USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

LÖSEMİ DEĞİL, İYİLİK BULAŞIR

03-11-2017

Maalesef hayatımız her zaman istediğimiz gibi gitmeyebiliyor. Bazen hiç aklımıza gelmeyen bize uğramayacağını düşündüğümüz şeyler bir de bakmışız gelip kapımızı çalmış. Sanırım başımıza gelenlerin içinde kendimizi en aciz, çaresiz ve de güçsüz hissettiren şeylerden biri de hastalıklar. Böylesi durumlarda umut, içimizde yeşeren en büyük hazinemizdir. Sahi hastalık demişken lösemiyi ne kadar biliyoruz? Lösemi; kemik iliğinin normal olmayan kan hücreleri tarafından istila edilerek kan yapımının duraksamasına neden olan bir hastalıktır. Lösemi ile yüzleşmek ne kadar zorsa bilinçlenmek de o kadar şart. Tedavisi pahalı da olsa, hasta çocuklar sadece ailelerinin değil hepimizin çocukları. Onlara acıyan ve umutsuz gözlerle değil, umutla bakın. Şunu unutmayın ki lösemi değil, iyilik bulaşır. Ayrıca onların bizim evlatlarımızdan hiçbir farkı yok. Biraz önce de dediğim gibi bu hastalıkla yüzleşmek zor ama bilinçlenmek şart. Bugün Lösemi olan çocuklar daha birkaç ay önce diğer çocuklar gibi sapasağlamdı. Hastalanıp tedavileri başladığında sağlıklarını kaybettiklerini düşündüler, kim bilir belki de bir daha koşup oynayamayacaklarını düşündüler. Artık günümüzde çocukların yaşadığı ortamlarda kanser hastalığına neden olacak o kadar çok sebep var ki? Cep telefonlarından tarımda kullanılan zehirli ilaçlara, boyalı yoğurtlardan fast foodlara, yağı değiştirilmeden hızla kızartılan patateslere kadar her şey lösemiye neden olabilmekte. Bizler nezle-soğuk algınlığı gibi hastalıklarla uğraşırken, onlar hastane odalarında dinmek bilmeyen kemik ağrılarıyla her gün ölüme biraz daha yaklaşıyorlar. Tam da uygun iliğin bulunacağı ümidiyle hayata tutunmaya çalışırken ne yazık ki yorgun vücutları daha fazla dayanamayıp hayata gözlerini yumuyor. Lösemili hastalar bize ulaşamaz bizim onlara ulaşmamız lazım. Onların hayatlarını kurtarabilmek için atacağımız ilk adım numune vermek olsun. Bu zorlu tedavi süreci keşke ağız yoluyla alınan ilaçlarla mümkün olabilse. Ama maalesef öyle değil. Tedavileri bizlerin vereceği kök hücre nakli ile mümkün. Belki bizim ya da yakınlarımızın böyle bir hastalığı yok, ama şuan da bu hastalıkla cebelleşen insanlara yardım etmek zorundayız. Şimdi sağlıklı olabiliriz de yarının garantisini kim verebilir? Siz hiç kesmeye bile kıyamadığınız o ipek gibi saçlarınızın günden güne döküldüğünü, ağrı kesicilerin bile fayda etmediği ağrılarınızın olduğunu, kemoterapi sonrasında bulantılarınızın ve halsizliğinizin oluğunu ve ilik nakli olmazsanız kısa sürede öleceğinizi bilerek yaşamaya çalıştığınızı düşündünüz mü? Bu sancılı ve masraflı süreçte onlardan desteğimizi ve bağışlarımızı esirgemeyelim. Geleceğimizi ve gelecek nesillerimizi kurtarmak, en azından yaralarına bir nebze olsun merhem olmak istemez misiniz?  Bir de günlük hayattaki ufak tefek dertlere takılmadan önce durup düşünelim gerçekten üzülmeye değer mi? Onkoloji koridorlarında gezerken oradaki yaşam savaşını içimize sindire sindire bir düşünelim bizlerdeki gerçekten dert mi diye bir bakalım. Umut bekleyenlere umut olabilme dilleğiyle?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?