"Kulum kendine farz kıldığım şeylerden daha sevimli bir şeyle bana yaklaşamaz. Kulum nafile ibadetlerle de bana yaklaşmaya devam eder, ta ki ben onu severim (sevince de) artık onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı olurum. Benden isterse muhakkak ona istediğini veririm. Bana sığınırsa muhakkak onu korur ve kollarım."
(Buhârî Rikak 38)
Binanın temeli kolonu kirişi, bir insanın iskeleti kalbi mesabesindedir farzlar; Allah´ımızın İslam´da olmazsa olmazları, İslam´ın temelleri cennetin ser levhaları, şeriat caddesidir. Rabbimizin ilahi emir ve yasakları bir hayat nizamı Müslümanca yaşamanın şartlarıdır. Namaz oruç zekât hac cihat ve niceleri, yine faiz zina haksız bir cana kıymak tefecilik mal ve makamı zulme aracılık etmek ilahi yasaklardır. Tıpkı Adem babamıza cennette yasaklanan meyve misali, bizim yasaklarımız nefsimize rağmen, lâine rağmen farzları yapmak haramlardan kaçmak mutlak cennete çıkan yoldur.
Fakat bir de nafileler sünnetler var ki farzların süsü, zarafetin zirvesi takvanın vesilesi, nafile sünnet namazlar, peygamberin ev hayatı, sosyal hayatı, ticaret hayatı ve ubudiyet hayatındaki şükür vesileleri sünnetler... İşte onlara da yapışırsanız kutsi hadiste ki Rabbimizin ifadesiyle Allah(cc) tarafından sevileceksiniz. Sonra doğal olarak Rabbimiz işiten kulağımız olacak. Her şeyi duyan, size hakikatleri duyuracak, bazen baş kulağınıza duyuracak bazen de gönül kulağınıza ilham edecek, gören gözünüz olacak görülmeyenleri gören, bazen size hayırları gösterecek onlara iletecek, bazen de şerleri ihanetleri fitneleri gösterecek bazen imanınızı bazen canınızı bazen de malınızı kurtarmanıza yardım edecek vesileler halk edecek. Zalime engel olacak, kalemimiz hakkı yazacak, klavyeniz, arabanız, eviniz hayırlara vesile olacak. İnsanları günah çukurlarından iman nuruna çıkaracak Allah sizin ellerinizle, elleriniz Musa (as)´ın eli gibi nura vesile olacak, yürüyen ayağımız olacak eğitime ibadete cihada gidecek ayaklarımız.
Bazen de tutan eliniz olacak elleriniz Kur´an ve Sünnete uyanı tutacak, mazlumu tutacak, nasıl mı?
5 Mart 2017´de Suriye mazlumlarına İdlib civarında çadırlarda yaşayan Halepli kardeşlerimize Sivas Ravza Derneği olarak 54 ve 55. yardım tırlarımızı gönderdik. 2000 adet 1,5 lt su ( çamurlu kuyu suyu içenlere) 500 adet bir ailenin iki aylık ihtiyacını karşılayacak gıda kolisi 1000 parça konfeksiyon ve 1000 adet oyuncak gönderdik. İki TIR´lık 60.000 TL´lik bu bereketin sebebini insanlar bize soruyor "İki yılda nasıl böyle bereketli çalışmalar yapıyorsunuz?" bizde diyoruz ki "Bu bereket Allah´tan". Bir ricamıza insanlar 10 ton un bağışlıyorsa bir tır su bağışlıyorsa Avrupa´daki İstanbul Ankara Kayseri ve birçok şehirdeki kardeşlerimizin kulağına duyuran, kalplerine de vermeyi ilham eden Hz. Allah (cc), sonra eller koliliyor ayaklar yüklüyor binlerce yardım Suriye´ye Afrika´ya KKTC´ye Kudüs´e Myanmar´a Arakan´a ve ülkemizdeki nice yetimlere, mazlumlara Allah´ın ikramı olarak sizin vesilenizle ulaşıyor, hem de nice fitne ve engellemelere rağmen, Rabbimizin korumasıyla bombaların gölgesi altında, zafere kadar sefere, ümmet kurtulup zalimler kahrolana değin her farza her hayra devam edeceğiz. Allah Kur´an ve sünnetten bizleri ayırmasın, bizi nefsimize, şeytanlara ve şeytanlaşmış insanlara terk etmesin. Lütfuyla ümmeti korusun ve hak üzere galip getirsin İnşallah Amin.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
