USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

DİNSEL İSTİSMAR

30-03-2018

Tarih boyunca çeşitli kişiler ve guruplar, insanların hayatlarında merkezi bir yere sahip olan dini ve dinî ritüelleri kendi çıkarlarına alet etmişler, dünyevi menfaatleri adına dinde birtakım tahrifatlar yaparak din istismarına kapı aralamışlardır. Milli birlik ve beraberliğimizi zedeleyen, barış ve huzuru bozan, ayrıştırıcı ve tefrikaya sebep olan anlayışlar kesinlikle İslami olamaz. Her ne kadar dile getirmekten hicap duysak da, din istismarı söz konusu olduğunda İslam toplumları da üzücü örneklere şahittir. Kadim gelenekleri arkasında bırakan bu bulaşıcı hastalık Müslümanlara sirayet etmekte gecikmemiş, Hulefa-i Raşidin döneminin acı tecrübeleri, fitne hareketleri, siyasi ve itikadi bölünmeler, din istismarını da beraberlerinde getirmiştir. Allah kelamının ilahî bir kalkanla korunuyor olması metnin değiştirilmesine imkân vermese de kimi zaman ayetlerin anlamlarını çarpıtarak, kimi zaman da onları gerçek manalarının dışında kullanıp batıni yorumlarla istismarın yolunu açanlar daima olmuştur. Sadece Kur´an´ı Kerim´i değil hadis rivayetlerini, ashab-ı kiramın hayatını, dinî değer ve kavramları, Müslümanların dinî duygularını istismar eden şarlatanlar dün olduğu gibi ne yazık ki bugün de karşımızda. Allah ve Rasulü´nün adını anarak, dinin benzersiz etkisini ve imtiyazını kullanarak kendi çıkar davasına hizmet etmek isteyenlerin sonu elbette hüsrandır. Bu hüsran onları sadece bu dünyada değil, elbet ahirette de yakalayacaktır. Zira din kisvesi altında güç toplayacağını zannetmek, her türlü hadsizliğin ve sahtekârlığın ötesinde bir durumdur. Nasslarla oynamak, hadis diye uydurulan sözlerden medet ummak, rüya ve ilhama dair abartılı anlatımlarla büyülü bir dünya kurgulamak, menkıbe ve hikâyeler aracılığıyla dinin sahih kaynaklarına aykırı bir zihniyet inşasına kalkışmak asla kabul edilemez. İslami hükümleri tahrif edenler konusunda insanların bilinçli olması gerekiyor. Çünkü birçok sorunda olduğu gibi bu sorunun temelinde de cehalet yatmaktadır. Dinle ilgili istismarların önüne ancak doğru bilgiyle geçilebilir. Bilen insan, öyle kolayca kandırılamaz; ancak bilmeyenler aldatılır. Bu yüzden, hayatımızın önemli kısmını, gerçeği öğrenmeye ayırmalıyız; bildiğimizin doğru olduğundan emin olmalıyız ve buna mecburuz. Dünyanın hemen hemen her ülkesinde ve dininde, dini kendisine ve çevresine güç- itibar kazandırmak için kullanan,( bu amacına erişmek için her yolu mübah gören) dinin ahlaki esaslarını ikinci plana atan ve hakikati tersyüz eden din istismarcıları var ve ne acıdır ki var olmaya da devam edecek. Pek çok Ortadoğu ülkesi, Hindistan ve bazı Afrika ülkeleri buna örnektir. Din konusunda yaşanan istismarlardan kurtulmak için doğruyu bilmeliyiz, öğrenmeliyiz. Bu ise, ancak güvenilir, hatta en güvenilir kaynaktan faydalanmakla, bilginin doğruluğunun sağlamasını yapmakla mümkündür. Sağlam referans kaynaklara önem veren aklıselim ve amil insanları elbette dinleyebiliriz, dinlemeliyiz. Tüm bunlar, bilginin ve tecrübenin öneminden kaynaklanmaktadır. Ayrıca şunu da belirtmeliyim ki, elimizdeki bilgi, belge ve deneyime dayalı veriler ne olursa olsun, son kararı yine kendimiz vermeliyiz. Hem de kendi aklımızla, bilincimizle, irademizle, dirayetimizle ve vicdanımızla karar vermeliyiz. Çünkü Rabbimizin huzurunda da, insanlara göre de kararlarımızdan, söylem ve eylemlerimizden, tutum ve davranışlarımızdan yalnızca biz sorumluyuz. Vay efendim ?Ben bilmiyordum; benden önceki insanların, toplumun büyük bir kısmının veya önemli zatların kararlarına uydum. Eğer yaptıklarım yanlışsa, bu hatalarımdan onlar sorumludur. Onların hakikati bildiklerine inandığım için böyle yaptım? gibi bahanelerimiz, dinen de, hukuken de geçerli değildir. ?Ve derler ki: ?Eğer iyice dinleseydik yahut düşünüp akıl etseydik, şu çılgın ateş halkı arasında bulunmazdık!? (67Mülk/10) O yüzden, çok iyi düşünmeli, çok iyi dinlemeli, çok iyi muhakeme etmeli, çok iyi aklımızı kullanmalıyız ve sonuçta bütünüyle kendimizin sorumlu olduğu son kararı yine kendimiz vermeliyiz. Dini istismar etmeye çalışanlara fırsat vermemek ve gerçek doğrulara sımsıkı bağlanıp hayatımızda uygulayabilme dileğiyle?

 

 

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?