Neden böyle bir başlık attığımı merak edenler için şöyle bir tanımla başlıyım. Hani bilirsiniz bir hastalıktan sonra hastanın eski sağlığına kavuşma sürecine rehabilitasyon denir. Bir hafta önce Erzurumspor´a moral depolayan Sivasspor, 7 haftadır galibiyete hasret olan Antalyaspor´u da rehabilite etti.
Kötü oyun, kötü netice. Cumartesi günkü maçın en kısa özeti bu. Sivasspor beklenenden uzak, kötünün de kötüsü bir futbol oynadı. Bu kadarını beklemiyordum, ama futbol bu oluyor. Kone, Emre, Diabate, N´Dinga ve Rybalka gibi takımın iyileri dediğimiz futbolcular oynayamadı. Kone, öyle bir pozisyon kaçırdı ki taraftar saç baş yoldu. Bu fırsatı değerlendirse, Sivasspor kötü oyununa rağmen öne geçebilirdi. Bu şanslar eline geldi mi Sivasspor´un geldi. Ama iyi oyundan değil, rakibin hatalarından. Bu pozisyonların özetleri ise Sivasspor açısından şanssızlık ve beceriksizlik. Tabii o pozisyonlar değerlendirilse, Sivasspor morallenir her şey daha başka da olabilirdi. Orta saha olmayınca maç Sivasspor açısından tamamen tesadüf pozisyonlara kaldı.
Sivasspor Neden Kötü Oynadı?
Orta sahada özellikle Rybalka´nın oyun kurmakta zorlanması ve N´Dınga-Hakan ikilisinin bu maç için pozisyon ve kademe hatası yapması, takımın iyi futbol oynamasına engel oldu. Sivasspor orta sahasında Robinho varken 1,5 kişi gibi oynuyordu. O mevkiyi toplayan Robinho´nun olmaması elbette ki büyük kayıp. Ayrıca kanat varyasyonlarının yetersiz olması, geriye dönüşlerde geç kalınması rakibin pozisyon bulmasını kolaylaştırırken, takımın pozisyon bulmasını zorlaştırdı. Topu orta sahada değerlendiremez, hücuma gönderemezsen sen ileriye kimi transfer edersen et, bir şey yapamaz. Ha, Türkiye´de belki yapar da, bu da duran toplarda olur, karamboldan gol atar. Şansı yaver giderse iş yapar. Geçiş oyununu en iyi yapan takımlardan biri olarak defalarca belirttiğim Sivasspor, bu maçta maalesef gereğinden fazla yan pas yaparak Antalya takımının yerleşmesine zaman tanıdı. Antalya takımı bizden daha iyi sahaya yayıldı, topu da bizden daha iyi kullandı. Futbol anlayışı olarak da rakipten kötüydü Sivasspor. Çünkü futbol fakiri. Çünkü eksik bir takım.
Cüneyt Çakır?
Uluslar arası arenada övünerek bahsettiğimiz, göğsümüzü kabartan, Süper ligde ise hata üstüne hata yapan bir hakem. Bu maçta da gerçekten hemen hemen bütün inisiyatiflerini misafir takımdan yana kullanması Sivasspor taraftarını çılgına çevirdi. Ancak şunu unutmayalı ki mağlup olmamızın birinci nedeni hiçbir zaman Cüneyt Çakır değildir. İyi bir maç yönettiği söylenemez. Lobisi fazla olan bir takım olmadığımız için, bu kötü yönetiminden dolayı herhangi bir tepki göreceğini düşünmüyorum.
Hakan Keleş ile bu kadar?
Takımın altıda bu üstüde bu. Evet, kabul etmek gerekir ki devre arasından sonra elimizde böyle bir kadro kaldı. Takım Keleş´e teslim edildi. Teknik direktör Hakan Keleş ardı ardına alınan başarılı sonuçlarla takımdaki yerini sağlamlaştırdı. Ne var ki son haftalarda ki sonuçlar kendisiyle ilgili soru işaretlerini büyütmeye başladı. Her daim söylediğim gibi: ?Antrenörlük ve Teknik adamlık çok farklı şeyler.? Hakan Keleş iyi bir insan ve iyi bir antrenör. Ama Teknik Direktörlük için maalesef yetersiz. Oyuna müdahaleleri ve oyuncu üzerinde ki etkisi tartışılır. Futbolcu kenara baktığında, teknik adamın ağırlığını hissetmezse kafasına göre takılır. Kenar baskısı olmayan oyuncuya ise sahada müdahale şansı olmaz. Son iki haftadır, Hakan Keleş ezberin dışına çıkamıyor. Torje gibi bir oyuncudan faydalanamıyor. Oynayanlar ile oynamayanların heyecan değerlerini değiştiremiyor. Bu bir teknik adam için handikaptır. Sivasspor hedeften uzaklaştı. Kümeye düşme gibi bir derdi yok. Ama iyi gitmeyen bir şeyler var. Benden söylemesi?
