USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Çöplerin Kaptanları

30-09-2021
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:right"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">Onlar ki verir laf ile d&uuml;nyaya niz&acirc;mat,</span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:right"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">Bin t&uuml;rl&uuml; teseyy&uuml;b bulunur hanelerinde</span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:right"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">(Ziya Paşa)</span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">Anadolu&rsquo;nun irf&acirc;ni k&uuml;lt&uuml;r&uuml;nde yetişen insanların her bir hususiyeti, manevi gıdalarla bezenmiş bir lezzet şenliğidir. Bu sofrada, daima kalbe ve ruha tesir eden kelamlar edilir. Hamlar pişer, pişenler ise yollara d&uuml;ş&uuml;p her bir metrekareyi adım adım gezerek; kabalığı itidale, serkeşliği &acirc;henge ve isyanı teslimiyete tebdile gayret eder. Bu topraklar, bu y&uuml;zdendir nice mukavemete karşı, birliğin ve dirliğin meşalesinin yandığı merkez olmuştur. Hicaz, Mısır, T&uuml;rkistan, Mağrip, Balkanlar ve d&uuml;nyanın d&ouml;rt bir yanındaki g&ouml;n&uuml;l erleri, mefk&ucirc;relerinin rabıtasını Anadolu topraklarına bağlamıştır. </span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">Anadolu, d&uuml;şmanın elinde tarihin utandığı ve şayan-ı hayrete d&uuml;şt&uuml;ğ&uuml; bir&ccedil;ok vakıaya sahne olmuş, &ccedil;ileli topraklardır. Bu &ccedil;ile, her devirde başkalaşarak muttasılan devam etmiştir. Başı dumanlıdır o y&uuml;zden; bakışları dilhun ve hatıraları gamlıdır. Sanki neşeden ve g&uuml;lşen bir manzaradan munfasıldır.&nbsp; Şimdilerde ise, &ouml;ncekilerden daha kolay gibi g&ouml;z&uuml;ken, fakat hakikatte daha &ccedil;etin bir hastalıkla karşı karşıyadır. Bu hastalık, kendini olduğundan faklı g&ouml;sterme d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;d&uuml;r. Etrafımızın hızla &ccedil;evrildiği bu arıza, ziyade bir şekilde &ouml;nemsenmezse, ma&acirc;zallah yavaş yavaş her birimizin &ccedil;evresinde daha sık g&ouml;r&uuml;lmeye başlayacak ve o kadim Anadolu k&uuml;lt&uuml;r&uuml;, zehirlenerek yok olma aşamasına gelecektir.&nbsp; </span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">Ruhiyat sahası, insanın her bir davranışını araştırmakta, nedenini tespit etmekte ve bunları g&uuml;n&uuml;n şartları dairesinde yorumlamaktadır. Haliyle, psikoloji ilmi kişisel hastalara kişisel &ccedil;&ouml;z&uuml;m bulmaya gayret etmektedir, fakat mezk&ucirc;r hastalık, ferdi olmaktan &ccedil;ıkmış ictim&acirc;&icirc; bir yapıya d&ouml;n&uuml;şm&uuml;şt&uuml;r. Toplumun umumiyetinde bu marazın artması, doğrulara illet yaftasının vurulmasına, karga iken kendini kartal zanneden ve &ouml;yle ifade edenlere ise, muteber payesi verilmesine sebebiyet verir. Neredeyse bu ahvalin &ouml;rnekleri, yarı yarıya toplumda kendini izhar etmeye başlamıştır. Bakınız etrafınıza, &ouml;zellikle devlet dairelerinde, yılanlar ejderha, tilkiler aslan ve kargalar kartal konumuna yerleşmiştir. Liyakat dediğimiz mefhum, en acılı ve sancılı g&uuml;nlerini &ccedil;ekmektedir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; ahlaksızlığını ahlak nutuklarıyla, inan&ccedil;sızlığını ayetlerle ve samimiyetsizliğini yalancı tebess&uuml;mle gizleyenler, imparatorluk d&ouml;nemini yaşamaktadır. </span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">Değerler nizamı, bir toplumun can damarıdır. Toplum bu kıymetler etrafında haleler oluşturduğunda, m&uuml;tek&acirc;mil şahsiyetlerini &ccedil;oğaltabilir. Bunlardan uzaklaşmanın sonu ise, yıkımdır. Fakat şu g&uuml;nlerde &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; halin varolduğu g&ouml;zlemlenmektedir. Bedenen bu değerler nizamının etrafında g&ouml;z&uuml;k&uuml;p, ruhen ve kalben başka yolların yolcusu olanların istilasıyla karşı karşıyayız. Ahlak b&uuml;z&uuml;şm&uuml;ş, gelenek dışlanmış ve vicdanın kolları kesilmiş bir şekilde, u&ccedil;uruma s&uuml;r&uuml;klenmekteyiz. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; h&acirc;lihazırda, ahlakın, geleneğin ve vicdanın otoritesi, kurnazlığın idaresi altındadır. G&ouml;z&uuml; a&ccedil;ıklık bu z&uuml;mre i&ccedil;in b&uuml;y&uuml;k bir yetenek ve &uuml;st&uuml;nl&uuml;k al&acirc;meti sayılmaktadır. İş hayatında, akrabalık ilişkilerinde, trafikte, yolda vesair her yerde ve her anda, benliğin k&ouml;klerini besleyen sarsıcı ve uyuşturucu zihniyetin b&uuml;y&uuml;s&uuml;, tahmin edemeyeceğimiz kişilerin b&uuml;nyesine yerleşmekte ve zincirleme bir şekilde yayılmaya devam etmektedir. </span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">Kendini olduğundan başka bir şekilde g&ouml;rmek ve buna insanları inandırmak i&ccedil;in t&uuml;rl&uuml; yollara başvurmak, inan&ccedil;, ahlak ve karakter zayıflığından kaynaklanmaktadır. Bu karakterlerin varlığından &ccedil;ok, toplumun eğri ile doğruyu ayırma idrakinin merhalesi, daha &ouml;nemlidir. Hakikat &ccedil;izgisinden &ouml;d&uuml;n vermeyenlerin, toplumun nezdinde yerlerinin ne olduğuna bakmak lazım gelir. Şayet bu terazide bir şaşma varsa, b&uuml;y&uuml;k bir sorunla karşı karşıyayız demektir. Filhakika bu zorlu mesele, her ge&ccedil;en g&uuml;n daha b&uuml;y&uuml;k heng&acirc;meye d&ouml;n&uuml;şmektedir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; şu an itibariyle toplumda <em>&ldquo;yalanın dostu, ger&ccedil;eğin d&uuml;şmanı &ccedil;oğalmakta&rdquo;<a href="#_ftn1" name="_ftnref1" title=""><strong><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">[1]</span></span></strong></a></em> ve bu y&uuml;zden, fertlerin birbirine itimadı kaybolmaktadır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; etrafımız, her s&ouml;z&uuml;nde satran&ccedil; hamlelerini hesaplayıp, g&uuml;n&uuml;n sonunda ruhtan, marifetten ve muhabbetten bahsedenlerle dolmaktadır.</span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">K&uuml;&ccedil;&uuml;k menfaatlerin ve k&uuml;&ccedil;&uuml;k d&uuml;nyaların insanları da, k&uuml;&ccedil;&uuml;k olur. Fakat k&uuml;&ccedil;&uuml;kl&uuml;k kompleksinden kurtulmak i&ccedil;in kendini dev aynasında g&ouml;rme ihtiyacı h&acirc;sıl olur. O vakit kendinde olmayanı pazarlamaya tevess&uuml;l edilir. Ancak bu tabakanın kendine faydası olmadığı gibi, topluma da hizmet namına bir eseri yoktur. Anadolu tabiriyle lafın kabadayılığını yapar. Kalbinde kurnazlığın g&ouml;kdelenini inşa edenler, dillerinde kalbin tasfiyesi ve nefsin tezkiyesini vird etmektedir. Bilge dedemde bu tiplere derdi ki; <em>&ldquo;konuşurken Hz Ali, iş yaparken Hıdır emmi&hellip;&rdquo;</em> </span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">Bu z&uuml;mre, her ne kadar lafla hakikatin m&uuml;ntesibi g&ouml;z&uuml;kse de, hakikatin &ouml;z&uuml; başka t&uuml;rl&uuml;d&uuml;r. Aslolan icraattır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; <em>&ldquo;cenaze namazını uzaktan seyredenler, imanları ne kadar sağlam olursa olsun, cemaatin yabancısı olurlar.&rdquo;<a href="#_ftn2" name="_ftnref2" title=""><strong><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">[2]</span></span></strong></a></em> Bayağılar, aleladeler ve g&uuml;nahk&acirc;rların ortak &ouml;zelliği, &ouml;l&uuml;m&uuml; akıllarına getirmeden var g&uuml;&ccedil;leriyle d&uuml;nyaya sarılmaktır. Sadece d&uuml;nyaya dayananların sonu ise, birka&ccedil; metre bez, birka&ccedil; k&uuml;rek toprak ve maalesef arkasından s&ouml;ylenen sayısız hayıflanma, inkisar ve ilen&ccedil;ler&hellip;</span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">Anadolu k&uuml;lt&uuml;r&uuml;n&uuml;n en bariz &ouml;zelliklerinden biri de, temsil kabiliyetinin ziyade olmasıdır. İşte bu k&uuml;lt&uuml;r&uuml;n mayalanmasında &ouml;nemli katkıları olan Mevlana&rsquo;nın mesnevisinde, s&ouml;z konusu kişilerin durumlarını anlatan g&uuml;zel bir hik&acirc;ye: <em>Bir eşek yağmurlu bir g&uuml;nde y&uuml;r&uuml;rken, ayağını bastığı yerde &ccedil;ukurlar oluşmaktadır. Yağan yağmur neticesinde atın ayaklarının bastığı yerlerde oluşan &ccedil;ukura yağmur suları birikmektedir. Bir m&uuml;ddet sonra yağmur kesilince eşeğin ayak izleriyle oluşan &ccedil;ukurlardan birinde biriken suya, esen r&uuml;zg&acirc;rdan gelen bir k&uuml;&ccedil;&uuml;c&uuml;k &ccedil;&ouml;p d&uuml;şer. &Ccedil;&ouml;p, r&uuml;zg&acirc;rın esintisiyle su birikintisi &uuml;zerinde sağa sola dalgalanırken bir sinek gelir ve bu &ccedil;&ouml;p&uuml;n &uuml;zerine konar. Mevl&acirc;n&acirc; merhum burada sineği konuşturarak sineğin ş&ouml;yle s&ouml;ylediğini anlatır: &ldquo;&Ccedil;&ouml;p&uuml;n &uuml;zerinde bulunduğum bu su, b&uuml;y&uuml;k bir umman, bir okyanus&hellip; Bu &uuml;zerinde durduğum &ccedil;&ouml;p, bu okyanus i&ccedil;erisinde y&uuml;zen b&uuml;y&uuml;k bir gemi&hellip; Ben ise bu b&uuml;y&uuml;k geminin kaptanıyım.&rdquo;<a href="#_ftn3" name="_ftnref3" title=""><strong><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">[3]</span></span></strong></a></em> &Ccedil;&ouml;p&uuml;n &uuml;zerinde durup, k&uuml;&ccedil;&uuml;c&uuml;k istidadıyla kendini kaptan zanneden bu sınıf insanların hakikat aynasındaki halleri, pek hazin ve pek &uuml;rk&uuml;t&uuml;c&uuml;d&uuml;r. Adamlıktan nasibini almadığı halde, her yerde insan-ı k&acirc;mil edasıyla caka satan bu n&acirc;danlar y&uuml;z&uuml;nden &uuml;st&uuml;m&uuml;ze ihtiyarlık &ccedil;&ouml;kmekte. Bunlara delikanlıca tavır g&ouml;stermek iktiza eder. Yoksa hem kişisel, hem de toplumsal hastalığın taşıyıcısı olunur. C&uuml;hela kesimi ile hemhal olmak değil, mesafe koymak lazım gelir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; &ccedil;amur taşıyanla refikliğin sonu &ccedil;amura bulaşmaktır. Meramımızı &Acirc;şık &Ouml;mer, ziyadesiyle ifade etmiştir:</span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><em><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">&ldquo;C&acirc;hil &uuml; n&acirc;d&acirc;n ile ger edersen &uuml;lfeti </span></span></em></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><em><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">Y&acirc; elinden, y&acirc; dilinden bir zarar eksik değil&rdquo;</span></span></em></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">Bu sebepten dolayı, zikrolunan g&uuml;ruhu tanımak elzemdir, bunlara karşı sebat etmek daha elzemdir. M&uuml;cadelenin metodu ise, &ouml;zden ıraklaşmamaktır. Tıpkı Merhum Akif&rsquo;in dediği gibi;</span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><em><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">&ldquo;İhtiyar amcanı, dinler misin, oğlum, Nevruz?</span></span></em></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><em><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">Ne b&uuml;y&uuml;k s&ouml;yle, ne &ccedil;ok s&ouml;yle; yiğit işde gerek.</span></span></em></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><em><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">L&acirc;fı bol, karnı geniş soyları takl&icirc;d etme;</span></span></em></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><em><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">S&ouml;z&uuml; sağlam, &ouml;z&uuml; sağlam adam ol, ırkına &ccedil;ek.&rdquo;</span></span></em></span></span></p> <div>&nbsp; <hr /> <div id="ftn1"> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm"><span style="font-size:10pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><a href="#_ftnref1" name="_ftn1" title=""><span style="font-size:10.0pt"><span style="font-family:&quot;Calibri&quot;,&quot;sans-serif&quot;">[1]</span></span></a> La edri</span></span></p> </div> <div id="ftn2"> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm"><span style="font-size:10pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><a href="#_ftnref2" name="_ftn2" title=""><span style="font-size:10.0pt"><span style="font-family:&quot;Calibri&quot;,&quot;sans-serif&quot;">[2]</span></span></a> Erol G&uuml;ng&ouml;r, K&uuml;lt&uuml;r Değişmesi ve Milliyet&ccedil;ilik, Yer-Su Yayınları, Aralık 2019, 1. Baskı, s 41,</span></span></p> </div> <div id="ftn3"> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm"><span style="font-size:10pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><a href="#_ftnref3" name="_ftn3" title=""><span style="font-size:10.0pt"><span style="font-family:&quot;Calibri&quot;,&quot;sans-serif&quot;">[3]</span></span></a> Burhan İşleyen, Bizi Kim Beğenecek, DİB Yayınları, 3. Baskı 2021, s 23,</span></span></p> </div> </div>
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?