USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

D i ? L ? K ? i

09-11-2018

Di sle k si far kndalıığnnı a rt ması gere ktiiğni düüşnüdğüm iiçn du  yzaıyı yza mak istdim.

Bu cümleyi okumak ve anlamak için normalden daha fazla çaba harcamanız gerektiğini fark etmişsinizdir. Gerekli eğitimler verilmediğinde dislektik insanlar bu ve benzeri zorlukları hayatlarının her anında yaşamak mecburiyetinde kalıyorlar. Öğrenme güçlüğü disleksiyi de kapsayan genel bir terimdir.  Okuma sorunları için Disleksi, yazma ve yazılı anlatım sorunları için disgrafi, matematik öğrenme sorunları için diskalkuli terimleri kullanılmaktadır. Disleksi, kişinin normal veya üstün zekâ düzeyinde olmasına rağmen okuma, yazma ve dil becerilerinde problem yaşamasına sebep olan özel öğrenme bozukluğudur. Disleksi;  okuma yazmayı öğrenmede yaşıtlarına göre gecikme, alfabeyi öğrenmede güçlük çekme, yanlış ve yavaş okuma, harf, hece ve satır atlama, b-d harflerini karıştırma, okuduğunu anlamada güçlük çekme, yönleri karıştırma, rakamların sıralarını ve aritmetik işlemleri karıştırma, sözcükleri, nesne ve kavram isimlerini hatırlamada güçlük, haftanın günlerini karıştırma, dikkatsizlik gibi belirtiler gösterir. Bunların çoğu çocuğun okula başlaması ile gözlenen belirtiler olduğundan okul öncesi çocuklarda gözlem daha zordur. Ancak Disleksinin okul öncesinde de bazı işaretleri olabilir. Konuşmada gecikme, yeni sözcükleri yavaş öğrenme, yön ve zaman kavramlarını karıştırma, konuşurken anlama en uygun kelimeyi seçmede güçlük, benzer sesleri ayırt etmede güçlük ve seslerin yerini değiştirme (eksi/eski) gibi belirtiler örnek olarak verilebilir. Bir çocuk sonradan Disleksi olmaz. Okul öncesi ve okul çağındaki çocuklarda ortaya çıkar. Belirtilerin belirginleşmesi ve gözlenebilir hale gelmesi her çocukta aynı dönemde olmayabilir. Ancak genellikle okul çağındaki çocuklarda akademik başarıyı etkilediğinden daha kolay fark edilir. Disleksi bir hastalık değildir ve zekâ ile hiçbir alakası yoktur. Disleksi başarılı olmaya da engel değildir, eğer öyle olsaydı Aslı Enver, Ebru Cündübeyoğlu, Leonardo da vinci, Mozart, Albert Einstein, W. Churchill, Walt Disney, Agatha Christie, Sylvester Stallone, Tom Cruise,  Thomas Edison, John Lennon, Graham Bell gibi kişiler hayatlarında bu kadar başarılı olamazlardı. Ayrıca Disleksi duyu organları (görme, işitme?)  ile ilgili yetersizlikler, duygusal ya da davranışsal bozukluklar nedeniyle öğrenememe durumu da değildir, sadece algılama farklılığıdır. Dislektik çocukların; okulda yaşıtlarından geri kalması, bu sebeple yaşıtları arasında alay konusu olması, bilinçsiz ebeveynler tarafından ?Çalışmıyorsun, çalışsan yaparsın´ gibi sözlere maruz kalması ve suçlandığını hissetmesi, kendini yetersiz görmesi çocuklarda kalıcı hasarlara yol açabilir. İleriki hayatlarında özgüvenleri sarsılmış, depresif ve kaygılı bireyler olabilirler. Bu nedenle çocuk üzerinde sorumluluğu olan herkesin bu konuda bilgilenmesi ve nasıl yaklaşımda bulunacağını öğrenmesi gerekiyor.

Her çocuk öğrenir sadece bu aynı sürede ve aynı şekilde olmayabilir. Bir çocuk bizim öğrettiğimiz yoldan gidemiyorsa, belki de biz onun öğrendiği yoldan öğretmeliyiz. Ebeveynler ve eğitimciler dislektik çocuklara karşı sabırlı olmalı, başkaları ile asla kıyaslamamalı, çocuğun olumlu ve güçlü yönlerini vurgulamalı, öğrenmeyi eğlenceli hale getirmeli ve motive etmelidir. Örneğin, çocuğa yapabileceği küçük görevler verip yerine getirdiğinde tebrik ederek ona güvendiğinizi gösterebilir ve motive edebilirsiniz. Bunların yanı sıra çocuğu spor, müzik, resim gibi yeteneğinin olduğu bir alana yönlendirmek özgüven ve motivasyon için faydalı olacaktır. En önemlisi de sevgili anne ve babalar, sevginizin çocuğunuzun başarısı ile orantılı olmadığını onlara hissettirin?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?