USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

IRKÇILIĞIN YENİ ADI: İSLAMOFOBİ

27-10-2017

İslamofobi...
İslam düşmanlığı...
Müslüman düşmanlığı...
islamofobi denildiğinde akla ilk gelen; hem İslam´a hem de Müslümanlara karşı beslenilen kin, ayrımcılık, nefret ve düşmanlıktır. Amerika´sıyla, Avrupa´sıyla Batı´da gitgide yaygınlaşıyor. Aslına bakarsak sanılanın aksine İslamofobi sadece Batı Avrupa ve Kuzey Amerika´da değil, Doğu ve Güney Avrupa´da, bilhassa da Macaristan, İtalya, Polonya, Yunanistan gibi ülkelerde; hatta Asya ülkelerinde de güçlü bir akım. Myanmar, Hindistan ve Çin´de Müslümanlar, sırf dinleri nedeniyle işkenceye ve katliama varan zorluklarla yüz yüze geliyorlar. Myanmar´da Budistler, Müslümanları sindirirken, Çin yönetimi, Müslümanların çoğunlukta yaşadığı bölgede bebeklere başta "Muhammed" olmak üzere Müslüman isimlerinin konulmasını yasakladı. Birçok ülkede kendisine geniş bir yer bulan islamofobi, Müslümanlara karşı duyulan irrasyonel nefret, ayrımcılık, düşmanlık ve kinin şiddetini ortaya koyuyor. Kendi dinini üstün göstermek için bir başka dine ve kutsal geleneğe saldırmak, ancak modern bir paradoks olabilir. İslamofobi, Medeniyetler Çatışmasının yeni öncü koludur. Yeni bir ırkçılık türü olarak İslamofobi, din ve medeniyet alanlarına sirayet eden, temel hak ve hürriyetleri ihlal eden ama mevcut küresel siyasi-hukuki düzen içinde herhangi bir yaptırımı olmayan bir ayrımcılık türü değil mi? Bugün ırkçılık reddediliyor ve cezai müeyyidelerle yasaklanıyor. Kültürel ırkçılık da büyük oranda bir nefret suçu olarak tanımlanıyor ve cezalandırılıyor. Anti-Semitizm (Yahudi karşıtlığı) de din, ırk ve kültür ayrımcılığına girdiği için aynı şekilde yasaklanıyor ve cezalandırılıyor. Peki, İslamofobi´nin bu ırkçılık türlerinden ne farkı var? Müslüman insanlara sırf dinlerinden, inançlarından ve kültürlerinden dolayı nefret duyulması, bu insanların aşağılanması, ayrımcılığa tabi tutulması, sözlü ve fiili şiddete maruz bırakılması, düpedüz ırkçılık ve ayrımcılıktır. Bu çerçevede yapılan her eylem, bir nefret suçudur ve insan hakkının ihlalidir. Fakat nedense her türlü ırkçılık ve anti-Semitizm konusunda gösterilen hassasiyet, İslam´a ve Müslümanlara saldırmaya, hakaret etmeye geldiğinde ne yazık ki gösterilmiyor. Çağdaş(!) medeniyetin alamet-i farikası kabul edilen çoğulculuk, İslam söz konusu olduğunda anlamından giderek uzaklaşıyor. Her şeye ve herkese müsamaha gösteren ileri sanayi toplumları, Müslüman topluluklar, İslami rükünler, dini adetler vb. söz konusu olduğunda nedense çoğulculuğu ve uyum yasalarını tartışmaya başlıyorlar. Yaşadıkları toplumlara vatandaş olarak katkı sunan, vergi ödeyen, aile kuran insanların temel hak ve özgürlükleri hak edip etmediği konuşuluyor. Sonuç olarak; İslam´ın, Batı´nın paranoyası haline geldiğini idrak edilmeliyiz. Her şeyin zıddıyla bilinmesi mantığıyla ilerledikleri bu yolda İslam´ın kutsal bir din olduğu açık ve ortadadır. İslam´da ayrımcılığın olmaması da Batı´da İslam korkusunun ön plana çıkma nedenleri arasında yer alıyor.  Onlara göre İslam´ın terörizmle, güvensizlikle anılmaması gerekir çünkü bütün bu olumsuzluklara bakıldığında herkesin de bildiği gibi İslam Dini bunların hepsine karşıdır. Şu da bir gerçektir ki; İslamofobi hep vardı ve eğer önemli adımlar atılıp gerekli tedbirler alınmazsa var olmaya devam edecek hatta daha tehlikeli boyutlara ulaşacak. Bu durumda başta Müslümanlara ve Müslüman ülkelere insanların bilinçlendirilmesi için önemli görevler düşüyor. Ey Rabbimiz! Bize katından bir rahmet ver ve içinde bulunduğumuz şu durumda bize kurtuluş ve doğruluğa ulaşmayı kolaylaştır. (Kehf suresi 10)

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?