USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Kudüs Bizimdir

08-02-2020

Bugünkü köşe yazımda dün Cuma hutbesinde de işlenen ?Kudüs?e dikkat çekmeye çalışacağım.

İslam´ın kutsal kentlerinden Beytü´l-Makdis, Mukaddes, el-Kuds ve Kuds-i Şerif gibi adlarla da anılır. İbranice´de Yeruşalim adıyla bilinir. Müslümanlar gibi Yahudiler ve Hıristiyanlarca da kutsal sayılır

Kudüs, bugün Siyonist İsrail tarafından işgal edilmiş durumda bulunan Filistin topraklarının ortalarında, Lut gölünün yaklaşık 24 kilometre batısında yer alır. Eski Kent olarak anıları asıl Kudüs, kenarları yaklaşık bir kilometre uzunluğundaki kare biçiminde surlarla çevrilidir. İkisi kapanmış durumda yedi kapısı bulunan Eski Kent, Kuzeydeki Şam kapısı ile batıdaki Yafa kapısından başlayarak merkezde kesişen iki ana cadde ile dört bölüme ayrılır. Kuzey doğudaki bölüm Müslüman, kuzey batıdaki bölüm Hıristiyan, Güney doğudaki bölüm Yahudi ve Güney batıdaki bölüm Ermeni mahallesi durumundadır.

Kudüs´e kutsallık veren yapılar Haremu´ş-Şerif içinde yer alır. Kentten duvarlarla ayrılan Haremu´ş-Şerif´te ünlü Mescidu´l-Aksa ve Kubbetü´s-Sahra bulunmaktadır. Mescidu´l-Aksa, uzun süre Müslümanların kıblesi olan, Hz. Süleyman tarafından yapılmış Beytu´l-Makdis´in yerinde yükselir. Hz. Peygamber (s.a.s)´in Miraç sırasında uğrak yeri olan bu mekanının hemen yakınında da bazı kutsal emanetlerin korunduğu Kubbetü´s-Sahra vardır. Mescidü´l Aksa´nın doğusunda ikinci Mabet´ten kalan duvarın bir bölümünü oluşturan Ağlama Duvarı, Yahudilerin en kutsal mekanıdır. Hz. İsa´nın çarmıha gerildiği sanılan yerle Hz. Meryem´in mezarının bulunduğu yerde yapılan kiliseler de Kudüs´ü Hıristiyanlar gözünde kutsallaştırmakta, bir ziyaret mahalli durumuna getirmektedir.

Beş bin yılı aşan tarihiyle dünyanın en eski kentlerinden birisi olan Kudüs´ün ve ilk Mısırlı hükümdarlarının adlarına M.Ö. 19-18. yüzyıl Mısır metinlerinde ve M.Ö.14. yüzyıldan kalan Amarna Mektupları´nda rastlanmaktadır. Bu metinlerdeki bilgilere göre kentin adının ilk biçimi Urusalim´dir ve bunun "Allah´ın kurduğu (yer)" anlamına geldiği tahmin edilmektedir.

Tarihi verilerden izlenebildiği kadarıyla Yabusiler denilen karışık bir halkın yaşadığı Kudüs´ü M.Ö. 1000 dolaylarında Hz. Davud ele geçirerek krallığının başkenti yaptı. Oğlu Hz. Süleyman Kudüs´ü genişleterek Beytü´l Makdis adıyla ünlü Birinci Mabed´i inşa ettirdi. Böylece Kudüs o dönem İslâm´mm merkezi oldu. M.Ö.922´de Mısır firavunu I. Şesonk, M.0.850´de Filistinlilerle Araplar, M.Ö. 786´da İsrailli Yaoş kentini yağmaladılar. Hizkiya kenti surlarla çevirdi ve Gihon Kaynağından su getirmek için yer altından bir kanal açtırdı. M.Ö.701´de Asurlu Sinahheriba kenti haraca bağladı. M.Ö.614´te Kudüs kralı Babil´e sürgün edildi ve kent yağmalandı. M.Ö.586´da Nabukadnezar Beytü´l Makdisi ve kenti tümüyle yaktı ve Yahudileri Babil´e sürdü. Sürgünü II. Kyros M.Ö. 538´de sona erdirdi. Kudüs´e dönen Yahudiler M.Ö. 515´te Beytü´l-Makdis´i ikinci adıyla yeniden inşa ettiler. M.Ö. yaklaşık 444´te Nehemya´nın kent surlarını yeniden yaptırmasıyla Kudüs´ün konumu güç kazandı.

Kudüs, Hz. Ömer döneminde Müslümanlarca fethedildi (638). Ünlü Beytü´l Makdis´in yerinde Mescid-i Aksa diye bilinen mescit yapıldı. Emevilerden Abdülmelik bin Mervan, Mescid-i Aksa´yı genişleterek bazı kutsal emanetlerin de korunduğu ünlü Kubbetü´s Sahra´yı inşa ettirdi. Kent, 969´da Fatımilerin eline geçti. Halife Hakim 1010´da Kudüs´teki tüm kiliselerin yıkılmasını emretti. Haçlılar 1099´da kenti istila ederek burada Kudüs Krallığını kurdular. Müslümanların kente girmelerini yasaklayan Kudüs Krallığı 1187´de Salahaddin Eyyubi tarafından yıkıldı. 13. yüzyılın ortalarında Yahudiler yeniden Küdüs´e dönerek kendi mahallelerini kurdular. 1517´de Yavuz Selim´in fethiyle Kudüs´ün 400 yıl süren Osmanlı dönemi başladı. Kanuni döneminde büyük bir gelişme gösteren kentte yeni surlar, medreseler, imarethaneler yapıldı. Mısır valisi Mehmet Ali Paşa´nın oğlu İbrahim Paşa Kudüs´ü 1831´de ele geçirdi ise de Osmanlılar 1840´ta geri aldılar. Kudüs´ün Siyonistlerce işgali süreci 19. yüzyılın sonlarında başladı. Dünyanın dört bir yanına dağılmış bulunan Yahudiler 19. yüzyıl başlarında kurulan Siyonist örgütlerce Filistin topraklarına göçe teşvik edildiler. Rusya´da yaşayan bazı Yahudilerin göçmesiyle Filistin´de ilk Yahudi yerleşme bölgesi kuruldu (1882). 1905´te Rusya´daki ihtilal hareketleri nedeniyle ortaya çıkan ağır baskılardan kaçan Yahudilerin de Filistin´e göçmesi üzerine buradaki Yahudi nüfusu 90 bine ulaştı. Bu sayı 1925´te 110, Hitler´in Almanya´da iktidarı ele geçirmesiyle Almanya´dan yapılan göçlerle 1939´da 450 bini buldu. 1917´de Kudüs ve Filistin topraklarını işgal ederek 1948´e kadar ellerinde tutan İngilizler, Yahudilerin yerleşmelerine büyük kolaylıklar sağladılar. Bu sıralarda İngiltere ve ABD desteğini arkasına alan Siyonist terör örgütleri Filistin´in Müslüman halkına karşı terör ve katliam hareketine başladılar. Uluslararası alanda yaptıkları çalışmalar sonunda 1947´de BM´den Filistin´de bir Arap-Yahudi devleti kurulması yönünde bir karar çıkartan Siyonistler, İngilizlerin bölgeyi boşaltmaları üzerine Filistin topraklarının büyük bir bölümü ile Kudüs´ün yarısını işgal ederek İsrail devletinin kurulduğunu ilan ettiler (1948). Haziran 1967´deki Altı Gün Savaşı´nın ardından İsrail Kudüs´ün tamamını işgal etti ve burasının "sonsuz ve bölünmez" başkentleri olduğunu açıkladılar.

Trump´ın sözde Orta Doğu planında en vurucu kısım, Kudüs´ün tamamen İsrail´e bırakılması oldu.  Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump´ın Filistin sorunu için sunduğu Yüzyılın Anlaşması´nı reddediyoruz.

Haftaya görüşmek üzere Allah´a emanet olun?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?