Etrafımız Her Şeyi Bilen İnsanlarla Dolu

25-12-2021

1011 OKUNMA

Yüce Peygamber Cahil cesurdur, buyurmuştur. Bizim de nice Atasözlerimiz vardır ki; Ayet ve Hadis meallerine dayanır. Onların ifade ettiği anlamları güçlendirir. Halk daha iyi anlasın diye basit kelimelerle ancak, akılda ezber gibi kalacak terimlerle anlatılır. Bu manada.  Cahil ile etme sohbet… Alim birisi ile tartış, cahil birisi ile tartışırsan gören seni de cahil sanır... Dolmayan havuz boşalmaz… Küpün içerisinde ne ile dolu ise dışarıya o, sızar… Yüzlerce ata sözü...  Toplumda bir hastalık var. Sanki herkes her şeyi konuşacak. Herkes her konuda bilgi sahibi olacaktır. O nedenle de bir ara bir reklam çıkmıştı ‘’Ağzı olan konuşuyor…  Evet, toplumumuz aynen öyle oldu ağzı olan konuşuyor. Ne konuştuğu önemli değil. Bazen insanlar kendi konuştuklarını bile anlamıyor. Belirli bir müddet sonra, bir yakını sen böyle demiştin deyince önce inkar ediyor. Sonra ispat edilirse hatırlamadım, diyor. Bu anlamda da çok Atasözümüz vardır. Boş konuşmaktansa susmak evladır… Biliyorsan konuş, bilmiyorsan sus seni adam sansınlar… Koskoca İmam- ı Azam, bile bilmediği şeye bilmiyorum, diyordu. İşte asıl böyle davrananlar için çok güzel bir tanım vardır:  Haddini bilmek. Yüce Kitabımızda da bu ifade çok geçer. Allah haddi aşanları bir anlamda cezalandırmıştır.  Ülkemizde bazı olaylar gerçekleşiyor. Sanki o olayın gerçekleşmesini birileri bekliyormuş gibi hemen harekete geçiyorlar.  Konu hakkında bilgisi olsa da, olmasa da, aynı kafadaki adamlar, konuşuyor. O konuda bilgisi olsun olmasın önemli olan o konuda bilgili olup olmamak değil, kendi kafasında olan fikrini ortaya koymaktır. Bir şeyleri hedef noktasına koymaktır. Birilerini bir şeylerle suçlamaktır.  Kimileri ise, koro halinde hepsi aynı anda, bir yerlerden emir almışlar gibi, aynı şarkıyı söylemeye başladılar. Sonuçta, Ülke zarar görecekmiş, bunun sıkıntısını fakir, fukara çekecekmiş, önemli değildir. Kimileri, girdikleri mücadeleyi kazanmak adına, ahlak dışı tüm yöntemleri kullanmak, onlar için normaldir. Habercilik adına, fikir söylemek adına, herkese hakaret edebilir, herkesi bir şeylerle aslı, astarı olmasa da suçlayabilirsiniz. Bu yaptıkları,  insanlıkla bağdaşmamaktadır. Hele, bu işleri yaptığını iddia eden bazı  insanlar, bir de inançlı olduklarını ifade ediyorlarsa; asıl acı tablo bu demektir. Evet, neden derseniz herhalde bu kargaşa ortamında unuttular biz hatırlatalım; Hesap günü gayet çetindir. Tüm azalar sizlere şahitlik edecektir...  Bu tür adamlar bir de kendilerini her alanda bilgili sanırlar. Karşısındakileri de cahil sanırlar. Karşısındakilere tepeden bakarlar. Ekonomi mi konuşuluyor bakıyorsunuz adam, orada konuşuyor. Eğitim mi konuşuluyor adam, yine orada konuşuyor. Tutuklamalar mı konuşuluyor adam orada, spor mu konuşuluyor adam orada. Kimi zaman elinde  mikrofon konuşuyor. Kimi zaman yazıyor, çiziyor, anlatıyor, birileri ile amansız bir şekilde tartışıyor. KİMİ DİN  ALANINDA KANAAT ÖNDERLERİ OLANLAR BİLE, DÖVİZ HAKKINDA YORUM YAPIYOR, ÜLKEYE YÖN VERMEYE ÇALIŞIYOR. YAPILANLARI BEĞENMİYOR, BİRİLERİNE MAYDANOZ OLUYOR... Hoppala ...   Devletin başı Başkan, herhangi bir konuda bir şey açıklıyor, adamlar yine konuşuyor… Konuşuyor… Konuşuyor… Saldırıyor... Birileri ile yapılan uygulamaları tartışıyor, kendini konunun uzmanı sanıyor... Bazıları ise, Kendi fikrinin ısrarla doğru olduğunu söylüyor. Neden?  Çünkü, karşısındakiler, cahildir, bir şeyden anlamaz.    Kendisinden başka bilen yoktur. Ondan başka uyanık yoktur. Süper üstü süper zekalıdır. Kıymetini kimse bilmemiştir. Ülkeyi yöneten tüm insanlar onun aklına muhtaçtır. Analar onun gibisini doğurmamıştır. Hep kendinden kendi fikrinin doğruluğundan bahseder durur. Her şeye aklı yeter. İsterse uzayı bile keşfedebilir...   Yahu Allah aşkına, Bu Ülke bu kadar mı akıldan, izandan, fikirden uzaktır! El insaf, onun gibileri TV ekranları dahil, oralara çıkaran insanların amacı nedir? Bu Ülkede hiç mi iyi şeyler olmuyor. Zifiri karanlıklara etrafımız çevrildi de haberimiz mi yoktur. Rahmetlik, Necip Fazılın tabiri ile; Güneşe göç var da habersiz miyiz?  Oysa, Ülkedeki tüm gelişmeleri görmezler. Eskiden yaşananalar hafızlarından silinmiştir. Ülkede yaşanan krizler, batan bankalar, bankerler,  yapılan devalüasyonlar, 5 Nisan kararları, Dolarla markla alınan arabaların bir gecede pul haline dönüştüğü günler, hafızalarda yoktur.   Şimdi, Tüm ekonomik veriler, kişi başına düşen Milli gelirler, yapılan tüm yatırımlar, devrim niteliğinde ortaya konan uygulamalar,  sağlık sektörü hizmetleri, kendi silahımızı kendimizin yapma girişimleri, yollar, köprüler, hastaneler... Ayan beyan ortada dururken, bu karalama kampanyasının amacı nedir? Hata ve yanlış yapanlar varsa mutlaka cezasını çekmelidir. Hırsızlık ve yolsuzluk yapanlar en ağır şartlarda cezalandırılmalıdır. Bütün bunlara evet. Ancak, pireye kızıp yorganı yakmak hangi akla, hangi izana sığar...   Ey Yüce Millet! Asırlarca Dünyayı yönetmiş bir neslin torunlarıyız. Osmanlılar, zamanında tüm Dünyaya; bizzat Dünyayı yöneterek bunu göstermişlerdir. Tüm dostlar ve düşmanlar bunu bilmektedir. O kadar kendimizi küçük görmeyelim. Sözde, Batıya karşı olduğunu iddia eden ancak, Batılılar karşısında ezilmekten kurtulamayan kafası ve düşüncesi ipotekli bu tür insanlardan başka bir şey beklememek gerekir. Bugün, Bu Ülkenin bir adım ileri gitmesini istemeyen tüm insanların aynı cephede birleşmeleri, bizleri şaşırtmamalıdır. Hatta son olaylarda batılılarla birlikte olup ittifak içerisinde olmaları dikkat çekicidir. En azından fikir olarak bile, aynı şeyi düşünmeleri dikkat çekicidir.  Oysa mazlum Dünya bizi beklemektedir. Umut olarak bizi görmektedirler. Yaptığımız aşıyı tüm Dünyaya dağıtacağımızı, Başkan deklere etmiştir. Çünkü O, mazlumlar bilmektedirler ki, senelerdir Ülkemiz hem Devlet olarak hem sivil toplum örgütleri olarak, mazlumların yaralarına merhem olmaya çalışmaktadırlar. Oraları sömürmek için değil, İnsanlık için gitmektedirler. Çünkü, onlardan bazıları aynı zamanda dindaşımızdır. Sonuçta mazlumdurlar. Bütün bunlara rağmen, bütün bunlar yaşanırken bizim mahalledeki bazı insanların bu yola baş koymuş insanları yıpratma girişimlerinin altında yatan sebebi söylesinler de biz de anlayalım. Eski bakanlar, eski vekiller, eski il başkanları gibi, terk edin gemiyi, gidin... Başkanın tabiri ile; ''Bu trenden inen bu trene bir daha asla binemez...'' İstasyonu beklemenize gerek yoktur. Atın trenden aşağıya kendinizi... Yani dilinizin altındaki fikrinizi açıkça söyleyin çekinmeyin... Yalandan dost havalarına girmeyin, bakın ben de sizin gibi düşünüyorum, demeyin mert olun. Kimse size bir şey demez merak etmeyin...  Sadece siz de değişik fikirlerle yalpalanmaktan kurtulmuş olursunuz. Kendinize göre, inandığınız fikrin, desteklediğiniz yol haritasının dimdik savunucusu olursunuz, o kadar...