyin nesi kardeşim!
Alimler, elle düzeltmeyi devletin görevi demişlerdir, güvenlik güçleriyle adaleti sağlamalı günahları yasaklayıp suçluları cezalandırmalı. Sözle mücadele âlimlerin ilim ehlinin vazifesi, kalple buğz ise halkın vazifesi demişlerdir. Ama her mü´min ifsat etmeden, nefret ettirmeden, gücü yeterse eliyle yoksa diliyle yoksa kalbiyle günaha razı olmayacak ki karınca misali safını belli etsin, imanla inkâr netleşsin, mü´min kâfir ayırt edilsin. Günahlar yılan gibidir, engellenmezse herkesi sokabilir vesselam.
