USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

ÇEVRENİN GÖNÜL GÖZÜ -4-

29-03-2017

Yazı dizimin önceki bölümünde, çevremiz bizim yaşama alanlarımızdır demiştim. Çünkü çevremizdeki koşullar, bizim sağlıklı nefes almamızda belirleyici rol oynar.  Her insan kendi çevresiyle bütünleşir ve gelişir.
Atalarımız ne de güzel söylemiş. "Aslan yattığı yerden belli olur. "
Biz çevremiz hakkında nasıl güzel düşünüyorsak ve düşündüklerimizi hayata uyguluyorsak, çevremizin de öyle güzel olması gerekir.  Soluduğumuz havanın, içtiğimiz suyun, gezdiğimiz yerlerin temiz olması demek, bizim sağlığımıza verdiğimiz önemi belirtir.
Sularımızın bol olması bizim ülkemizin diğer ülkeler arasında değerinin yüksek olması anlamına gelir.  Su savaşları glecekte olabilecek savaşlar arasındadır. Doğal kaynaklarımızın en önemlilerinden biri olan sularımızın korunması, bizim asli görevlerimizdendir.
Gelişen sanayi ile birlikte yeterince alınamayan önlemler, sularımızın kirlenmesine sebebiyet vermektedir. Fabrikalardaki atıkların sulara karışması büyük tehlileri de beraberinde getirmektedir. Kimyasal atıkların suya karışması demek, içeceğimiz suyun kirlenmesi sonucunda sağlığımızın bozulması ve insan ölümlerini meydana getirmektedir. Yine, kimyasal atıkların karıştığı sularımızın ve akabinde kullanılan yanlış gübreleme ile birlikte, kullanıldığı tarımsal alanlarda verimin düşmesine ve tarımın bitmesine neden olmaktadır. Kirlenen bu sularla, sulama yapılan alanlarda sağlıksız ürünlerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır.  
Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrilidir. Verimli topraklara sahip olan bir ülkeye sahibiz. Kullanılan teknolojiyle kirli sularımızın arıtılarak temiz suya dönüştürülmesi ülke ekonomisine büyük katkı sağlamaktadır.  
Denizlerimizin korunması ise ayrı bir konudur. Zaman zaman sofralarımızda muhakkak deniz mahsulleri bulunmaktadır ve yaşamamız için gerekli olan önemli gıdalarımızı oluşturmaktadır.  Balık, midye gibi deniz ürünlerinin tüketimi ülkemizde yaygındır. Denizlerimiz korunduğu süre içinde, bu ürünlerin çoğalmasına ve sağlıklı bir şekilde tüketilmesine olanak sağlanmış olur.
Denize yönlendirilen kanalizasyon borularından çıkan atıklar ve denize atılan cisimler, denizde yaşayan yüzbinlerce canlının hayatını büyük oranda tehdit etmektedir. Deniz suyuna karışan kimyasal atıklar, hem insan sağlığına hem de çevreye büyük zararlar vermektedir. Boğazlarımızdan geçen ve denizlerimiz için büyük tehlike arz eden tehlikeli madde taşıyan yük gemilerinin çevreye verdiği zarar ise cabasıdır.  
Sularımızın minareler bakımından bol olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Termallerin, sıcak ya da soğuk çermiklerin ve ya şifalı balıklı göllerin olduğu bu ülke hepimizin.
Ülkemizin bu güzel değerlerine sahip çıkmak demek, kendimizi güvence altına almak ve sağlıklı yaşamak demektir.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?