USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

İSTİSMAR DEĞİL VAHŞET!!!

23-02-2018

Bu vahşeti anlatmaya ne kelimelerim yeter ne de takatim. Ne yüreğim dayanır, ne de aklım kabul eder? Gün geçmiyor ki yeni bir cinsel istismar haberi ile karşılaşmayalım. Üstelik bu, Türkiye´nin önemli sorunlarından biri. Adalet Bakanlığı verilerine göre, Türkiye´de çocuk istismarıyla ilgili dava sayısı, son 10 yılda yaklaşık 3 kat arttı.
Adli sicil kayıtlarına göre son 5 yılda çocuk istismarı dava sayısında % 50 oranında artış var.  Çocuğun cinsel istismarında Türkiye, dünya listesinde ne yazık ki 3´üncü sırada. Üstelik istismara uğrayanların % 70´i 11 yaş altı. Bu buz dağının bir de görünmeyen kısmı var o da uzmanlara göre cinsel istismar vakalarının ancak % 15´inin adli mercilere intikal ettiği... Gerisinin üzeri bir şekilde kapatılıyor, çocuklar yaşadıkları travmalarla kalıyor ve ne yazık ki ilerleyen zamanlarda sağlıklı bireyler olamıyorlar. Hâlbuki istismara uğrayan çocuk bunun akabinde psikolojik destek alsa bu travmayı atlatması mümkün, fakat çocuk hiçe sayılıp bir şekilde olayın üzeri kapatılmaya çalışıldığı için o günahsız çocuk bir kez daha mağdur ediliyor. Adana´da Sokak düğünü sırasında düğün sahibinin evinde 3 yaşındaki bebeğe tecavüz edildiğini duymayanınız kalmamıştır sanırım. Sonrasında o bebek neler yaşadı biliyor musunuz? 3 yaşındaki bebeğin organı iki ayrı yönde yırtılmış. Yırtılan bağırsaklarla birlikte saatler süren iki ayrı ameliyatla 60 iç, 20 dış dikiş atılan çocuk ancak oturabilir hale getirilmiş. O masum kuzu sadece sıvı gıdalarla beslenebiliyor ve burada yazamadığım birçok olayla birlikte, çocuk tanımadığı birini görünce; kolundaki serumları koparma pahasına, dikişlerini patlatma pahasına hastanedeki yatağından aşağı atlayıp yatağın altına saklanmaya çalışıyor. Üstelik bunlar sadece yaşadıklarının bir kısmı. Ahlaksız, sapık bir adam küçücük bir çocuğun ırzına geçiyor, resmen tecavüz ediyor ve buna sadece çocuk istismarı deniliyor öylemi? İstismar falan değil. İstismar diyerek yumuşatılmaya çalışılan durum düpedüz insanlık dışı bir vahşet. Şimdi soruyorum size kim soğutabilir o anne-babanın yüreğini, kaç yıllık hapis cezası içlerini rahatlatıp evlatlarını iyileştirebilir? Hiç kimse saf ve temiz olan çocukların, hayallerini ellerinden alamaz.
O pırıl pırıl yavrucakların canına kastedemez. Bugün her şeyden evvel bu ahlaksızlara ve sapıklara karşı birlik olmalıyız, asla ama asla bu durumu kanıksayıp bana ne diyemeyiz. Çocuklarımızı, onlara uzanan hastalıklı ellerden hep birlikte korumalıyız. Önce kendimizi bilinçlendirmeliyiz, ardından çocuğumuza özel bölgeleri hakkında bilgi vermeli, iyi ve kötü sevmeyi anlatmalıyız. Ve en önemlisi Allah muhafaza böyle bir durumla karşılaşırsa eğer korkmadan, çekinmeden sizinle paylaşması gerektiğini anlatın. Utanması gereken ne minik yavru, ne de ailesi asıl utanması gereken bunu yapan o ahlaksız. Bu konu kesinlikle örtbas edilecek, susulacak bir konu değil eğer bu konuda susarsak korkarım yarın konuşacağımız bir Türkiye kalmayacak. Çünkü onlar bizim geleceğimiz. Onların sessiz çığlıklarına kulak verip, avazımız çıktığınca biz haykırmalıyız. Cinsel saldırı ve bunun gibi rezaletlerin cezai müeyyidelerinin arttırılması şart! Cezalar caydırıcı olmalı.  O günahsız yavrucakları üç beş kınama cümlesiyle pek de korumuş olmuyoruz.    Bu konudaki yetersizlik gün gibi ortada. Bu rezaleti hep birlikte yok etmek için dayanışma zamanı. Çocuk istismarı vakalarını yetkililere bildirelim.  
Ateş düştüğü yeri yakar mantığı ile değil de birlikten kuvvet doğar prensibiyle hareket edip bu iğrençliğin önüne geçmeliyiz. Artık bir şeyleri bahane etmek yerine birlik olalım. O masum çocukları koruyabilmek adına harekete geçmenin tam da zamanı değil mi?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?