Ligin ikinci yarısında üst üste aldığı puanlarla Avrupa hedefi yakalayan DG Sivasspor, son iki haftada kaybettiği 4 puanla bu hedefinden yavaş yavaş uzaklaşmaya başladı.
Cumartesi günü Bursa deplasmanı, her iki takım açısından oldukça önemliydi. Bir tarafta Avrupa´yı hedefleyen Sivasspor, diğer tarafta ligde zor günler geçiren Bursaspor. Özellikle Bursaspor için ölüm kalım maçına benzer bir durum söz konusuydu.
Aybaba ligin ilk yarısında kadro derinliği olmadığından, alternatifsizlikten yakınıp durmuştu. Bursaspor maç kadrosuna baktığımda, kenarda oturan oyuncuların her biri ilk 11 de görev alabilecek futbolculardan kuruluydu.
Futbol farklı bakış açıları ve farklı yorumların zenginliğinden, her zaman ilgi odağı olmuştur. Futbolun kesinleri hiçbir zaman olmamıştır. Ancak ?aklın yolu bir? dedirtecek türden doğruları vardır. Örneğin ROBINHO bir dünya markasıdır. Aksini söyleyen sanırım futbol fakiridir. Ama bir futbolcunun dünya markası olması tek başına oynamasına yeterli değildir. Teknik Direktör Samet AYBABA, Robınho´ya formayı bir verdi, alana helal olsun. Maalesef ilk 11 de görev aldığı son maçlarda, oyundan alınana kadar takım sahaya eksik çıkar oldu. Futbolda devamlılık esastır. Robınho şu an devamlılığı sağlayamıyor. Koşu temposu ve mücadele gücü zayıf. Taraftarlar Robınho gibi dünya yıldızlarını sahada görmek ister. Ama gerçek olan takım oyunudur. Robınho henüz 60 dakika oynayacak performansa ulaşmış değildir.
Samet AYBABA´nın benimde desteklediğim önemli bir özelliği var. Takımın tamamını hazır tutmayı istiyor. Ancak hedefi olan bir takım üzerinde fazlaca oynamak hatadır. Bursaspor karşısında sahaya çıkardığı ilk 11 yine sürpriz niteliğindeydi. Bir hafta önce takımın iyilerinden olan Auremir´i kenara çekmiş, yerine Hakan Bilgiç´le başlamıştı. Orta üçlü kurgusunu bir kez daha değiştirmiş, Bıfouma yedekler arasında, Robınho´yu Bıfouma´nın yerine sola, Robınhonun görevinide Sawet´e vermişti. Defans bloğunda Medjani yedek kulübesine otururken, takımın hırçın oyuncusu John Boye görev almıştı.Maçın henüz başında Ziya´nın sakatlanmasıyla zorunlu bir oyuncu değişikliği yaptı. Bir şaşırtan durumu da orda yaşadık. Devre arası transferlerinden Paul Papp geldiği günden bu maça kadar görev alamamıştı. Aybaba sanırım bu oyuncuyu hazır görmüş olacak ki böyle bir değişiklik yaptı. Bu dakikadan sonra iki kanat defansın ileriye çıkıp hücuma destek verdiklerine şahit olmadığım gibi, defans ve kademe anlayışları da oldukça zayıftı. Robınhonun etkisiz oyunu, Kone´nin yorgunlu ve takımın uyumsuzluğu mağlubiyete davetiye çıkardı. Pozisyon üretmekte maalesef zorlanıyoruz. Zoraki bulduğumuz pozisyonları da cömertçe harcayınca mağlubiyet kaçınılmaz oluyor.
Teknik Direktör de bir insandır. Her insanın olduğu gibi onların da egoları vardır. Başarı geldikçe övülmek, beğenilmek onlarında hoşuna gider. Dahi olmak için mağlup olmayı göze almak yanlıştır. ?Aklın yolu birdir? özdeyişini unutmamak gerekir. Önümüzde Milli maç arası var. Bu arayı iyi değerlendirip, kaybedilen avantajın tekrar yakalanması bu takım için zor değildir. Yeter ki basit hatalar yapılmasın.
