USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Hakikat Mülküne Varan Bir Dost: Ayşe Şasa -4-

28-06-2019

?1981 ya da 1982´de okuduğum Hazreti Muhiddin İbni Arabi´nin ?Füsusu´l Hikem? adlı kitap hayatımı değiştirdi. Tasavvuf düşüncesinin temel eserlerinden biri olan bu eserin tam adı "fusûsu´l-hikem ve husûsu´l-kilem"dir. İslam literatüründe hakkında en fazla şerh yazılan eser olma özelliğine sahiptir. ?Füsusu´lHikem?i okudukça anladım ki, bize İslam´ı çok kötü gösterdiler, Kur´an´dan kopardılar; oysa alemde aradığım ne varsa hepsi burada diye düşünmeye başladım. İslam, gençliğimde bana seyrettirilen ?Vurun Kahpeye? filminden ibaret değilmiş; benim bütün bilgim, orada gördüğüm softalara ve yobazlara dayanıyor çünkü? İslam´ın ne kadar muhteşem bir din olduğunu Hazreti Muhiddin İbni Arabi´nin ?Füsusu´l Hikem? adlı muhteşem eserinden öğrenirken, kendi kendime ?İslam müthiş bir şey, ama Müslümanlar nasıl kimseler acaba?? diye sormaya soruşturmaya başlıyorum. Bir mevtaya dönüşen ben, Allah´ın inayetiyle, evvela ?Füsusu´l Hikem? ve sonra Bülent Oran ile Doktor Doğan Soyumer sayesinde yeniden diriliyorum, mezardan kalkmak gibi bir şey? Her şey Allah´ın kudreti ile? Art arda dizilen sebep silsilesi??

Hayata İkinci Kez Başlaması

?Hayatımın ilk yarısı bir korku filmi gibi geçti´´ diyen Ayşe Şasa, gerçek hakikati bulana kadar çok ağır bedeller öder aslında.Fikir vevar oluş sancısını en ağır derecede yaşar.Onun öyküsü önce nihilist,sonra sosyalist ve insan-ı kamil oluşunun öyküsüdür, kısacası hakikati bulma çabasıdır. ?Hayat hikâyemi bir tek çizgiye indirgeyecek olursam hep bir arayışın, hakikat arayışının özeti olduğunu söyleyebilirim.? diyor zaten kendisi de.

Yaşadığı bu dönüşümün ardından Tasavvufun kapısını aralar. Dönemin Allah dostlarından birine intisap ederek artık tasavvufun kapısından içerisi girmiştir. Allah´ı anan ve anlatan kim olursa olsun büyük bir tevazuyla dinler.

Yaşadığı yalnızlık ve hastalık sürecinden dolayı yirmi beş sene zorunlu olmadıkça sokağa çıkamaz. Hastalık nöbetleri sık sık nükseder. Bu arada yanında kendisi gibi senarist olan ve çok sevdiği eşi Bülent Oran vardır. Dış dünyayla irtibatı sadece telefonladır. Tanımadığı halde birçok yeni insanla tanışır. Dostlarıyla da uzun uzun telefonla konuşur. Sayısız insana bu görüşmelerle öncü olur, yol gösterir, gönül bağı kurar. Telefon konuşmalarını şöyle yorumlar: ?Dünyayla, telefon hattı üzerinden kurduğum bir rabıtam var.? (Delilik Ülkesinden Notlar, sayfa 136)

Devam edecek?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?