USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

4 Eylül ve Sivas

04-09-2018

26 Ağustosu 27 Ağustos´a bağlayan gece Erzurum´dan çürük çarık, elde bulunan sınırlı sayıda karpitle lambaları kısa bir süre çalışabilen, zor ilerleyen 3 arabayla yola çıkan Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarından oluşan kafile Erzincan boğazına geldiklerinde zifiri karanlıkta bir patlama sesiyle irkilirler. Paşayı taşıyan arabanın lastiği patlamıştır. Vakit kaybetmeden Şoför ile birlikte Mustafa Kemal´in emir çavuşu olan Ali Çavuş lastiği tamir etmeye koyulurlar.

Kafilede herkes silahlarını doldurmuş, teyakkuz halinde tamiratın bitmesini beklemektedirler. Zira Sivas Kongresi´ne katılmak üzere ilimize doğru hareket eden kafileye, kongrenin yapılmasına mani olmak isteyenlerce pusu kurulacağı istihbaratı daha yola çıkmadan iletilmiştir. Çok geçmeden gecenin sessizliğini boğazın üst tarafından gelen silah sesleri bozar. Ortalık bir anda karışır ve herkes karşılık vermek için kendine siper bulma telaşıyla kendini bir yerlere atar. Tam o sırada Mustafa Kemal Paşa´nın boğazın dik kayalarına çarparak yankılanan sesi duyulur; ? Durun? Bu sesler dolma av tüfeğinin sesleridir. İşinize devam edin.? Sesin avcılardan geldiğini anlayan kafile patlayan lastiği eldeki battaniyeleri sıkıştırarak yoluna devam eder.

Zeynel Lüle tarafından kaleme alınan Mustafa Kemal´in Can Yoldaşı; Ali Çavuş kitabında Ali Çavuş o anı şu şekilde anlatır;  ?Ben yıllarca paşaların yanında bulunarak, çok ilginç sahnelerle karşılaşmıştım. Lakin bunların hepsi bir tarafa, bu boğazdan geçiş anımızdaki heyecanı, Paşa´nın harekâtındaki tavrı ciddiyet ve yüzündeki ölüme meydan okur ifadesini hiçbir yerde görmemiştim.?

Paşa ve kafilesi sağ salim Sivas´a ulaşmış ve 4 Eylül 1919´da yaşanan onca tartışmaya, tehditlere, imkansızlıklara rağmen tüm dünyaya Türk Milleti´nin manda ve himayeyi asla kabul etmeyeceğinin altını özenle çizerek Milli Mücadele´nin kıvılcımını güzide şehrimizde yakmıştır. Nutuk´ta Atatürk Sivas Kongresi´nde yaşanan manda ve himaye tartışmaları hakkındaki fikrini şöyle dile getirir; ?Halbuki Türk´ün haysiyet ve izzet-i nefis ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa mahvolsun evlâdır!?.

İçinde yaşamaktan gurur duyduğumuz Türkiye Cumhuriyeti´nin kurulmasının, çoğu otorite tarafından temeli olarak kabul edilen 4 Eylül Sivas Kongresi´nin, her yıl dönümünde Türkiye gündeminin en temel başlığı olması gerekirken, istenilen ölçüde karşılık bulamaması şehir olarak bizim ayıbımızdır.

Düşük profilli kutlamalar yerine; 4 Eylül´ü öncesi ve sonrasıyla en iyi şekilde anlatan ulusal kanalda yayınlanacak kalitede belgeseller yaptırılmalı,  yapılan organizasyonlara ulusal gündemde haber değeri taşıyan kişiler çağırılarak Türkiye´nin dikkati şehrimize çekilmelidir. Yapılacak organizasyonun reklamları ulusal televizyonlarda döndürülerek, sosyal medya tanıtımlarıyla birlikte Türkiye´nin her tarafından o dönemi tekrar yaşamak isteyenlerin ilimize gelmesi sağlanmalıdır.

O dönemin şartlarında her türlü zorluklara karşı böyle bir kongreye ev sahipliği yapan Sivas´ta, kongreye katılanlara bağrını açan, aşını, evini paylaşan, onları yüreklendirerek üzerlerine düşen görevi layıkıyla yapan onurlu insanların torunları olarak sorumluluklarımızı asla unutmamalıyız.

Sivas´ımız 2 Temmuz´la anılan değil 4 Eylül ile hatırlanması gereken bir Cumhuriyet Şehridir ve öyle de kalacaktır.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?