USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Herkesin Kendi Mayını Vardır!

11-09-2018

Tepeye vardıklarında teröristlerin uzaktan taciz atışı başlamıştı. Karşılık verince silah seslerini yerini derin bir sessizliğe terk etti. Teröristlerin kaçış imkanını bertaraf etmek adına, tim komutanına Beyaztoprak Tepe bölgesine pusu atma emri verildi. Jandarma Özel Harekat Reşat Bakır´a ise ?artçı? görevi verildi. Tim belirlenen bölgeye intikal edene kadar geride kalarak onların güvenliğini sağlayan askere ?artçı? denirdi. Bir müddet sonra telsizden timin tepeye ulaştığı bilgisi geldi, şimdi sıra Reşat´taydı. Teçhizatını sessizce toparlayarak arkadaşlarına katılmak için yola koyuldu.  Arkadaşlarının bıraktığı izleri takip ederek tepeye doğru gidiyordu. Bölgenin en kötü noktalarından biri olan bu tepenin hemen hemen her karışında mayın vardı. ?Herkesin kendi mayını olduğu? askerde sıkça söylenen bir sözdü. Nihayet tepeye ulaşmıştı. Sırt çantasını kayalığın üzerinde bulunan arkadaşına vermek için adımını attığında havaya uçtu ve sert bir şekilde yere düştü. Mayına basmıştı. Kulaklarında yüksek bir basınç ve çınlama ile kendine geldi. Yanına koşan arkadaşına ?iyiyim? diyebildi. Sonra vücudunu incelediğinde her tarafından dumanlar çıktığını, elinin yandığını, iki ayağının da paramparça olduğunu gördü.

Helikopter gelene kadar bilinci açıktı. Onu GATA´ya götürdüler. Sayısız ameliyat geçirdi maalesef ayakları kurtarılamadı, diz altından kesildi. O sırada eşi üçüncü çocuklarına hamileydi. Anne ve babası üzüntüden bir ay içerisinde ardı ardına kalp krizi geçirdiler. Koray Gürbüz´ün gazilerimizin kendi ağızlarından yaşadıklarını derlediği ?Unutmayın? adlı kitabında Gazi Reşat Bakır bu süreçte en çok üzüldüğü anı şöyle anlatıyor; ?Oğlum yanıma geliyor, baba hadi kalk diyor, oynamak istiyor. Bakıyor, etrafındaki çocukların anne-babaları kucaklarına alıyor çocuklarını, o da istiyor. Bir defa kaldırmak istedim, birlikte düştük...? En büyük sıkıntısı sorulduğunda ise Bakır; ?Gazi olarak en büyük sıkıntım ortez ve protez. İstediğimiz malzemeler karşılanmıyor. Devlet bir limit belirlemiş, ?onun dışına çıkmam? diyor. Fakat belirlenen limitlerde benim istediğim protez yok. Tekerlekli sandalye alacağım, belirlenen limitlerde istediğim sandalye yok. Bilmiyorum ne olacak!?

Kitabı bir solukta, çoğu yerlerinde gözlerim yaşararak okudum. Vatan için kahramanca savaşmış, bu uğurda uzuvlarını kaybetmiş gazilerimize ?bana mı gazi oldun?, benim için mi vuruldun?? diyebilen, ruhu kararmış varlıklarla beraber yaşadığımızı öğrenince kahroldum. En temel ihtiyaçlarının bile layıkıyla karşılanmaması beni derinden etkiledi. Bunca yaşadıklarına rağmen, isyan etmemeleri sadece kırgın olduklarını dile getirmeleri bile onların hakları asla ödenemeyecek kahramanlar olduklarının ispatıdır.

Ülkemizin uzun yıllardır yaşadığı terör tehlikesinden bizleri korumak adına gazi olmuş binlerce vatan evladımız var. Haberlerde sadece sayıları duyurulan, durumlarından hatta isimlerinden bilgimiz olmayan kahramanlarımız onlar. Halbuki onların tek istediği ?vatan için gazi olmanın onurunu yaşamak, o hazzı hissedebilmek?. Sonuna kadar hakkettikleri bu onuru onlara vermek, minnettarlığımızı her fırsatta göstermek bu kadar zor olmamalı!

Türkiye Cumhuriyeti için canını ortaya koyan, tehlikeleri bertaraf etmek adına cesurca ortaya atılıp bu uğurda yaralanan kahramanlarımıza sahip çıkmak devletimizin en asli görevlerinden biridir. Bırakın gazilerimizin ihtiyaçlarının karşılanmasını, birinci dereceden tüm akrabalarının gelecek kaygısı yaşamadan bu ülkede refah içerisinde hayatlarına devam etmelerini sağlamak hepimizin boynunun borcudur.

İnanın bunlar yapılsa bile yine de onların bize olan haklarını ödememiz mümkün değildir.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?