USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

BENİM OYUM DAHA ÜSTÜN

21-04-2017
Yapılan başkanlık oylamasından sonra; yine birileri azıttı. Çıkan sonucu hazmedemedikleri için, olsa gerek; kendileri gibi düşünmeyen insanları; aşağılamaya, hakaret etmeye başladılar. Anadolu şehirlerindeki evet oylarının fazlalığı; Anadolu şehirlerine hakaret içeren, saldırmalara dönüştü. Artık pes, doğrusu. Bu insanlar, sözde; demokrasiye inandıklarını söyleyen, insanlardır. Ancak, Onların demokrasi anlayışında, kendileri gibi düşünmek, fikri; yatmaktadır. Eğer, kendileri gibi düşünmeyen fikir önde çıkarsa; O zaman, onlar için, demokrasi anlayışı bitmiştir. Karşı tarafa veya karşı tarafa oy veren insanlara, saldırmaya başlarlar.
Sandık sonuçlarını gören, kimi kendisini elit zanneden insanlar; Kendilerinin oyları ile, başka insanların oylarının aynı olamayacağına dair, açıklamalarda bulunmaktadırlar. Sadece açıklama ile kalsa; zaman, zaman bu açıklamalar, hakarete dönüşmektedir... Sevsinler, sizin demokrasi anlayışınızı...
Benim oyum ile; benimle aynı tercihi kullanmayan  insanın oyu; bir olamaz! düşüncesi ile, yetinmeyip; Daha da ileri giderek, hakaret etmeye başlıyorlar.    Anlamsız açıklamalarda, bulunuyorlar.   İlkokul mezunları ile; yüksek okul mezunlarının oyları; aynı sayılmasın. Köylü oylarıyla, benim oyum, eşit olmasın... Yani yüksek okul mezununun oyunun kıymeti, daha fazla olsun.  Böyle düşünecek olursak; Vatan savunması gibi, önemli bir konu, nasıl olur da; böyle cahil adamların çocuklarına teslim edilir, diye düşünmemiz lazım, o zaman...  
Hatta, daha ileri giderek; kendileri ile aynı sosyal statüde olan; fakat, farklı düşündükleri için; değişik tercihte bulunan insanlara bile; hakaret ediyorlar.
Sonuç; 
Birileri, oldum olasıya; kendilerini hep bu Ülkede birinci sınıf vatandaş, kabul ediyor. Kendilerinin dışındakiler ise; İşte vatandaş... Olsa da olur, olmasa da... Mantık budur.
Onlara göre; Birileri Bu Ülkede ikinci sınıf vatandaş sayılır.  İnanç hürriyeti açısından, Dini inanış açısından, giyim, eğitim, öğretim açısından,  sosyal hayat açısından, İkinci sınıf  vatandaşların; Birinci sınıf kategorisine sokulması düşünülemez. Onların fikirlerinin, önerilerinin, hatta oylarının bile; önemi yoktur. Kendilerini birinci sınıf sayan insanlar;  kendilerine göre sınıflandırdıkları, İkinci sınıf vatandaşları;   Toplumdan dışlandığı zaman görmemezlikten gelirler, hatta onların ezilmeleri ile mutlu olurlar ve büyük  bir  zevkle içkilerini yudumlarlar.  Geçmişte, Başörtülü öğrencilerin sıkıntılarına, Müslümanların sıkıntılarına, seyirci kaldıkları, gibi.
Oturdukları yerlerden; memleket yönetmeye, yönlendirmeye çalışırlar. Aslında kendilerini çok bilgili, çok tecrübeli, çok deneyimli, çok donanımlı sanan, bu insanlar; Genel değerlendirme ölçülerine göre; kantara çıksalar, kaç okka ederler, merak ediyorum.   
Aynı insanlar; ne oldu da; birden bire insanlık taraftarı ve hak arayıcısı oldular.  Sokaklardaki, körpe beyinleri; bir takım hayallerin peşinde sürüklemeye çalışıyorlar! İçkilerini içerek olan biteni seyreden insanlar, neden birden bire sahaya indiler?  Güneydoğudaki olaylara, uzak kaldılar. Şehit haberlerini duymadılar. Hatta, terör örgütü elamanlarının ölüsüne ve dirisine dolaylı olarak; destek açıklamalarında bulundular. Merhamet duyguları kabararak; insanlık adına üzüldüler. Ancak, aynı üzüntülerini nedense; şehit kardeşlerimiz için; çok gördüler. Bu ikilemleri yaşayanlar; Bugün neden sokağa çağırıyorlar...
Ey  genç kardeşler! Hala sen onu anlamadın mı?  Yalan yanlış haberlerle toplumu geren ve bir kaosa sürüklemeye çalışan bu adamların amacı ne olabilir? Seni çok sevdiklerini mi sanıyorsun? O, zaman hayatlarına bak bakalım; senin gibi kaç tane adam yanlarına yanaşabilmiştir. Yahut kaç tane adam, onların desteklemelerine ve  yardımlarına ulaşmıştır.  HATTA, KAÇ TANE ADAM ONLARIN YANINDA ADAM YERİNE KONMUŞTUR.... SEN HALA ANLAMADIN MI? OYUNUN BAŞKA OLDUĞUNU... Sen onların yanında ancak ikinci sınıf, üçüncü sınıf, hatta sınıfı olmayan; köle durumundasın aklını başına al...
Aklını başına al, kışkırtmalara, dolduruşlara gelme. Vatan partisi Genel Başkanı Doğu PERİNÇEK;´´ BU SOKAĞA DAVET, PKK AĞZIDIR...´´ Diye CHP yöneticilerini ve  birilerini uyarıyor. Tepkilerin, demokratik düzen içerisinde olması gerektiğinin, altını çiziyor.
Ülkemizin gündeminde; bu tür olaylara, zamanla şahit oluyoruz. Özellikle de; kamuoyu nezdinde,  her zaman önlerde olan ve zamanla  bu özelliğini yitirmiş adamların; böyle   çıkışları yapması; dikkat çekicidir. Bu olayları fırsat bilen, ortalığı karıştırmak isteyenler; saklandıkları yerlerden, bulundukları mevzilerden çıkarak, boy göstermeye başlarlar. Amaç bellidir;  KAOS ÇIKARTMAK, ÜLKE  DÜZENİNİ BOZMAK...
Son  sandık sonuçlarının açıklanmasından sonra;  YSK ya yapılan itiraz reddedilince;  Bazılarının tahrik edici açıklamalarda, bulunması daha dikkat çekmektedir. Dikkat ederseniz; Bu tür olayların başlangıcı belirli yerlerde yapılmaktadır. Halkımız, itibar etmemektedir.   
Ülkeyi karıştırmanın kimseye faydası yoktur. Olabilecek karışıklığın kimlere zarar vereceği kestirilemez. Dolayısıyla, Devlete isyan niteliği taşıyan bu olaylardan, uzak durmak gerekir. Halkımızın bu konuda duyarlı olduğuna  inanıyorum. 
 
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?