USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Babacan´ın Devası!

13-03-2020

Kuruyor, kuracak, kurdu, vazgeçti derken sonunda Babacan da partisini kurdu. Babacan da Davutoğlu gibi Ak Parti de en üst makamlara gelmiş bir isim. İkisi de Ak Parti ve Recep Tayyip Erdoğan sayesinde siyaset arenasında yer bulmuş isimler.

 Şöyle bir geçmişe doğru bakıyorum; bu iki isim de milletin bilmediği, tanımadığı isimler, sıfır kilometre isimlerdi. Ak Parti gibi bir kadro hareketinde kendilerine yer bulmuş, millete hizmet yolunda ?Reis? sayesinde şans bulmuş isimlerdi. İkisi de AK Parti´de kaldıkları sürece ses çıkaramamış ya da kendi deyimleriyle yapılan yanlışlara sesiz kalmış isimler. Şimdi, ikisi de bakıyorsunuz kendi görev aldıkları dönemleri bile sert şekilde eleştirebiliyorlar. O zaman da insanın aklına şu geliyor; tamam da niye bu eleştirileri ?Bakanken, Başbakanken yapmadınız?  Bu ve benzeri konuları aslında ayrıntılı bir şekilde iki ismin de hem Davutoğlu´nun hem de Babacan´ın kamuoyuna açıklamaları gerekiyor bence.

 Bekleyip, göreceğiz. Bu iki partinin ne yapıp ne yapamayacağını! Benim şahsi fikrim, Türkiye, Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Sayın Bahçeli´nin önderliğinde bir yola girmiştir. Bir tercihte bulunmuştur. Bu tercihe de millet sahip çıkmıştır. Dolayısıyla Türkiye kolay kolay bu tercihini değiştirecek gibi gözükmüyor. Hem Sayın Davutoğlu hem de Sayın Babacan yaptıkları bu sıralı hamlelerle kolay kolay milletin tercihini değişecek gibi gözükmüyor. Yani işleri çok zor. Sanki ikisi de zorlamayla ya da talimatla hareket ediyor gibi. Böyle olunca da millet nezdinde siyaset yapmaları çok zor gözüküyor. Siyasi partiler, ihtiyaca binaen kurulan yapılardır. Milletle beraber yaşayan kurumlardır. Mesela ben CHP´yi de bu kategoriye dahik ederim. Çünkü CHP´nin düşüncesini benimseyen, böyle olmalı diyen insanlar var. Ama bu iki partinin kuruluş gerekçeleri bile tatminkâr değil. Tek söyledikleri Recep Tayyip Erdoğan. Sabak Erdoğan, öğlen Erdoğan, akşam Erdoğan. Yani millet gözetilmiyor gibi. Neyse, bu benim görüşüm tabii. Zaman içerisinde bu iki partiyi de söylem ve politikalarıyla gündeme gelecek..

Babacan´ın partisinin kurucular kurulunda Sivas´tan pek fazla isim yoktur. Hatta neredeyse hiç yok. Sadece eski Vali Hasan Canpolat var. Onun da Sivaslılığı zaten tartışılır. Ama gözüken Sivas, Sayın Canpolat üzerinden şekillenecek gibi duruyor. Bakalım, Sivas´tan bu partinin teşkilatımda kimler yer alacak? Bütün bunları zaman içerisinde göreceğiz. Mesela Davutoğlu´nun partisinin Sivas´ta halen teşkilatlanamadığını da hatırlatmak isterim.

Türkiye, yeni sistemi gereği bu iki partinin duruşu da kendilerini siyasi olarak etkileyecek. Bu iki parti de Ak Partiye, ne diyelim bir husumet hareketine mi, dönüşecek(!) ya da gerçek manada milletin derdini, sorununu gündeme getirip, buna göre mi politikalarını şekillendirecek? Bir de şu var; bu iki parti hangi ittifakta yer alacak? Millet ittifakında yer alırlarsa hemen baştan söyleyeyim, toplum bu iki ismin sırf Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığı yapacağını düşünecek yok Cumhur ittifakı içerisinde yar alırlarsa o zaman da toplum  ?Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? diyecek. Bu da ayrı bir tartışma konusu olacak?

Demek ki neymiş? Türkiye´de öyle birilerinin sık sık temcit pilavı gibi gündeme getirdiği Türkiye´de diktatörlük yokmuş. Zira dikta yönetimi olsa bu iki isim de pati falan kuramazdı. Sorun, insanların makamlarını, mevkilerini korudukları sürece sessiz kalma ve eyvallah deme sorunuymuş. Yine yeri gelmişken hakkını teslim edeyim, bunların en cesuru Abdullatif Şener´miş. Hiç. Değilse Şener, görev yaparken, en üst makamdayken konuştu. Bunlar onu bile yapamadı?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?