?Bir Müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o Müslüman için birer sadakadır.? (Buhari 17 Müslim Müsakat 7-10 )
Üstat Necip Fazıl Kısakürek ne güzel anlatmış;
Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!
Hey gidi küheylan, koşmana bak sen!
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!
Eski çınar şimdi Noel ağacı;
Dallarda iğreti yaprak utansın!
Ustada kalırsa bu öksüz yapı,
Onu sürdürmeyen çırak utansın!
Ölümden ilerde varış dediğin,
Geride ne varsa bırak utansın!
Ey bin bir tanede solmayan tek renk,
Bayraklaşamıyorsan bayrak utansın!
Toprak, varlık unsurumuzun dört elementinden biridir. Yaratılışımızın mayası tevazünün, mümbitliğin, bereketin vesilesidir. İnsan gibi dünya arzındaki toprak da içine gömülen her tohumu çatlatan, içinde olgunlaştırıp birinci kat semaya doğru fışkırtandır.
Temiz olan toprak, temiz bitkiler bitirir. Temiz olmayana da toprak denmez çamur denir. İnsanın gıdası da, hayatının idamesi için ondan çıkar, bütün etçil helal olan hayvanlarda topraktan çıkan bitkilerle semizleşirler insan için, kaldı ki buğday meyve ve sebzeler Allah´ın lütfuyla toprağın bağrından çıkar hayat bulur ve nimete dönüşür.
Mü´minler ekip biçer rızık vesilesi olarak, mahsulünü toplar yer içerler. Allah´a nimetler için hamd ederler. Sivas Ravza Demeği olarak da 2014 - 2015- 2016 ve 2017 yıllarında 5.000 adet çam fidanını kadınlarımızla, çocuklarımızla, toprakla buluşturduk akabinde piknik yaptığımız bu ibadet bambaşka bir zevk ve feyz vesilesiydi, gelenek haline getirdiğimiz bu güzelliği her yıl yapmaya gayret ediyoruz. Düşünün diktiğiniz her ağacın gölgesinden meyvesinden size sevap var, işte dinimizin sosyal bir din olduğunun, ruhbanlık dini değil eylem dini, tüm mahlûkata hizmet dini olduğunun bir ispatıdır bu hadis; sahi siz kaç ağaç diktiniz?
Tohum tertemiz toprağa ekilirse, meyveye durduğu gibi iman tohumu da günahlarla kirlenen kalbe değil, istiğfar la aşkla muhabbetle gözyaşlarıyla yıkanmış ak pak tertemiz kalbe dikilirse amele durur o iman, namazla cihatla zekâtla meyveye durur o iman, sui ahlaktan güzel ahlaka, iffetsizlikten hayâya suizandan hüsnü zanna, her kötülükten iyiliğe, güzelliğe, salih amele durur o iman.
Makamlar da bir tohumdur ancak ehil insanların kalbine dikilmeli, eline verilmelidir. Hırsla, hasetle, rantla yürüyen bir insana verilecek bu imkânlar, çok çirkin kokuşmuş, çürümüş meyveler, ürünler ameller üretecek toplumu da ifsat edecektir. Allah Peygamberlik tohumunu sıradan insanların kalbine riyasetine dikmemiş; Hz. Allah (c.c) Sıdk, emanet, ismet, fetanet, tebliğ vasıflarına sahip, gönül topraklan bu beş elementi taşıyan nadide kişilere peygamberlik vermiştir.
Mana denizinin sırları da, marifet nurunun burçları da, velayet tohumları da, tabiki peygamberleri örnek alan, kalplerini kinle alçak dünyayla mal ve makam hırsıyla değil, hilm iffet rıza ve rahmet tohumlarını gönül toprağına diken gönül sultanlarını velayetle seçmiştir âlemlerin Rabbi. Hz. Ebu Bekir Sıddık (r. a)´ın Hz. Ali (r. a)´nın yolu üzere memur kılmıştır.
Kalbine tertemiz iman tohumunu eken; Allah´a hamd edip salih amellerle sulayan, yakin nuruyla olgunlaştıran hayatının merkezine Allah´ı ve onun rızasını koyan tüm mü´minlere selam olsun.
