USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

MAAŞINA HACİZ GELEN İŞÇİ İÇİN NE YAPILMALI?

10-05-2018

               Günümüz ekonomik koşullarında işçilerin de krizle boğuştukları ve ödeme dengelerinin bozuldukları zamanlar olmaktadır. Bu durumda işçiler, ödemelerini zamanla aksatabilmekte ve istenmeyen sonuçlarla karşılaşabilmektedirler.

 

                Bu ekonomik koşulların neticesinde; çalışma hayatında işverenlerin sıkça muhatap olduğu süreçlerden birisidir, personel icra/haciz kesintileri. Belirli sayının üzerinde çalışanı olan işyerlerinde bu sürecin muhatabı genelde insan kaynakları veya muhasebe birimleridir. Esasında işvereni dolaylı olarak ilgilendiren haciz kesintileri konusu, doğru yönetilemediği taktirde işçi - işveren ilişkilerinde olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir. Peki bu konuda işverenler veya uygulayıcı profesyoneller nelere dikkat etmelidir? 

 

İşveren,işçinin haciz kesintisi ile neden muhatap olur?

                İşveren, işçinin ücretinden yapılacak haciz kesintisinde doğrudan değil dolaylı muhataptır. Burada esas olarak işçi ile bir diğer kişi/şirket/kurum arasında borç-alacak ilişkisi vardır. Fakat işçinin bu borcu zamanında ödememesi ve konunun icra takibi aşamasına gelmesi, işvereni de sürece dahil etmektedir. İcra ve İflas Kanunu gereği, hakkında haciz kararı verilen çalışanın ücretinden gerekli kesintiyi işveren veya işveren adına yetkili kişi yapmak zorundadır (Md.355). 

 

İşveren ücretten kesinti yapmazsa ne olur?

                Bu durumda işçinin icra dairesine ödenmesi gereken ücret kesintisi kadar tutar, işverenden tahsil edilir (İİK/Md.356). Fakat işçinin bu borcunu ödeyen işveren, söz konusu meblağı işçiden tahsil edebilir. 


 Haciz tebligatına nasıl cevap verilir?

                İşyerine herhangi bir personel için icra müdürlüğünden haciz tebligatı geldiğinde, öncelikle tebligatın üzerine tebellüğ (tebligatı alma) tarihi yazılır. Çünkü icra ve iflas hukukunda süreler çok önemli olup, bu sürelerin hesabında tebellüğ tarihi esas alınır. Tebellüğ tarihini takip eden 7 gün içerisinde ilgili icra müdürlüğüne yazılı cevap vermeniz gerekir.İcra müdürlüğünden gelen yazıda belirtilen kişi işyerinizde halen çalışıyor olabilir, daha önce çalışmış ve ayrılmış olabilir veya hiç çalışmamız olabilir.

 

                Eğer borçlu şahıs işyerinden ayrılmış ve ücret ya da tazminat alacağı varsa, bu alacağından kesinti yapılacağına dair bilgi verilir. Alacağı kalmamışsa, işten ayrıldığı ve işverenden herhangi bir alacağının bulunmadığı belirtilir. İşyerinde hiç çalışmamış ise (bazen hatalı tebligat yapılabilmektedir) yine buna dair bilgi verilir.

 

Haciz tebligatına kimin cevap vermesi gerekir?

                İşveren eğer şahıs ise kendisi veya avukatı, işveren şirket ise şirketi temsile yetkili kişi veya şirket avukatı cevap yazısını imzalamalıdır. Cevap yazısı iki nüsha olarak düzenlenip, bir nüshası icra müdürüne imzalatılarak saklanmalıdır. 

 

Ücretin ne kadarı kesilir?

                İş Kanunu 35. maddesi gereği ücretin dörtte birinden (¼) fazlası haczedilemez. Nafaka alacaklarında bu sınır uygulanmaz. Ayrıca ücret dışındaki ihbar ve kıdem tazminatı gibi ödemelerde, borcun türü ne olursa olsun, yine üst sınır uygulanmaz. Bunların tamamı haczedilebilir. Yargıtay´ın kararı da bu doğrultudadır. ( Yargıtay 12. H.D. 27.12.2004 tarih ve E.2004/22540 K. 26972)

 

 

 

 

Ücretine haciz konulan işçi işten çıkarılabilir mi?

                Evet, çıkarılabilir. Yargıtay, ücretine haciz konulan işçinin bu sebeple işten çıkarılmasını geçerli neden olarak kabul etmiş, işe iade talebini reddetmiştir (9. HD. E. 2008/3737 K. 2008/27673 T. 20.10.2008). Fakat burada işverenin ?feshin son çare olması? ve ?eşit işlem? ilkelerine uygun hareket etmesi gerekir. Yani işçinin uyarılması, yazılı savunmasının alınması, buna rağmen durumunda herhangi bir değişiklik olmazsa fesih yoluna gidilmesi gerekir. Ayrıca eşit işlem ilkesi gereği, her çalışan için benzer sürecin işletiliyor olması gerekir.

 

Haciz gelmesi dolayısıyla işten çıkarılan işçinin tazminat hakkı nedir?

                Yargıtay´ın ilke kararına göre ?işçinin borcu nedeniyle ücretinin haczedilmesi, kural olarak işverene geçerli nedenle fesih hakkı vermemelidir. İşçinin ücretinin sık sık haczi nedeniyle, objektif bir bakış açısı altında, işyerinin, örneğin muhasebe veya hukuk servisinde önemli zaman kaybına neden olacak şekilde çalışma sürecinin veya işyeri organizasyonunun olumsuz yönde etkilendiğinin kabul edilmesi halinde geçerli fesih nedeninin kabul edilmesi gerekir. Ancak bunun için işçiye önceden ihtar çekilmesi yerinde olacaktır? şeklinde belirtmiştir. 

 

                Yargıtay´ın bu kararına göre maaşına haciz gelen işçinin, iş akdi feshedilemez fakat maaş haczi hali birden fazla hal alması halinde muhasebe ve hukuk servisinde ek iş gücü ve külfet doğurması halinde işveren, işçinin iş akdini feshedebilir.  Fakat bu fesihten önce işveren, işçiye ?ya maaş haczi sorununu ortadan kaldır ya da iş akdini feshedeceğim? şeklinde bir yazılı uyarı yapması gerekmektedir. Bu  sebeple yapılan fesih sonucunda işveren, İŞÇİNİN  FESHE BAĞLI OLAN HAKLARINI YANİ KIDEM VE İHBAR TAZMİNATI VE VARSA YILLIK İZİN ÜCRETİNİ? ödemek zorundadır.

 

                Tabi burada Fesih, İş Kanunun 18.maddesine ya da 17. maddesine göre olmalıdır.

 

                 Eğer işyerinde çalışan işçi sayısı 30 veya daha fazlaysa ve işçinin de o işyerindeki kıdemi 6 ayın üzerindeyse iş sözleşmesinin feshi 18inci maddeye göre yapılmalıdır. Eğer işyerinde işçi sayısı 30´un altındaysa ya da işçinin o işyerindeki kıdemi 6 ayın altındaysa bu durumda fesih 17nci maddeye göre yapılmalıdır. Gerekli yasal süreler ihtar edilerek kullandırılmadıysa işçinin, ihbar tazminatı ödenmelidir.

 

Emekli çalışana haciz uygulanabilir mi?              

                Ülkemizde pek çok kişi, emekli olduktan sonra hem emekli aylığını alıp hem de bir işyerinde ücret karşılığı çalışmaya devam ediyor. Bu durumda kişinin iki ayrı maaş kalemi oluşuyor; biri SGK´dan almakta olduğu aylık, diğeri işverenden aldığı ücret. 5510 sayılı Kanunun 93. maddesi gereği, emekli aylıklarına -SGK alacakları ve nafaka alacakları hariç- haciz konulamıyor. Fakat aynı emeklinin çalışmakta olduğu işyerinden aldığı ücretine haciz konulabilmektedir. Dolayısıyla haciz tebligatı yapılan kişi emekli yani Sosyal Güvenlik Destek Primi (SGDP) ile çalışan kişi de olsa, ücretinin dörtte biri kesilerek icra müdürlüğü hesabına yatırılmalıdır.

 

İşten ayrılan işçi için bildirim gerekir mi?

                Ücretinden haciz kesintisi yapılmakta olan işçi işten ayrılırsa, ayrıldığına dair bildirimin de icra müdürlüğüne yapılması gerekir. İşçi işten ayrılırken eğer ihbar ve kıdem tazminatı tahakkuk etmişse, bunların da haciz kapsamında borca mahsuben işçiye değil icra müdürlüğüne ödenmesi gerekir. 

İşçinin aile bireylerinin borcu sebebiyle ücretine haciz konulur mu?

                Hayır, konulamaz. Borçlar hukukumuzda borcun şahsiliği ilkesi geçerlidir. Dolayısıyla işçinin eşi, çocukları veya diğer yakınlarının borcu sebebiyle ücretine haciz konulamaz. 

 

 

Asıl işveren - alt işveren (taşeron) ilişkisinde haciz nasıl uygulanır?

                Asıl işveren ve alt işveren ilişkisinin bulunduğu işyerlerinde haciz uygulaması yönünden her işveren kendi çalışanından sorumludur. Yani asıl işveren, alt işveren işçisinin haciz kesintisini takip etmek zorunda değildir. Nitekim Yargıtay, alt işveren işçisi için asıl işverene yapılan icra tebligatını geçersiz saymıştır (12. HD. E. 2008/10938K. 2008/13896T. 1.7.2008.).

 

 

Dr SMMM Neslihan DERELİ

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?