USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Dünya 10 Numarasını Kaybetti

30-11-2020

Kobe Bryant´dan sonra spor dünyasında, 2020´nin en acı kaybını yaşadık.

Futbolun sadece 22 kişinin belli kural ve taktiklere dayalı olarak oynandığı bir oyun değil;  ondan öte heyecan ve bir tutku olduğunu tüm dünyaya hatırlatmış efsanevi Arjantinli futbolcu Diego Armando Maradona´yı 25 Kasım´da kaybettik.

Beyin ameliyatından sonra taburcu olan ve Tigre´deki evinde 60 yaşında geçirdiği kalp krizi sonrasında yaşamını yitirdiği kaynaklar tarafından da doğrulandı. 3 gün ulusal yas ilan edildi ülkesinde.

İnanılmaz bir hıza, tekniğe ve müthiş bir futbol zekasına sahip olan Maradona´dan bu yana hiçbir futbolcu, futbol dünyasına bu denli bir heyecan katmamıştır kanımca? Sıra dışı bir yetenek, sıra dışı bir hayattı onunki? Onu özel hayatıyla değil,  sadece futbol sahalarında yaptıklarıyla, Arjantin milli takım forması ve sol yumruğu havada gol sevinci ile hatırlamak istiyorum ben.

Bazen gelecek kuşaklara neler kaçırdığınızı bilmiyorsunuz, demek istiyorum. O yılları yaşayan biri olarak Maradona denince benim aklıma unutulmayan o iki önemli olay gelir.

O tarihleri yaşayanlar iyi bilir. 1986 Meksika´da yapılan Dünya Kupasında futbol tarihinin o unutulmaz ikonik olaylarından biri yaşanmıştı. 114 bin 580 kişinin izlediği bu maçın 51. dakikası içinde Maradona topu orta saha civarından almış, Hoddle´i geçtikten sonra Valdano ile duvar pasına girmiş, havalanan topu Shilton´un rahatça alması beklenirken, Maradona kendisinden beklenmeyecek kadar yükselmiş ve kafasını sol yumruğuna siper ederek 1.83´lük kaleci Shilton´un önünden topu elle ağlara yollamıştı. Zaten herkes bu golü ezberlemişti.

1986 senesinde oynanan İngiltere maçı sonrası Maradona bu maç için ?Bu bir takımı yenmek değil bir ülkeyi yenmek demişti.? Ve tarihe geçecek olan o cümlesini kurmuştu. ?Yani biraz Maradona´nın kafası biraz Tanrı´nın eli.?

Aslında eliyle attığı o gol Arjantin halkı için Falklan Savaşının intikamı demekti. Zaten hayatında attığı en önemli golleri de İngiltere´ye atmıştı.

Onun tarihte yerini alan, altmış metrelik güzergâh üzerinde, altı İngiliz oyuncuyu ekarte ettiği müthiş bir slalom golünü de bugün hala ?yüzyılın golü? kabul edilmesi onun ne denli bir futbol mucizesi olduğunu gösteriyor.

Bir diğer olay ise de,

İtalya´da düzenlenen 1990 dünya kupası yarı final maçlarından biri İtalya-Arjantin maçıdır ve Napoli´de oynanır. Napolili taraftarlar İtalya´yı değil Arjantin´i destekler.

Şehrin belediye başkanı maçtan sonra ?Bize yılın 364 günü İtalyan değilsiniz diyorsunuz. Bir gün İtalyan olmamızı istediniz, biz de olmadık.? der.

İtalya´yı ekonomik ve kültürel olarak sırtında taşıyan Kuzey İtalyalılar, güneylileri İtalyan olarak kabul etmez ve güneylilere Etiyopyalı der.

Maradona Arjantinlidir ve kulüp kariyerini sürdürdüğü Napoli´yi şampiyon yapmıştır. Napolililer Arjantin´i destekler. Maçın sonunda İtalya elenir, Arjantin turu geçer ama finalde federal Almanya´ya kaybeder. İtalya üçüncülük maçında İngiltere´yi yener. Turnuva sonunda Arjantin 2.  İtalya ise 3. olur.

Düşünebiliyor musunuz, dünya kupası yarı final maçı, turnuva İtalya´da, sahada İtalya var ve İtalyan taraftarlar rakip takımı destekliyorlar.

Futbol tarihi böylesine hırslı ve üst düzey yetenekli futbolcu görmemiştir. Tek başına Napoli gibi sıradan bir takımı zirveye çıkarmış ve yine tek başına Arjantin´e dünya kupasını kazandırmıştır. Dünyaya ayrı ama özellikle şehir olarak tüm Napoli´ye ruh vermiştir Maradona, hala hemen hemen her sokağında yaşar.

Evet, futbol bir takım oyunudur ama söz konusu Maradona ise, futbol Maradona´nın tek başına oynadığı bir oyundur.

Dünya futbolu böyle komplike birisini şimdiye kadar görmemiştir. Futbol kurallarının bu güne göre ilkel olduğu bir devirde eşsiz bir futbolcuydu. O tekmelerin içinden geçerek oynardı futbolunu ama Maradona sadece bu değildi. Ezilen her dünya insanı için, dilinin döndüğünce konuşmasını esirgemeyen yürekli bir adamdı. Sefalet içinde geçen çocukluğunu, kapitalizmin çarkları altında ezilen ailesini ve çevresinin acılarını hiç unutmamış, yaşadığı sorunları zor da olsa aşmış, halkla ilgilenmiş ve fakir çocukların futbol oynamasına destek olmuştu.

Bizim çocukluğumuzun ve gençliğimizin kahramanıydı. Bir dönemin her çocuğu mahalle maçında en az bir kez Maradona olmuştur. Dünyanın bütün futbol seven çocuklarının ilk öğrendiği isimdir onun adı. İyi futbol oynayanlara: ?Maradona mısın mübarek?? denirdi. İşte bunu sağlayan bir efsaneydi.

Meraklısına Kustirica´nın ?Maradona? belgeselini öneririm. Kralın anısına izleyin. Gerçekten çok farklı bir adam olduğunu izleyince anlayacaksınız. Filmde bizzat bir sokak arasında kendisine Manu Chao tarafından canlı icra edilen ?la vida es una tombola? şarkısı her şeyi o kadar güzel anlatıyor ki: ?Eğer Maradona olsaydım, Maradona gibi yaşardım!?

Elveda efsane...

Dünyaya kattığın renk, futbol sevenlere verdiğin keyif için müteşekkiriz.

En büyük olmak gerçekten kolay değil.

Dünyada futbol diye bir olgu var olduğu sürece adın hep hatırlanacak. Huzurla uyu?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?