USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Dürüst olmak adaletli davranmaktır

13-07-2019

Müslümanlarda görmemiz gereken en önemli davranışların başında doğruluk ve dürüstlüğün geldiğine inanıyorum.  ?Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!? emri üzerinde günümüz insanları olarak çok düşünmemiz gerekiyor.

Ecdadımız ?Söz namustur.? derlerdi. Verdikleri söz insanlar arasında en geçerli senetti. Sözüne itibar edilmeyen, yalan, dolan, hile, fitne ve fesatla insanları aldatan kişiler gerçekten imanı yüreklerine indirmiş olsalardı ?Dün dündür, bugün bugündür? diyemezlerdi.

Dürüst olmak; özü-sözü bir olmaktır. Açık sözlü ve açık yürekli olmaktır. Tutarlı ve ilkeli olmaktır. Gerçekçi olmaktır. Samimi olmaktır. Sorumlu olmaktır. Hak ve değerbilir olmaktır. Kararlı olmaktır. Saygılı olmaktır. Ölçülü olmaktır. Adaletli davranmaktır. Öz eleştiri yapabilmektir.

İslâm, gücünü imandan alan, bütün hayatı ve insanları kuşatan mükemmel bir ahlâk sistemi getirmiştir. Ana çizgileri Kur´an ve sünnet tarafından belirlenen bu sistemin iki temel şartı vardır: Yüksek değerlere tam olarak inanmak. İnanılan değerleri doğru biçimde uygulamaktır.

Hayatın bütün alanlarında aranan ve uygulanması gereken yüksek değerlerden biri de doğruluktur. Din ve dünya işlerinin tamamında doğru olmak ise, İslâm´a bağlı kalmakla mümkündür. Düşünce, söz ve davranışlarda hak ölçüsünü aşmamaya, söylenen söze yalan, yapılan işe de hile katmamaya doğruluk diyoruz. Doğruluk, müminlerin en önemli özelliklerinden biridir. Bunun için, İslâmî ve insanî hayatın tek ölçüsü ve güvencesi doğruluktur.

Müslüman Allah´ın buyurduğu gibi dosdoğru olmalı, insanlarla olan ilişkilerinde doğruluktan ayrılmamalı, yalancılara itibar ve iltifat etmemelidir. Çünkü Müslüman´ın İslâm´a düşman olanlara şirin görünme gibi bir zorunluluğu yoktur; tam aksine onun doğru ve gerçek bir Müslüman olma sorumluluğu vardır. Eğer İslâmî hayattan ve doğru Müslümanların varlığından rahatsız olanlar varsa bu onların sorunudur.

Sadece fikrin ve inancın doğru olması yetmez; ayrıca doğru inanç ve düşüncenin pratiğe yansıması ve yürürlüğe konulması da gerekir. Yüce Allah (c.c.), Kur´an´daki İslâmî hayatı görüp gerçekleştirenlere, cennete gireceklerini ve orada ikram göreceklerini şöyle müjdeler: ?Rabb´imiz Allah´tır diyen ve sebatla doğru yolu izleyenlere gelince, onların üzerlerine sık sık melekler iner ve şöyle derler: ?Korkmayın ve üzülmeyin, işte alın size vaat edilmiş cennet müjdesini! Biz bu dünya hayatında sizin dostunuzuz, öteki dünyada da dostunuz olacağız; orada canınızın çektiği her şeye sahip olacak ve istediğiniz her şeye kavuşacaksınız.?

Allahu Teâlâ, dosdoğru olma emrini sadece Rasûl´üne değil onun ümmetine vermiş ve ?Yanında yer alanlarla birlikte doğru yolu tutun? buyurmuştu. Adına sırat-ı müstakim dediği o dümdüz yolda bütün kullarının dikkatlice yürümesini istemişti. Rasûlullah, daha çok ümmetini düşünmüş, onların bu imtihanı nasıl başaracaklarını fikretmiş, işte bu sebeple mübarek saçları ağarıvermişti!

Müslüman olmak doğru yola girmekti. Bu yola giren herkes o yolda sebat etmeli, çizgiden ayrılmamalıydı. Peygamberimiz (s.a.v.) doğruluğun, dürüstlüğün, ahlâkın, faziletin, iyiliğin, insanlığın koyu ve kalın bir sis perdesiyle kaplandığı o zulmet çağında bile Âdemoğlunun haysiyetini kurtaran asil ve yiğit tavırlar sergiledi, insanlığın yüzünü ağarttı.

Allah´ım! Sen bizim Rabb´imizsin. Bizi doğru istikâmetle rızıklandır. Amin?

Haftaya görüşmek üzere Allah´a emanet olun?

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?