USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

NEREDEN NEREYE

12-05-2017

Yaratılışımızın  gereği toplu halde yaşıyoruz. Bu yüzden de hepimiz birbirimize muhtacız. Çünkü hiçbirimizin ihtiyaçlarının tamamını kendi başına karşılaması mümkün değil. Hal böyle olunca birbirimizle yardımlaşma ve dayanışma içerisinde olmamız gerekiyor. Tabi olması gereken bu ama gerçekten öyle miyiz? Adettendir milletçe hep iyi hasletlerimizi sayarız. Misafirperveriz, yardımseveriz  v.s daha nice güzel sıfatlar atfederiz kendimize. Tabi bir de dile getiremediklerimiz var. Maalesef öyle bir toplum haline geldik ki, birbirimizi tanımaya önce maddiyattan başlar hale geldik. Bu da yetmezmiş gibi bir de şahsi menfaatlere dayalı bir toplum modeli oluşturduk. İnsanlarımızın içini çekememezlik  illeti kurt gibi kemirmiş, adeta herkes birbirinin açığını arıyor. Yardımlaşma yerine daha çok aldatmayı, birbirimizi kandırmayı, fırsatçılığı ön plana almışız. Bunu çıkarcılığın ve fırsatçılığın kucağındakilere bir sorsak emin olun ki hepsinin de hor gördüğü bir davranıştır. Artık insanlar için istekleri gerçekleşsin de gerisi umurlarında bile değil. Bir nevi kapitalizmin özene bezene yetiştirip gururla sunduğu birey modeli. Ne yazık ki artık günümüzde sözüne güvenilmeyen, işini doğru yapmayan, hile ve dolandırıcılığı davranış biçimi haline getiren, elinden ve dilinden zarar görülen  kendisini Müslüman diye tanımlayan insan sayısı oldukça fazla. Şimdilerde " o müslümandır yalan söylemez, kimseyi aldatmaz, istismar etmez, ondan kimseye zarar gelmez " demek neredeyse imkansız?                 
Oysa Müslüman elinden ve dilinden emin olunan kimse değilmiydi? Peygamberimizden bunu öğrenmemişmiydik. Asrı saadet bizim en güzel örneğimiz değil miydi? Ne zamandan beri kardeşimizin tökezlemesini bekler olduk? Ne zamandan  beri kardeşimize yalan söyleyip arkasından iş çevirir olduk?           
Ne diyordu asr suresinde:                 
1-Asra yemin olsun ki,
2-İnsanlar mutlaka ziyandadır.
3-Ancak iman edenler, salih amel işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye eden  ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır.                     Acaba ziyanda olanlar kimler? Gerçekten hakkı ve sabrı tavsiye edenler arasında mıyız? Hiç ölmeyecek gibi yaşarken hakkı ne kadar gözetiyoruz?          
Fırsatçıların ve çıkarcıların olmadığı, insanların gerçek dost oldukları ve paylaşmayı bilen bir dünya diliyorum?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?