USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Günümüz Toplumlarının En Acil İhtiyacı

03-08-2018

İnsanoğlunun anne rahmine konuk olmasından ölümüne kadar geçen süre zarfında en çok ihtiyaç duyduğu histir güven duygusu. Bugün, bütün toplumsal ilişkilerde bir güven sorunumuzun olduğu aşikârdır. Güven sorununa bağlı olarak bir sevgi, saygı, samimiyet, nezaket, dürüstlük, emanete sahip çıkma, sözünde durma, ahde vefa, hak ve hukuka riayet sorunumuzun da olduğu çok barizdir. Çok net bir şekilde anlaşılıyor ki; insanlığın bir güven dünyası, güven toplumu inşa etmeye ihtiyacı bulunmaktadır. Geçekten de ?günümüz toplumlarının en acil ihtiyacı nedir?? diye sorulsa, herhalde ?güven? cevabı en doğru cevap olacaktır. Güven, modernlik(!) ve onunla bağlantılı olarak küreselleşme ile birlikte ne yazık ki anlam değişimine uğramıştır. Bugünün teknoloji ve internet dünyasında küresel bir güven yokluğu ve yoksunluğu neredeyse bütün toplumları kuşatmıştır. Güvensizlik, sözde modernliğin insanlığı yüz yüze getirdiği en ciddi problemlerden ve dolayısıyla insanlığın sırtına koyduğu en ağır yüklerdendir. Güven toplumu aslında adalet toplumudur. Adalet, güven toplumunun en karakteristik boyutudur. İnsanlar birbirlerine zulmetmez, haksızlık etmez, mümkün olduğu ölçüde güvene dayalı ilişkilerde her şeyi yerli yerine yerleştirmeye özen gösterirler. Güven toplumunda adalet, ailede, eğitimde, ekonomide, dinde, zamanda, mekânda, ahlakta, hukukta, sağlıkta velhasıl bütün toplumsal dünyada eminliğin, emanetin, güvenilirliğin bir gereği olarak belirleyicidir. Sanırım günümüz toplumlarının, bu özelliklerini saydığım güven toplumu ile pek bir alakası yok. Şunu da belirtmek gerekirse; güven toplumunu başka yerlerde aramamalıyız, ?başka yerlerde güvenilir bir toplum olsa da biz de oraya gidip sığınsak? dememeliyiz. Güven toplumunu bizzat kendimiz, kendi milletimizde, kendi toplumumuzda güvenilir bireyler yetiştirerek kendimiz oluşturmalı, inşa etmeliyiz. Her şeyden önce de Müslüman bir toplumda sarsıcı ve yaygın bir güven probleminin nasıl olabildiği üzerinde kafa yormalıyız. Mü´min, bu ismin bütün anlam dünyasına uygun olarak emin ve güvenilir kişidir. Haliyle Mü´min toplum da emin toplumdur, güvene dayalı ilişkinin hâkim olduğu toplumdur. Peki, öyleyse nasıl oluyor da biz güven sorunu yaşayan bir toplum oluyoruz. İslam peygamberi Hz. Muhammed (sav), içinde yaşadığı toplumda peygamber olmadan öncede sonra da, kendisini sevenlerce de sevmeyenlerce de ?emin? lakabıyla anılan, hitap edilen bir insan, bir önder iken, ona inanan ona tabi olduğunu söyleyen bizlerin yaşadığı toplumsal dünyada nasıl oluyor da güven sorunu tüm dünyamızı karartıyor?  Peygamberimiz, kendisi nasıl emin, dürüst, güzel ahlak sahibi bir insan ise, aynı şekilde Müslümanların da emin, dürüst, güzel ahlak sahibi insanlar olmasını istemiştir. Bizlere düşense âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber efendimizin isteğini yerine getirip, ona layık güvenilir nesiller yetiştirmektir. Güvenilir nesiller yetiştirip, yeniden güven toplumu olabilme dileğiyle?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?