Eğer elinizde Robinho gibi bir yıldız varsa, maç sonucuyla alakalı fazla tereddüt yaşamasınız. Ne zaman, nereye ve nasıl koşması gerektiğini bilen bir futbolcu yıldız oluyor. Allah´ın verdiği de bir yetenek varsa klasman farkı ortaya çıkıyor. İşte Cumartesi günü bunun en canlı örneğini yaşadık.
Robinho ne kadar üst düzey bir futbolcu olduğunu herkese gösterdi. Kabul edelim ki henüz fizik kondisyon olarak bir hayli eksiği var. İkili mücadelelerde ayakta durmakta zorlandı. Yaklaşık 10 aydır yeşil sahalardan uzak olan birinden bahsediyorum.
Bir futbolcu maça nasıl etki eder, stadı dolduran tüm taraftarlarla birlikte buna şahit oldum. Koşu mesafesine baksanız sanırım sahada ki kaleciler hariç kalan 20 futbolcudan en az koşan oyuncuydu diyebilirim. Ancak ne zaman nereye koşmasını bildiği için, 2 gol ve 1 asistle maçın adamı oldu.
Hele üçüncü gol öncesi rakibini saf dışı bırakarak yaptığı asist görmeye değerdi gerçekten. Sivasspor´a gönül vermiş tüm futbolseverler, hatta tüm futbolseverler sanırım bu golü defalarca izlemek için, spor programlarını kaçırmamışlardır. Eğer hazır olmayan bir Robinho bir takıma bu kadar katkı sağlayabiliyorsa, tam hazır olduğunda onu izlemek zevk olacaktır.
YENİLMEZLİK SERİSİ DEVAM ETTİ.
Dört haftadır evinde yenilmezlik serisini sürdüren Yiğidolar, düşme hattında ki Osmanlıspor´u yenerek yenilmezlik serisini devam ettirdi. Her iki teknik adamda maçın önemini bilerek sahaya çıkmışlardı.
Samet Aybaba orta alan kurgusunu bozmamış, Hakan, N´Dinga ve Rybalka üçlüsünü sahaya sürmüştü. İrfan Buz ise bu üçlüyü Rahemm Lawal ile durdurmayı düşünmüştü. Ancak oyunun başında en etkili hücum oyuncusu Serdar Gürler´in sakatlığı beklide planlarını alt üst etti. Sivasspor içinse çok büyük şans diyebilirim.
Serdar çok hızlı ve gole çok yakın bir oyuncu. Karşısında ise aynı çabukluğa sahip olmayan Ziya vardı. Serdar´ın sakatlanarak oyundan çıkması hem Ziya´yı hem de Sivasspor´u oldukça rahatlattı.
AYBABA´NIN AUREMİR HATASI
Sivasspor geçen haftaların aksine pozisyon bulmakta oldukça zorlandı. Yine Lawal´ın orta alanda yaptığı tek kişilik pres karşısında Yiğidolar pas yapmakta zorlandı. Zaman zaman yaptıkları pas hataları saç baş yoldurdu. Alan savunmasını iyi yapan Osmanlıpor karşısında geriye doğru pas yapma oranı ise çok yüksekti. Aybaba Auremir yerine Hakan Bilgiç, Bifouma´nın yerine ise Robinho tercihini kullanmıştı. Kone´nin yokluğunda ise Muhammed Demir´le başlamıştı. Takım dizilişi aynı, klasik Aybaba anlayışıydı. (4-2-3-1) Özellikle Auremir´in yedek kulübesinde olmasına bir anlam veremedim.
İki futbolcunun verimliliğini tartışmam bile. Hakan Bilgiç Osmanlıspor karşılaşmasında 90 dakika boyunca hücuma hiçbir katkı sağlayamadığı gibi, savunmada da inanılmaz hatalar yaptı. Kademe hataları maalesef az kaldı Yiğidoların puan kaybetmesine neden olacaktı.
TARAFTAR MI? SEYİRCİ Mİ?
Zaman zaman taraftar kültürünün nasıl olması gerektiğini kaleme aldım. Dilim döndüğünce anlattım. Taraftar takımını yerine göre coşturur, yerine göre yaptığı protestoyla takımın kendine gelmesini sağlar. Yeri gelir hakem üzerinde çok etken bir faktördür. Kısacası 12. adamdır.
Galatasaray maçında keyifle izlediğim taraftarlarımız, maalesef Osmanlıspor maçında sınıfta kalmıştır. Skora göre hareket etmek yerine, yaptıkları eylemlerle takımın ateşleyicisi olması gerekirken, ancak takım geriye düştüğünde uyandı. Tribünler her geçen gün dolmaya devam ediyor. Bu kalabalıkta saha içinde ben futbolcunun sesini rahatlıkla duyabiliyorsam, kalabalıkların sessizliğindendir. Futbolu güzelleştiren en önemli faktör taraftardır. Bir takımın vazgeçilmez itici gücüdür. Bu bilinçle gelecek haftalarda 12. adam olmaya devam edelim.
