USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Dinimize Sızan Batıl ve Hurafeler

20-07-2018

Günümüzde birçok bidat ve hurafenin yaygın bir şekilde hayata aktarıldığını üzülerek görmekteyiz. Bu yanlışların fark edilmesi umuduyla bu hafta bidat ve hurafelerden bahsetmek istiyorum. Batıl(bidat) ve hurafelerin birçok çıkış sebebi vardır. Bunlardan en önemlileri; cehalet, önceki dinlere ait bir takım unsurların İslam´a taşınması ve uydurma hadis-i şerifler. Çağımızın en yaygın bidat ve hurafelerinin başında türbe ziyaretlerinde yapılan yanlışlıklar yer alıyor. Aslına bakarsak İslam´ın koyduğu ölçülere riayet edilirse türbelerin ziyaret edilmesinde hiçbir sakınca yoktur. Bu konuda İslam´a uygun olmayan davranışlar ise; türbedeki zatları beşer üstü görüp Allah Teâlâ ile kendisi arasında aracı görmek, çaput-bez bağlayıp mum yakmak, türbede yatan adına kurban kesmek, kabrin etrafındaki taş- demir vs. öpmek, şifayı oradaki zattan beklemek? Bu ve bunun gibi davranışlar Müslümanlara elbette yakışmıyor. Oysa biz her gün beş vakit namazımızda ?iyyake na´büdü ve iyyake nestein? (yalnız sana kulluk eder, yalnız senden yardım dileriz) demiyor muyuz? Sizce de bir çelişki yok mu? Günümüzde üzülerek görmekteyiz ki, kabirler insanlara yaratılmış olan her şeyin bir gün ölümü tadacağını hatırlatmalıyken, dünyevi işlere cevap aranan yerler haline getirilmiştir. Ayrıca günümüzde halkımız arasında birçok şey ya uğurlu ya da uğursuz olarak nitelendiriliyor. Kimileri ayların, kimileri günlerin veya gecelerin, kimileri hayvanların, kimileri ise bazı eşyaların uğursuzluğuna veya uğurlu olduklarına inanmaktadır. Uğursuz kabul edilenlerden bir kısmı; baykuş, karga ya da vakitsiz horoz ötmesi, insanın önünden tavşan ya da kara kedi geçmesi, iki bayram arası düğün veya nikâh yapılması, kırık ayna gibi. Ayrıca kurşun döktürmek, bir ölünün gömüldükten sonra yedi gün boyunca evini ziyaret edeceğini düşünmek, at nalından ve nazar boncuğundan medet ummak gibi davranışlar İslamiyet´le uzaktan yakından alakası olmayan hurafelerdir. Tarihin her döneminde varlığını koruyan hurafeler, insanın ruh ve tabiatına uygun düşmeyen, akla ve mantığa aykırı şeylerdir. İnsanların karşılaştığı problemleri çözmede doğru yolların dışında, yanlış yollara sapmaları hurafeleri iyice yaygınlaştırmıştır. Bu sebeple uğuru veya uğursuzluğu yaratılmış mahlûkattan beklemek yanlıştır. Allah Teâlâ Yunus Suresi 107. ayeti kerimesinde  ?Eğer Allah sana herhangi bir zarar verecek olursa bil ki onu ondan başka giderecek yoktur. Eğer sana bir hayır dilerse, onun lütfunu engelleyebilecek de yoktur? buyurmuştur. Ayrıca Peygamber Efendimiz(sav) bir hadis-i şerifi de şöyledir: ?İslam´da iyi bir çığır açan kimseye bunun sevabı vardır. O çığırda yürüyenlerin sevabından da kendisine verilir. Fakat onların sevabından hiç bir şey eksilmez. Her kim de İslam´da kötü bir çığır açarsa, o kişiye onun günahı vardır. O çığırda yürüyenlerin günahından da ona pay ayrılır. Fakat onların günahından da hiçbir şey eksilmez?(Müslim).

Bidat ve hurafelerin bizler için bir başka zararı da sanki bunların dinin asıl unsurları gibi gösterilmesi. Oysaki bidat dinde aslı olmayan bir takım yanlışlıkları ifade eder ki, sevgili peygamberimiz de bidatlardan uzak durmamızı istemiştir. Kur´an-ı Kerim ve sünnete uymak bizim en temel vazifemizdir. Hayatımızda karşılaştığımız birçok şeyin Kur´an ve sünnette olup olmadığını bilirsek hatalara düşmekten de o kadar korunuruz. Bu sebeple dinimizin bu iki temel kaynağını öğrenmek bizleri inşallah bidat ve hurafelerden uzaklaştıracaktır. Batıl ve hurafelerden arınmak dileğiyle?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?