USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

DÜNÜN ÇOCUKLARIYDIK BİZ?

13-01-2017

Dünün çocuklarıydık biz, iyi ki de öyleydik; koşup oynadığımız küçük ama ufku çok geniş mahallelerimiz vardı. Birimiz dışarı çıkınca diğerlerini de çağırır kadro tamamlanırdı. Dışarıda oyun oynamaktan evdeki televizyon aklımıza bile gelmezdi. Akşam ezanı okunacaktı da zor güç bela annemizin zoruyla eve girecektik?
Tabletmiş, bilgisayarmış, akıllı(!) telefonmuş biz bilmezdik öyle şeyler. Bizim körebemiz, sekseğimiz, yerden yükseğimiz, yedi kulemiz vardı. En teknolojik oyuncağımız da atariydi (uzun şeklin gelmesini hangimiz dört gözle beklemedik ki : ). Biz bunları bilir bunlarla mutlu olurduk. İşte biz birçok güzelliği o sıcacık mahallemizden öğrendik; yardımlaşmayı, paylaşmayı, kıymet bilmeyi, küçük ayrıntılarla mutlu olabilmeyi?
Küçük ayrıntılarla mutlu olabilme demişken; yeni alınan bir ayakkabı, kokulu silgi, bahçıvan pantolon bizi havalara uçurmaya yeterdi de artardı bile.      E malum şimdiki gibi her istediğimiz önümüze serili olmadığı için, alınınca da kıymetini iyi bilir, gözümüzden bile sakınırdık. Az mı kaybolmasın diye boynumuzda silgiyle gezdik, az mı yeni alınan kıyafetlerimizle uyuduk? Ne de güzeldi o yıllar. Geçmişi özlemek bu olsa gerek. Hani özlenmeyecek gibi de değil! Peki ya şimdi? Şimdi öyle mi? Şöyle bakınıyorum da etrafıma, evlatlarımız biraz mutsuz, biraz fazla mı doyumsuzlar ne? Sürekli sürekli yeni eşyalar almak istiyorlar aldıkça bir daha bir daha bir daha? Bu almaların sadece bir kısmı anne - babanın isteğiyle alınırken, çoğu; aman ağlamasın, aman dışarda bizi mahcup etmesin diyerek anne - babaya istemeyerek aldırılanlar sanırım. Alındıda ne oldu, aynı tas aynı hamam?
İstedikleri alındı alınmasına da, ne de çabuk geçti hevesleri ne de çabuk sıkıldılar. En fazla bir-iki gün süren bir heyecan peki ya sonrasında? Yine bir doyumsuzluk, yine bir yeniden alma isteği... Peki, neden bu kadar çabuk hevesleri geçti? Neden hemen sıkıldılar? Sıkılırlar tabi; çünkü ortada istediklerini elde etmek için bir çaba yok, sabırla bekleyiş de yok. E haliyle kıymet bilme ve heyecanda yok.
Çocukların her istediğini yapmaktansa makul ve belli sınırlar içerisinde isteklerini yerine getirmek, onları doyumsuzluktan çekip çıkararak mutluluğa götürecek bir yoldur. Kim bilir; belki de artık isteklerinin gerçekleşmesi için hak etmeyi öğrenmeleri gerekiyordur. Sabırla, umutla ve heyecanla? Sanırım evlatlarımız bu güzel duyguları tatmayı hak ediyorlar, onları bu güzel duygulardan mahrum etmesek diyorum...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?