USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Bölücü Olanlar El Kaldırsın

07-05-2019

Olayların göz göre göre karşımızda vuku bulması, herkesin görmesi ama kimsenin bir şey yapmaması ne kadar da dikkat çekici. Kesinlikle hem psikolojik hem sosyolojik bir inceleme konusuyuz.

Adım adım gidelim.

Böl parçala yönet stratejini bilmeyen yok. Hepimiz tarih kitaplarından olmasa da çakma kahramanlık dizilerinden de olsa öğrendik bunu.

Öğrendiklerimizi gerçek hayatta öğrenmediğimizden olsa gerek, gerçek hayattaki tehditleri algılayamadık hala da algılarımız kapalı. 15 Temmuz öncesinde gelen dalgayı göremediğimiz gibi sonrasında yaşananları da göz ardı ediyoruz.  

Ülkeyi bölmek için öncelikle toplumu bölmek gerekir. Sokağa çıkıp sorsanız herkes bölünmeye karşı, sosyal medyaya bakıyorsunuz herkes birlikten kardeşlikten bahsediyor, akşam haberleri izliyorsunuz, tüm siyasiler beraberlikten dem vuruyorlar. Oysa gerçek hiç de öyle değil ve durum her geçen gün daha da kötüye gidiyor.

Bölücülük deyince aklımıza sadece terör örgütleri geliyor. Çok da anormal değil, çünkü yıllarca bu uğurda kan verdik, can verdik. Verilen onca şehidin emaneti ülke bütünlüğü çok şükür ki karşılığını buluyor ve yerinde duruyor. Peki, o topraklar üzerinde yaşayanların birliği, bütünlüğü? İşte buna olumlu yanıt vermemiz pek mümkün görünmüyor.

Özellikle sosyal medyanın sağladığı imkânlar, herkesin haberin doğruluğunu yanlışlığını araştırmadan yazması, sınırsız küfür ve hakaret imkânı, desteksiz iftira atabilme yetisi, bizi her geçen gün uçuruma sürüklüyor.

Bunun bir örneğini dün 1 Mayıs´ta yaşadık.  Söz konusu gün, emek ve dayanışma günü olarak geçiyor. Böyle bir günde her türden emekçinin emeğinin kutsallığından bahsetmek, ülkemizde ve dünyada mevcut sorunlardan konuşmak, bunlara çözüm önerileri sunmak, bu da mümkün değilse, bu konuda yapılan çalışmaları irdelemek gerekirdi.

Oysa sabaha 1 Mayısın sol tandansından yola çıkarak 3 Mayıs Türkçülük Günü kıyaslamaları ile başladık. 3 Mayıs hassasiyeti olan arkadaşlara sormak lazımdı,  MİSK diye bir kurum duydunuz mu? Türkeş´in işçiler ve üretim hakkındaki fikirlerinden haberiniz var mı? İşçinin veya memurun kısacası her türlü emeğin hakkını vermek, verdirmek Türk Milliyetçilerinin vazifesi değil midir?

Tam bu badireyi atlatacaktık ki peşine işçi ? memur ayrımlı paylaşımlar geldi. İşçinin tatilinde memurun yatması vb ergen ergen cümleler sardı etrafı. Her konuda olduğu gibi yine toplum ayrıştı, bölündü, insanlar birbirlerini rencide edici, kırıcı cümleler kullandılar. Oysa bugün 23 Nisan, çocukların bayramı, hem de Ulusun Bağımsızlık günü, çocuklar tatil yapsın, ben işe gideyim ülkemin saadeti, bağımsızlığı için daha çok çalışayım, üreteyim diyeni duymadım.

Bunlar sadece basit örnekler. Ama hemen her konuda herkes düşünmeden yazıp çiziyor, giderek daha fazla ayrışıyoruz, bölünüyoruz, bu vb durumları basite alıyoruz.

Bu basit bölünmeler, bu önemsiz ayrışmalar hayatın her alanına yansıyor, radikalleşiyoruz, kutuplaşıyoruz, bu da en ufak bir gelişme adımında birbirimizin önüne set çekmemize sebep oluyor. Ülke bir türlü rahat nefes alamıyor, önüne bakamıyor. Her türlü dış müdahaleye açık hale geliyoruz, tüm toplum mühendisliği denemeleri üzerimizde test ediliyor. 

Sahi neydi onun adı?  Böl parçala yönet miydi?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?