USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

GÖNLÜMÜZDEKİ İKAZ LAMBASI

02-02-2018

İyi olmak kolay, zor olan adil olabilmek. En mükemmel adalet ise vicdandır. Vicdan, fırtınalı bir denize benzeyen bu dünya hayatında ne zaman yönümüzü şaşırsak bir pusula gibi yönümüzü tayin eden,  hatamızı ve doğrumuzu bildiren bir iç sestir. Dostluk, gönül, hatır tanımadan tarafsızca yargılayan muhasebe ortamıdır. Kısacası vicdan, İnsanı insan yapan ve insanlığın ta kendisidir. Buna bir nevi gönlümüzdeki ilahi ikaz lambası da diyebiliriz. Her türlü haksızlığın, hayâsızlığın karşısında, ayrımcılığa, ötekileştirmeye ve adaletsizliği dur diyen, adaletin kökü ve ilkelerin dizinidir vicdan. Vicdan meselesi biraz da empati kurabilmektir. Haksızlığa, zulme uğrayanın yerine kendini koyabilmektir. Yani kendimiz için istemediğimizi başkası için de isteyemememizdir. Keşke herkes bu ince çizgiyi düşünüp uygulayabilse. Ayrıca ortak yaşamın da ön koşulu, vicdan hakkını teslim etmekten geçer. İnsan olmanın temel değerlerinden biri olan ´´vicdan ve merhamet´´ İnsanı geliştirir, olgunlaştırır, daha geniş bakış açıları kazandırır. Bencilliği yok eder, şiddeti ve kabalığı giderir, insanları daha "duygusal" daha "sorumlu" yapar. Dürüst insan cesur ve merhametlidir, vicdanın sesini dinler, bencil değildir. İnsanları birbirlerinden ayıran en önemli şey merhamet ve vicdanlarıdır. Komşusu aç iken tok yatmamak vicdan meselesi olarak görünse de asıl vicdan sorunu kişinin neden tok, komşusunun da niye aç olduğunu sorabilmesidir. Haksızlığa uğrayanların derdini kendi içinde hissedebilmektir. Her ne kadar nefis her zaman "ben haklıyım" dese de, insan yastığa başını koyduğunda, gözünü kapattığında, içinden bir ses "hayır" diye haykırır. "Haklı sen değilsin" der, senin yanlışlarını bir bir gözünün önüne getirir. Vicdanını susturmaya çalışırsın ama ne fayda. Vicdan bu seni rahatça uyutan da, o yatağı diken eden de yine o´dur. İyikilerle bizi rahatlatan da keşkelerle beynimizi delen de yine o. Kaçış yok içimizdeki bu mahkeme ya olacak ya olacak. Ancak o vicdanının sesini duymayanlar ya da duymazdan gelenler var ya işte asıl sağır onlar. Vicdanlarının sesini duyamayacak kadar sağırlaşmış insanlar yüzünden dünya git gide yaşanmaz bir hal alıyor. Eğer insan yapılan haksızlıklar karşısında yüreği titremeden susabiliyorsa vicdanıyla birlikte merhametini de yitirmiş demektir. Zaman öyle bir zaman ki insanlar vicdanlarının sesini duymamak için kendilerini, akıllarını, bedenlerini boş işlere vererek her şeyden kaçıyorlar. Vicdan bozulursa, terazi doğru tartamaz, adâletle hükmedemez insan. Ondan sonra da hem şahsî hayatın, hem sosyal hayatın dengesi bozulur, adalet tahtına zulüm ve haksızlık oturur. İnsanın hem dünya hayatı zehir olur, hem de ahiret hayatı tehlikeye girer. Ortak vicdanlarını ve değerlerini kaybeden toplumlar, toplum olma özelliklerini de kaybederler. Çünkü önce manevi, sonra maddi dağılma başlar. Vicdanını kaybeden toplum da önünde sonunda eriyip gider. Vicdanı tozlanan insanlar arttıkça haksızlıklar ve zulüm de kanıksanır. Öyleyse, hayatın bu hızlı akışı içinde insan, bazen durup vicdanının sesini dinlemeli. Yüreğimizdeki ikaz lambasını hayatımız boyunca dikkate alabilme dileğiyle?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?