USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

O BİZİ DEĞİL, BİZ ONU KULLANALIM

13-04-2018

Gün geçmiyor ki, medyada bankalara olan borcu yüzünden felakete sürüklenen insanların dramını görmeyelim. İslam toplumunda asla olmaması gereken bu manzaralara duyarsızlaşıyor ve çözüm bulmak için pek bir şey yapmıyoruz. Hâlbuki borçlanmanın bu derece kitleselleşmesi toplumu fazilet toplumu olmaktan uzaklaştırıp her türlü kötülüğün ve yıkımın adeta pimini çekiyor. Bunu önlemek için kredi kartını doğru kullanmak gerekiyor. Kartınız sizi değil, siz onu yönetmelisiniz. Kartlarınızda servet varmış gibi davranmayın. Unutmayın; kredi kartı borçlanma değil, bir ödeme aracıdır. Bu yüzden de çok disiplinli kullanmak gerekiyor. Oluşturulan borç döngüsü, büyük bir aymazlıktır. Neredeyse çoluk çocuğa kadar kredi kartı veriyorlar. Memuru, işçisi, emeklisi nakit parayı unuttu desek yeridir. Alışverişini kart ile yapıyor, maaş zamanı ne geçiyorsa eline doğruca kart ve kredi borçlarına gidiyor. İnsanlar ihtiyaçlarını veya isteklerini karşılamak için iki şey yapar. Ya birikimlerinden harcar ya da gelecekte kazanacakları (kazanmayı umdukları) paradan ödünç alır. Gelecekten ödünç alma durumunda ise devreye kredi kartları giriyor. 80 milyonluk Türk halkının elinde 60 milyon kredi kartı var. Artık insanımız en temel ihtiyaçlarını, maalesef ekmeğini bile kredi kartı ile alıyor. Daha da ötesi insanımız ödeyemediği kredi kartı borcunu yine kartından para çekerek, ya da tüketici kredisi kullanarak döndürmeye çalışıyor. Dikkat ederseniz kapatmaya çalışıyor demiyorum, döndürmeye çalışıyor. Çünkü borcu kapatması mevcut ekonomik şartlarda asla mümkün değil. İnsanımızın geliri giderini karşılamıyor ve biraz zaman kazanabilmek için hemen elinin altında olan ve kullanması kolay olan kredi kartına sarılıyor. İnsanlar o şaşalı kredi kartı reklamlarına inanarak kartlarını kullanıyor, ihtiyaçlarını alıyor ama iş o kartın faturasını ödemeye gelince büyük bir şokla karşılaşıyorlar. Başlangıçta belki kartın faturasını ödeyebiliyor, ama gelir sürekli sabit, gider ise sürekli artmaya devam ediyor. Kredi kartına borçlanmamak için o ay kredi kartından harcanılacak para ile kazanılan paranın eşit olması gerekir. Çoğu kişi doğal olarak o ay harcayacağı parayı maaşına göre hesaplıyor. Ama banka tarafından kendilerine verilen kredi kartı limiti kişilerin hesaplarını ve algılarını maalesef bozuyor. Kişilerde "kredi kartı limiti kadar para harcanabilir" psikolojisi yaratıyor. Limitiniz, gelirinizden yüksek olmamalı örneğin;  2000 YTL maaş alan bir kişinin kredi kartı limiti 4000 YTL olursa, o kişi gelirini 4000 YTL olarak hesaplıyor. Böyle olunca da kişi 4000 YTL harcama hakkını kendinde görüyor. Limitin tamamını kullandığınızda size ait olmayan bir parayı kullandığınızı unutmayın. Bankaların limit yükseltme tekliflerini, ya da sizden habersiz limit yükseltmesini kabul etmek yerine sizin için uygun olanı yine siz belirleyin. Televizyon, billboard reklamları tamamen faiz döngüsüne hasredilmiş bu tarz borçlandırma taktiklerini şirin gösteren argümanlarla dolu. Bu oyuna gelmeyelim. Kredi kartının bu durumunu düşünerek hareket edelim ki;  o bizi değil biz onu kullanalım?
Peygamber efendimiz (SAV) sanki bugünü görmüş gibi asırlar öncesinden bize borçluluk zilletinden sakınmayı tavsiye ederek, şöyle buyuruyor: "Borç geceleri keder, gündüzleri zillet sebebidir," (Tecrid-i Sarih Tercümesi; c. 5; s. 229) Allah-u Teâlâ bizi elindeki imkânlarla yetinen, yardımlaşan, namerde muhtaç olmayan kullarından eylesin. Dünya hayatı elimize ancak bir sefer geçecek çok kıymetli bir sermayedir. Bizler isteklerimize kavuşmakta acele ederek bu sermayeyi bize acıması olmayan bankalara rehin vermeyelim. Gerekirse ayağımızı yorganımıza göre uzatalım, borçtan sakınalım özellikle de banka borcundan. Çünkü bankalar artık iyice çığırından çıktı, tabiri caizse elimizi verince kolumuzu alamıyoruz?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?