USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

İslam´ın İlk Öğretmeni

28-09-2018

İslam´ın ilk öğretmeni, fedakârlık abidesi Mus´ab b. Umeyr. Zengin ve soylu bir ailenin oğlu olan Mus´ab hayatında neyi arzu ettiyse ailesi ona verdi. Daima zarif elbiseler giyip pahalı kokular sürerdi. Pahalı elbiseleri, kokuları ve de yakışıklılığı ile meşhurdu. Bütün bunlara rağmen kalbinde adını koyamadığı bir boşluk vardı. Bu boşluğu ne yapsa dolduramıyor, arzuladığı huzura erişemiyordu. Mus´ab için cahiliyenin batıl, fani ve maddi bağlarından kurtulup hürriyete kavuşmak vardı. Bu hürriyete de peygamber efendimizin dizlerinin dibinde İslamiyet´le şereflenerek nail oldu. Bir yanda ailesi, şanı, şöhreti diğer yanda ise İslamiyet. Ama çoktan seçimini yapmıştı. Şan, şöhret, aile kimin umurundaydı ki, bu aşk düşmüştü gönlüne bir kere hepsini bir kâğıt parçası gibi büzüştürüp geçmişe attı. Mus´ab İslamiyet´in tattırdığı huzuru ve mutluluğu yaşarken ailesi de diğer yandan onu dininden döndürmek için türlü eziyetler yapıyorlardı. Mahzene kapatıp günlerce aç susuz bıraktılar, Arabistan´ın kavurucu sıcağı altında tahammülü zor işkenceler yaptılar. Bu ağır ve acımasız işkenceler karşısında sabır ve sebat göstererek asla dininden dönmedi. Her seferinde bütün gücüyle ?Allahtan başka tapılacak ve ibadet edilecek ilah yoktur, Muhammed (sav) de onun peygamberidir? diye haykırıyordu. Bir zamanlar Musab´la gurur duyup övünen annesi evladının İslamiyet´ten dönmeyeceğini anlayınca evlatlıktan reddedip, mal varlığından da mahrum ederek serbest bıraktı. Bu esnada birinci akabe biatında Müslüman olan Medineliler, şehirlerinde onlara doğruyu anlatacak, dini öğretecek, diğer insanları da İslam´a çağıracak bir öğretmen istedi. Peygamber efendimiz (sav) bu kutlu vazife için; güzel konuşan, iyi huylu, yumuşak karakterli Mus´ab (ra) görevlendirdi. Musab (ra) bu görevi büyük bir hizmet aşkıyla üstlendi. Allah resulü ona kutlu bir görev vermişti bu görevi hakkıyla yerine getirmeliydi ve öyle de oldu. Kısa zamanda konuşmasıyla, muhabbetiyle, hitabetiyle birçok insanın gönlüne taht kuran Mus´ab (ra), peygamberimizin kendisine vermiş olduğu sorumluluğu yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyordu. İslam´ın ilk öğretmeni uhud savaşına da katılmıştı ve orada şehadet şerbetini içti. Musabı (ra) defnederken üzerini örtecek bezin yarım kalışı sahabeleri ve peygamberimizi hüzne boğdu. Mekke´nin en zenginlerinden birinin oğlu olmasına rağmen, yüzünü örttüklerinde ayaklarının açık kaldığı bir bezle defnedildi.  Bu manzara ne sahabenin ne de peygamberimizin aklından çıkmadı. Musab (ra) her ne kadar reddedilse de ailesi tarafından, mahrum edilse de babasının malından, defnedilirken açık kalsa da ayakları, şehitlik onu asla mahzun bırakmayacaktı. Rabbi onu şehitler makamına aldı. Ailesinin mahrum ettiği malın çok daha fazlasını Allah Teâlâ ona cennette ikram edecekti, ailesi onu reddetmiş olsa da Hz. Peygamber ve sahabe-i kiram ona güzel bir aile oldu.

Yani Mus´ab (ra) aslında en doğru yolu seçip adımlarını en doğru yerde attı, nefesini en doğru yerde tüketti ve canını en doğru yerde feda etti? İnşallah bizler de, Hz. Mus´ab gibi dinine sahip çıkıp, ölünceye kadar davasından dönmeyen, İslam´a hizmet eden kullardan oluruz.  

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?