Bu sezon Türkiye süper ligi ?VAR? sistemiyle tanıştı. İptal edilen goller, penaltı çalınmayan pozisyonlar, sarı gösterilip, sonradan kırmızıya dönüşen kartlar vs, vs..
Baktığımızda kimine gör ?VAR? uygulaması büyük bir kolaylık getirirken, kimine göre tam bir skandal. Özellikle İstanbul takımlarından ?FENERBAHÇE, BEŞİKTAŞ ve GALATASARAY? bu uygulamadan kimin canı yanıyorsa veryansın başlıyor. Ancak şunu söylemek isterim ki bu uygulama başlangıçta çok olumlu olarak sahalara yansıdı. İkinci yarının başlamasıyla birlikte gördüğüm şu ki; takıma ve takımın büyüklüğüne göre kararların objektifliği tartışılmaya başlandı. Hafta sonu oynanan Kayseri-Fenerbahçe ve Galatasaray-Trabzon maçlarında ki uygulamalar bunun en güzel örneğiydi. Pazartesi akşamı Yiğidoların Akhisar karşısındaki sınavında ?VAR? sonrası verilen penaltı yine hakemin objektifliğine gölge düşürür cinsten bir karardı.
?VAR? uygulaması futbolun yanlışlarını azalttığı bir gerçek. Gerçek olmayan tek şey, maçı yöneten hakemlerin objektifliği. Yıldırım Demirören´in başkanlığında yürütülen Futbol Federasyonu güvenilir olması gerekirken, maalesef tartışılan bir kurum olmaktan çıkamıyor. Özellikle başkan vekili Ali Dürüst´ün istifası ve sonrasında tekrar göreve dönmesi, kafalarda birçok soruyu beraberinde getirdi.
Ben bir futbolsever olarak ?VAR? uygulamasının faydalı olduğunu düşünenlerdenim. Ancak şunu belirtmek isterim ki, bu uygulamada maçın hakemleri objektif kalabilsin. Baskılardan çekinmeden ve inandıkları pozisyonları değerlendirirken, birilerinin etkisi altında kalarak karar vermesinler. Belki futbol oyununun heyecanı bu uygulamayla biraz sekteye uğrasa da kesinlikle olumlu olduğunu söyleyebilirim.
YİĞİDO İSTEDİĞİNİ ALDI?
Kasımpaşa deplasmanında sükse yapan Sivasspor, Akhisar karşısında zorlanmadan istediğini aldı. Ne var ki Hakan Keleş´in oyuncu değişikliği az kaldı pahalıya mal olacaktı. Kadro kaliteleri hiç tartışmasız açık ara Sivasspor´un iyi olduğunu söyleyebilirim. Kötü günler geçiren ve küme düşme potasının sıcaklığını en fazla hisseden Akhisar için, bu maç çok kritik bir dönüm maçıydı. Bu bilinçle maça çıkmışlardı. Ne var ki karşılarında, hem kendi evinde oynayan hem de puan olarak çok rahat olan bir takım vardı. Oyunun ilk 20 dakikası iki farklı kategoride takımların mücadelesi gibiydi. Sivasspor Süper Lig takımı Akhisar ise 1.Lig takımı görüntüsü verdiler. Maça oldukça etkili başlayan bir Sivasspor vardı. Rakibini maçın ilk çeyreğinde sahadan sildi diyebilirim.
Türkiye süper liginde geçiş oyunlarını en iyi yapan takımlardan biri Sivasspor dur. Özellikle hücum alanına geçerken hızlı ve etkili pas trafiği rakiplerini zor durumlarda bırakmaya yetiyor.
Sivassporda ki en büyük eksiklik ise, oyunu 90 dakikaya yayamamasıdır. Akhisar maçında çok etkili başlayan yiğidolara fren yaptıran ise Teknik Direktör Hakan Keleş´tir. Oyuna müdahale ederken, görevden ayrılan teknik adam Tamer Tuna´yı aratmayacak cinsten bir inisiyatif kullanıyor. Son bir iki haftadır ezberlediğimiz sağ önde oynayan Diabete´yi oyundan alıp Douglas´ı öne atması, onun yerine son transfer Fatih´i oyuna almasına gerçekten anlam vermekte zorlanıyorum. Her zaman savunduğum bir gerçek vardır, elinde hücum oyuncusu varsa ki var, her zaman savunma oyuncusundan daha etkili olacağı kesindir. Bir ara sol kanatta Uğur-Ziya ikilisinin verdiği zararı şimdi, Douglas´ı önde kullanmaya çalışarak Teknik Direktör Keleş vermeye başladı. Bir an önce bu yanlışlığından dönmesi takıma katkı sağlayacaktır. Sivasspor bundan sonra çok daha rahat konumdadır. Sonra ki hedef Avrupa kupası olması içten değildir. Ulaşılmayacak bir hedef değildir. Çok büyük yanlışlar yapılmazsa, taraftar takımını Avrupa arenasında desteklemeye hazır olsun.
