USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Muharrem İnce

13-08-2020

Bilenler bilir, ?Ahkâm saati? diye bir program yapıyorduk  Kanal 58´te... MHP´deki iç sancıların olduğu bir dönemde, Meral Akşener, Koray Aydın ve Iğdır Milletvekili Sinan Ogan´ın da aralarında bulunduğu kadronun Devlet Bahçeli´ye kazan kaldırıp, isyan bayrağını çektiği dönemde bendeniz, ?MHP´nin genleri bozulmamalı. Genleri bozulmuş bir MHP´den bu ülkeye hayır gelmez. MHP, Türkiye için bir denge unsurudur ve mutlaka bu yapısının korunması gerekir.? Diye, görüş belirtmiş ve program ortağı bazı arkadaşlarımca Ak Partiye angaje olmuş bir MHP istiyorsun eleştirilerine muhatap olmuştum.

Zaman beni haklı çıkardı ve iyi ki MHP´nin genleri bozulmadı. Zira yaşadığımız süreçte MHP ve Devlet Bahçeli´nin Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan´ı yalnız bırakmayarak, ülkenin iç ve dış meselelerine nasıl omuz verip destek olduğuna Sivas´tan bakınca taraflı tarafsız hepimiz şahit oluyoruz.

Şimdi aynı görüşlerimi CHP için söylüyorum. Maalesef CHP, Deniz Baykal´dan sonra hızla kendi kimliğinden uzaklaştı. Bunu sadece ben söylemiyorum, siyasetten anlayan, ülke sorunlarına duyarlı herkes tarafından dike getirilen bir gerçek o da CHP içerisindeki ulusal düşünen, milli olaylara duyarlı kesimin parti içerisinden tasfiye edildiği gerçeği. Bunu en son Muharrem İnce de dile getirdi. İnce, ?Bir ayağı Kandilde, bir ayağı Brüksel´de bir CHP var.? Dedi. Bu ifade bakıldığında çok ciddi, sorgulanması ve eleştirilmesi gereken bir ifade. Ve maalesef Muharrem İnce´nin bu söylemine CHP içerisinden ?sen ne diyorsun? Ne demek istiyorsun?? diye bir cevapta verilmedi.

 Şimdi gündem Muharrem İnce üzerinde dönüyor CHP´de. Solcu değilim. Hayatım boyunca da CHP´ye oy vermedim. Ama ben tıpkı MHP gibi CHP´nin bu ülke için gerekli olduğunu söylüyorum. Ancak genleri bozulan, değiştirilen CHP´yi gördük, tanıdık. Türkiye, içeride ve dışarıda hangi adımı atsa,  CHP ve Kılıçdaroğlu hep karşı tarafta konumlanıyor.  CHP ile ilgili sağ ve muhafazakâr kesim üzerindeki algısı bu. Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz bütün bu konularda şöyle tatminkâr,  bir eleştiri ben duymadım. Oysa şu zamanlarda birlik ver beraberliğimizin tavan yapması gereken dönemlerden geçiyoruz.

 Ben, CHP´den de tıpkı MHP ve Devlet Bahçeli örneğinde olduğu gibi amasız, fakatsız, şartsız bir destek bekliyorum. Bir vatandaş olarak bunun hakkım olduğuna inanıyorum. Siyasetiniz farklı olabilir, farklı görüp, farklı düşünebilirsiniz ama ülke çıkarı söz konusu olduğunda partiler ve düşünceler teferruat olur. O bakımdan Muharrem İnce´ye daha yolun başında olmasına rağmen farklı siyasi düşünen birisi olarak kendisini desteklediğimi ve bu ülkede ciddi, tutarlı ve omurgası olan bir sol partiye ihtiyaç duyulduğunu söylemek isterim. Muharrem İnce´yi vaz geçirmek için değişik kesim ve lobilerin baskı yapacağını da biliyorum. Çünkü tablo bunu söylüyor. Ancak Sayın İnce´nin vaz geçmesini hiç mi hiç istemem. Sebebi malum. CHP içerisinde çok değişik kesimlerin bugün daha etkin olduğuna dair şüphelerim var.  Dolayısıyla Muharrem İnce, bana göre önemli bir misyon ve görev üstlenmiş durumda. Umarım başarılı olur. Umarım CHP´li dostlarımız İnce´yi anlar ve destek verirler. Ve yine umarım  sol cenahın toplumun ağırlıklı bir kesimi üzerindeki olumsuz etkisini değiştirir Sayın İnce. Ecevit örneğinde olduğu gibi.

Son söz, farklı düşünüyor olabilir, farklı partilere oy veriyor da olabiliriz.  Birbirimizi sevmiyor da olabilir. Ama birbirimize saygı duymak ve ülke çıkarı söz konusu olduğunda hepimizin tarafının şüphe getirmeyecek derecede net olması gerekmez mi?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?