Yenilmez serisi 6 haftaya çıktı. Sezonun ilk haftalarında ki olumsuz ve renksiz oyun gitti, daha kolektif ve daha dinamik bir oyun geldi. Zorlanarak aldığı puanları son haftalarda futbolu süsleyerek rahat toplamaya başladı. Bu başarının en büyük mimarı elbetti yönetimin almış olduğu doğru kararlardır.
Vefalı Ankaragücü taraftarı Saygıyı hak ediyor?
Ankaragücü taraftarı gerçekten sayıları az olsa da ender taraftarlardandır. Hatırlamayanlar için; 15 Ocak 2012 tarihinde soğuk bir kış günü son derece maddi imkansızlık yaşayan Ankaragücü takımı, maçın ikinci yarısına yedek forma olmadığı için ıslak formalarla çıkmış, o gün bu gündür taraftarı o acı hatıranın izlerini yaşatma adına hava sıcaklığı kaç olursa olsun maç başlamadan ya da maç anında üst elbiselerini çıkararak vefaları sergiliyorlar.
Muhammed ve Hakan Arslan ?
Muhammed formayı bir aldı, pir aldı. Futbol böyle bir oyun. Profesyonellik sabır ve çalışma gerektirir. Düşünün o zaman Muhammed kariyerinde yeteneğinde bir oyuncu sabırla çalışıyor ve Kone gibi bir yıldızdan formayı alıyor. Küskünlük yok, kapris yok sadece profesyonellik var. Özellikle bu hafta oynadığı oyunla bu takıma transfer yapmak için transfer yapılmasın mesajını gönderdi. Sadece oyuna müthiş bir motivasyon yakalamışken, hakan hocanın yerine Kone´yi alması haklı olarak sinirlerini bozdu. Muhammed´e şurada hak vermek gerekir ki; hücum oyuncuları gol attıkça, gül gibi açarlar. Maçta skor avantajı yakalanmış, Muhammed kendini biliyor, performansı müthiş tutup oyundan çıkıyor. Kone´yi sıcak tutma adına Muhammed´i üzmemek en doğru karar olsa gerekti. Hakan Arslan´ı anlatmaya çalışsam sanırım bu sayfaya sığmaz. Ligde şu an o mevkide o kalitede faydalı top oynayan yok desem yanlış söylememiş olurum. Bir futbolcu maçın 90 dakikasını bu kadar doğal yaşayamaz. Sade ve basit ama bir o kadar faydalılık prensibine dayalı futbol oynuyor ki, hangi alanda bir arkadaşının yardıma ihtiyacı olsa orada bitiveriyor. Bitmez tükenmez enerjisi zaten tartışılmaz. Hakan Arslan Maşallah?
Oynanan Oyun ders niteliğinde?
Süper ligde üst düzey futbol oynayan Başakşehir dahi, bu hafta Ankaragücü karşısında ki Sivasspor´un oyun stratejisini göstermiş değildir. Özellikle geçiş oyunu dediğimiz, Defans-orta saha-hücum veya 1. Bölgeden 2. Bölgeye, 2. Bölgeden 3. Bölgeye nasıl çabuk geçileceğinin adeta dersini verdi. Doğru pas-Hızlı pas-Doğru tercih özelliklerinin en güzel örneklerini sergiledi. Özellikle Emre´nin attığı 3. Gol defalarca izlenmesi gereken bir gol oldu. Hızlı hücum nasıl yapılır, rakip alanda nasıl kalabalık olunur ders niteliğindeydi. Bu oyunun en büyük mimarı ise elbette ki Mimar Robinho´ydu. Takımda futbol zekâsı üst düzey oyuncu sayısı arttıkça oyun elbette ki hem seyirlik ham de doyumluk oluyor.
Yedek Kulübesi?
İnanın, Hakan Keleş doğru şeyler yapıyor. Futbol hayatında kulübeyi ve sahayı iyi tanıyan teknik adamlar psikolojik yapılanmayı dinamik tutmak için çok çalışır. Şu şekilde düşünmüyor; ?ben işimi yaparım, futbolcu işini yapsın. Bunlar profesyonel, para kazanıyor, kapris yapanın takımda yeri yoktur.? anlayışını hiç kullanmıyor. Bravo hakan Keleş? Yedek kulübesini daima dinamik tutmak için elinden geleni yapıyor. Futbolcularına hocalıktan çok ağabeylik yapmaya daha çok özen gösteriyor. Her oyundan aldığı futbolcuya sarılıyor kendilerine açıklama yapıyor. Biliyor ki maçlar sadece sahada oynayanlarla kazanılmaz. Bu yüzden Hakan Keleş´i bir kez daha kutluyorum.
