USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Gençliğin Kıymeti

21-09-2018

Hayat; doğum ile ölüm arasında gerçekleşen bir yolculuk değil mi? Bu yolculuğun gençlik durağını nasıl değerlendiriyoruz? Heba mı ediyoruz, kıymet mi biliyoruz? Gençlik bir hazine, hayat mevsimlerinin bahar faslıdır. Gençlik hediyedir, emanettir, bir ömür için selamettir? Ayrıca gençlik çok kıymetli bir cevher, önemli bir milli güçtür. Bir milletin yarınlarını o milletin gençleri şekillendirir. Geleceğinin aydınlık olmasını isteyen bir millet gençlerini iyi yetiştirmek zorundadır. Bir gencin en büyük sermayesi güzel ahlak olmalıdır. Bunu yanı sıra gençliğimizi iman, ilim, irfan, nezaket ve zarafetle donatmalıyız. Gençliğimiz fırtına gibi esip gidiyor. Dönüşü de imkânsız olduğuna göre yaşanan sürecin daha dikkatli değerlendirilmesi gerekiyor. Bu gerçeğe işaret eden sevgili peygamberimiz ?ihtiyarlık gelmeden önce gençliğin kıymetini bil? tavsiyesinde bulunmuştur. Ancak görüyoruz ki bugünkü gençlik adeta zamana ve mekâna teslim olmuş durumda. Mekânları kafeler, kahveler, ücra sokaklar olmuş. Camiler gençlerden mahrum, kütüphaneler gençlere hasret. Zaman ise heba olup gidiyor. Selamsız diller küfrün aleti olmuş, gözler harap, kulaklar sağır, kalpler katı? Gençler öyle bir yokuştan yuvarlanıyor ki, nefisleri ve zevkleri de sırtlarından itiyor. Şeytan ise halinden ve hallerden gayet memnun. Şeytan tüm insanlar üzerinde çalışıyor fakat gençler için fazla mesai yapıyor. O da gençliğin kıymetinin farkında. Gence gençliğini heba ettirebildi mi, aklını çelip kötü yollara itebildi mi, o pak dimağ ve saf kalpler lekelenip pislendi mi onun için artık görev tamamdır. Eee o da ağacı yaşken eğme muradında. Bunun için de tabiri caizse yedi yirmi dört bıkmadan usanmadan çalışır. Şeytanla mücadelede herkesin ve her gencin kalkanındır iman, ibadet, dua ve de istiğfar. Genç nefsini, zevkini ve keyfini dizginlemeye başladığı zaman şeytan iyice öfkelenir ve bu öfkeyle gence daha çok musallat olur. Tabi bu esnada gencin de şeytanla mücadelesini ziyadesiyle arttırması gerekir. Arttırabilsin ki bu cihatta muzaffer olabilsin. Muzaffer oldukça zevk alır, şeytanı kahr-u perişan edip yerle yeksan etmekten keyif duyar. Tabi hal böyleyken şeytanın da gençle uğraşacak gücü kalmamış oluyor. Ancak gençler şeytanla bu denli mücadele içerisindeyken onlara samimiyetle yol göstermek icap eder. Lisan-ı haliyle yaşamdan gençlere yol yordam göstermeye çalışmak ise onlara karşı samimiyetsiz, boş cümleler sarf edip, ahkâm kesmekten başka bir işe yaramaz. Gençlere gerçek manada örnek olup onsan sonra samimiyetle yol göstermeliyiz. Ne yazık ki şeytanın gençlerimizin üzerine düştüğü kadar biz onların üzerine düşmüyoruz. Bu da bizim için büyük bir ayıp ve utanç? Gençlerimize ve gençliğimize gereği gibi sahip çıkalım.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?