USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Her Yasal Olanın Helal Olmayacağına Dair.

24-12-2019

Yılbaşı geliyor,bir hafta sonra miladi olarak yeni bir yıla gireceğiz. Yılbaşı sebebiyle yılbaşına özgü satılan büyük ikramiyeli milli piyango biletleri adeta yok satıyor. İnsanlarımız piyango satış bürolarının önünde saatlerce kuyruklarda bekliyor bir bilet  almak için.

Bu arada her yıl olduğu gibi bu yılda yılbaşı ve yılbaşı ikramiyeleri tartışılıyor haliyle.Milli piyango bileti üzerinden yapılan tartışmalar en son Diyanet İşleri Başkanına kadar ulaştı ve diyanet işleri başkanı milli piyangonun yasal olduğunu ancak aynı zamanda dinen de haram olduğunu belirtti.

Diyanetin yaptığı bu açıklamaya toplumun bazı kesmi her zaman olduğu gibi tepkisini dile getirmeye başladı. Öte yandan sosyal medya üzerinden sosyal amaçlı yapılan sokak röportajlarında da bu tür sokak çalışmalarının yapıldığına şahit olmaktayız.En son yapılan bir sosyal çalışmada denemek için insanlara yeni bir ürün tattırılıyor, akabinde bu ürünün Amerika´da domuz etinden üretildiği söyleniyor.Hemen hemen tüm insanlarımız yediği ürünü ağzından çıkarıyor ve röportaj yapan kişiye dövercesine saldırıyorlar.

Diğer taraftan ise bu kez bu sosyal deney yapan arkadaşlarımız insanlara yılbaşı için milli piyango bileti aldıklarını ve hediye etmek istediklerini söylediklerinde ise muhatap olan insanlar teşekkür edip,bu hediyeyi veren kişileri kucaklıyorlar,bağırlarına basıyorlar.

Müslüman bir toplumdayız ve gerek bireysel ve gerekse toplumsal davranışlarımızın oluşumunda dini inançlarımızın etkili olduğunu söyleyebiliriz. Dinimize göre domuz eti yasak edildiği için ve toplum olarak öteden beri hayatımıza koymadığımız için tepkimiz çok sert olabiliyor. Ancak yine aynı şekilde inancımıza göre şans oyunları da yasaklanmış  haram kılınmış olmasına rağmen aynı duyarlılığı veya aynı tepkiyi koyamıyoruz. Faiz ve zina konusunda da toplumsal ve bireysel tepkilerimiz inandığımız gibi olamayabiliyor. Bırakın tepki koymayı diyanetin milli piyango için yasaldır ancak haramdır fetvasına koyduğumuz tepki daha fazla neredeyse.

Toplumumuzun bu davranış bozukluğu,kafa karışıklığının temel sebebi inandıkları ile yaptıklarının ve inançları ile yasal düzenlemelerin bir çok uygulamada taban tabana zıt olmasından kaynaklanıyor oabilir. Batıda yasalar adeta ilahi kanun gibi kabul edildiği için tüm batı toplumu yasalara uymakta tereddüt etmiyor ve yasalara uymayanları da çok büyük yaptırımlarla sistem uymaya zorluyor.

Ancak bizde batının da baskı ve etkisiyle laiklik gerekçe gösterilerek çıkan bir yasa ve düzenlemeler toplumun örf adet ve yaşantısıyla uyuşmadığı gibi inancıyla da uyuşmamaktadır. Böyle olunca da insanlarımız yasal olan ile helal olanı karıştırmakta, inandığı gibi yaşayamadığı için yaşadığı gibi inanmaya başlamaktadır.

Bu yüzden artık topluma sirayet edecek bir çok davranışların hayata geçirilmesi konusunda sorumlu ve yetkin topluma mal olmuş insanlarımızın bu gibi toplumsal talepleri sesli bir şekilde dillendirmesi gerektiğini düşünmekteyim.

Bu bağlamda Diyanet İşleri Başkanlığının milli piyango ile ilgili açıklamasına yetmez ama evet diyorum.

Bundan sonraki süreçlerde yasal olan her şeyin helal olmadığını,aslolanın yasalaşmak,mahkemeleşmek değil helalleşmek olduğunu topluma izah etmeliyiz. Şeriatın kestiği parmak acımaz. Denirken ,verilen cezanın, işlenen suçla örtüştüğünden kuşku duyulmadığına olan inancın tam olması tüm problemleri  çözmekte. 

Bugün ise en büyük problemlerimizden biri ceza alanın da şikayetçinin de mahkemenin verdiği karardan memnun olmaması, davalı olan tarafların birbirine haklarını helal etmediği gibi mahkemenin verdiği cezayı az bulup dışarıda kendi hakkını kendinin infaz ettiği bir durumu yaşıyor olmamızdır.

 

İşte böyle bir dönemde, suçlunun cezasını kendisini cezalandırana helâl ettiği, mahkeme ile helâlleştiği ideal bir toplumu hep birlikte oluşturabilecek davranışları sergilemeliyiz. Oluşturduğumuz bu toplumda her ne kadar  bilimsel olarak  beşin  dörtten büyük olduğunu bilsek de o beş kazancın haram dört kazancın ise helal olduğunu biliyorsak bu defa  dört helal kazancın beş haram kazançtan büyük olduğuna tüm insanları inandırmalı, böylece birbiriyle helalleşen, az bile olsa helal olduğu için azı çoğa tercih edecek toplumu hep birlikte inşa etmeliyiz.

 

Yılbaşı geliyor,bir hafta sonra miladi olarak yeni bir yıla gireceğiz. Yılbaşı sebebiyle yılbaşına özgü satılan büyük ikramiyeli milli piyango biletleri adeta yok satıyor. İnsanlarımız piyango satış bürolarının önünde saatlerce kuyruklarda bekliyor bir bilet  almak için.

Bu arada her yıl olduğu gibi bu yılda yılbaşı ve yılbaşı ikramiyeleri tartışılıyor haliyle.Milli piyango bileti üzerinden yapılan tartışmalar en son Diyanet İşleri Başkanına kadar ulaştı ve diyanet işleri başkanı milli piyangonun yasal olduğunu ancak aynı zamanda dinen de haram olduğunu belirtti.

Diyanetin yaptığı bu açıklamaya toplumun bazı kesmi her zaman olduğu gibi tepkisini dile getirmeye başladı. Öte yandan sosyal medya üzerinden sosyal amaçlı yapılan sokak röportajlarında da bu tür sokak çalışmalarının yapıldığına şahit olmaktayız.En son yapılan bir sosyal çalışmada denemek için insanlara yeni bir ürün tattırılıyor, akabinde bu ürünün Amerika´da domuz etinden üretildiği söyleniyor.Hemen hemen tüm insanlarımız yediği ürünü ağzından çıkarıyor ve röportaj yapan kişiye dövercesine saldırıyorlar.

Diğer taraftan ise bu kez bu sosyal deney yapan arkadaşlarımız insanlara yılbaşı için milli piyango bileti aldıklarını ve hediye etmek istediklerini söylediklerinde ise muhatap olan insanlar teşekkür edip,bu hediyeyi veren kişileri kucaklıyorlar,bağırlarına basıyorlar.

Müslüman bir toplumdayız ve gerek bireysel ve gerekse toplumsal davranışlarımızın oluşumunda dini inançlarımızın etkili olduğunu söyleyebiliriz. Dinimize göre domuz eti yasak edildiği için ve toplum olarak öteden beri hayatımıza koymadığımız için tepkimiz çok sert olabiliyor. Ancak yine aynı şekilde inancımıza göre şans oyunları da yasaklanmış  haram kılınmış olmasına rağmen aynı duyarlılığı veya aynı tepkiyi koyamıyoruz. Faiz ve zina konusunda da toplumsal ve bireysel tepkilerimiz inandığımız gibi olamayabiliyor. Bırakın tepki koymayı diyanetin milli piyango için yasaldır ancak haramdır fetvasına koyduğumuz tepki daha fazla neredeyse.

Toplumumuzun bu davranış bozukluğu,kafa karışıklığının temel sebebi inandıkları ile yaptıklarının ve inançları ile yasal düzenlemelerin bir çok uygulamada taban tabana zıt olmasından kaynaklanıyor oabilir. Batıda yasalar adeta ilahi kanun gibi kabul edildiği için tüm batı toplumu yasalara uymakta tereddüt etmiyor ve yasalara uymayanları da çok büyük yaptırımlarla sistem uymaya zorluyor.

Ancak bizde batının da baskı ve etkisiyle laiklik gerekçe gösterilerek çıkan bir yasa ve düzenlemeler toplumun örf adet ve yaşantısıyla uyuşmadığı gibi inancıyla da uyuşmamaktadır. Böyle olunca da insanlarımız yasal olan ile helal olanı karıştırmakta, inandığı gibi yaşayamadığı için yaşadığı gibi inanmaya başlamaktadır.

Bu yüzden artık topluma sirayet edecek bir çok davranışların hayata geçirilmesi konusunda sorumlu ve yetkin topluma mal olmuş insanlarımızın bu gibi toplumsal talepleri sesli bir şekilde dillendirmesi gerektiğini düşünmekteyim.

Bu bağlamda Diyanet İşleri Başkanlığının milli piyango ile ilgili açıklamasına yetmez ama evet diyorum.

Bundan sonraki süreçlerde yasal olan her şeyin helal olmadığını,aslolanın yasalaşmak,mahkemeleşmek değil helalleşmek olduğunu topluma izah etmeliyiz. Şeriatın kestiği parmak acımaz. Denirken ,verilen cezanın, işlenen suçla örtüştüğünden kuşku duyulmadığına olan inancın tam olması tüm problemleri  çözmekte.

Bugün ise en büyük problemlerimizden biri ceza alanın da şikayetçinin de mahkemenin verdiği karardan memnun olmaması, davalı olan tarafların birbirine haklarını helal etmediği gibi mahkemenin verdiği cezayı az bulup dışarıda kendi hakkını kendinin infaz ettiği bir durumu yaşıyor olmamızdır.

 

İşte böyle bir dönemde, suçlunun cezasını kendisini cezalandırana helâl ettiği, mahkeme ile helâlleştiği ideal bir toplumu hep birlikte oluşturabilecek davranışları sergilemeliyiz. Oluşturduğumuz bu toplumda her ne kadar  bilimsel olarak  beşin  dörtten büyük olduğunu bilsek de o beş kazancın haram dört kazancın ise helal olduğunu biliyorsak bu defa  dört helal kazancın beş haram kazançtan büyük olduğuna tüm insanları inandırmalı, böylece birbiriyle helalleşen, az bile olsa helal olduğu için azı çoğa tercih edecek toplumu hep birlikte inşa etmeliyiz.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?