Tarih yapan bir milletin; tarih yazmayı bilmemesinin sancılarını çekiyoruz.
10 asırdan beri Dünya tarihini inşa etmiş bir Milletiz ama 10 tane büyük tarihçi yetiştirememişiz. Ne tuhaf bir durum değil mi?
Hale bakın ki;
Selçuklu ve Osmanlı´yı bile müsteşriklerden öğreniyoruz.
Kaynaklarımız onların yazdıkları.
Yakın tarihimiz ise tam bir gayya kuyusu.
Herkesin kendi dünya görüşüne uygun tarihi var.
Haini de, kahramanı da, zaferi de, hezimeti de tarihin gerçekleri değil; dünya görüşlerimiz belirliyor.
Kimsenin ne delil aradığı var ne kaynak.
Hatta çok zaman, ne akıl gerekiyor, ne de muhakeme.
Bir memleket düşünün ki; sahte para basan kalpazan ceza alırken, tarih kalpazanlarına mükafat veriliyor.
Halbuki tarihine yalan karıştırmak bir Milletin başına gelebilecek en büyük felaketlerden biridir.
Hele tarihimizi 1919´dan başlatan paranoyaklar yok mu?
onlar tam bir Mazhar Osmanlık.
Bu milleti gerçek tarihinden mahrum eden şarlatanları;
fikri, zikri, mezhebi, meşrebi, ismi ne olursa olsun Allah kahru perişan eylesin.
Allah bildiği gibi yapsın. (H.M)
