Süper lige Tamer Tuna´yla start alan Sivasspor, ilk 10 maçta beklenilenin altında bir performans sergiledi. Robinho, Douglas, Emre ve Kone gibi yıldızları kadrosunda bulundurmasına rağmen istenilen futbolu ve ligdeki sıralamayı yakalayamadı. Bunun tek nedeni Tamer Tuna´nın ısrarla ?takımın tek patronu benim? söyleminde bir yapılanmaya gitmesiydi.
Sürekli ve ısrarla bir konuya dikkat çektim. Tamer Tuna çok iyi niyetli ama antrenör zihniyetiyle hareket etmesi takıma zarar verdi. Takımı çok iyi çalıştırmasına rağmen, sevk ve idare noktasında eksik kaldı. Eğer bir teknik adamın kariyeri takımdaki bazı futbolculardan daha az ise, bu duruma hem sevinir, hem de dolaylı olarak rahatsız olur. Konuşması, yürümesi ve verdiği kararlarda tedirgindir. Tek rahat olduğu konu, takım profesyoneldir. Verdiği görevleri yapmakla yükümlüdür. Ama bilinçaltında kendini kabullendirme ve takdir edilme isteği her zaman vardır. Aldığı kararların futbolcu düzeyinde aksiyoner yansımaları kendini sürekli rahatsız eder.
Robinho takımın kaptanı değildi. Ancak bazı futbolcular vardır ki liderlik özelliklerini taşır. Robinho bu özellikleri fazlasıyla taşıyordu. Tamer Tuna bu futbolcusunun özelliğini maalesef kullanamadı. Sadece görev verdi ve görevini yerine getirmesini istedi. Robinho verilen bu görevi layıkıyla yerine getirdi. Ancak sorumluluk almadı. Tamer hoca bu futbolcusuna eğer görevle birlikte sorumluluk vermiş olsaydı, ilk 10 hafta kayıp en aza indirilecek ve kendisi de belki de halen takımın başında olacaktı. Tamer Tuna maalesef özellikle dünya çapında kariyerli futbolcuları yönetemedi. Dolayısıyla hem başarı gelmedi, hem de kendisi takımdan ayrılmak zorunda kaldı.
Yönetimin Hakan Keleş Kararı?
Hatırlayın!!! Deplasmanda Beşiktaş maçı sonrası bir basın mensubunun Başkan Otyakmaz´a Teknik Direktör arayışı sorusu üzerine yaptığı açıklamalarında; ?Şu an için alınmış net bir kararımız yok. Yönetim kurulunda ki arkadaşlarımızla konuşup, bir karara varacağız. Takımımızda dünya çapında Robinho ve Kone gibi yıldızlarımız var. Kendileriyle de görüşeceğiz. Eğer ki onlarda, biz Hakan Keleş´le devam ederiz derlerse, neden olmasın?? demişti. Ben o açıklamadan sonra, Hakan Keleş hayırlı olsun dedim. Doğru bir karar olduğunu söylemiştim. Neden doğru olduğunu daha önce ki yazılarımda belirtmiştim. Farklı bir teknik adamın takıma motive olması, futbolcuyla diyalog kurması ve şehre adapte olması, ciddi anlamda yine Sivasspor´u kayıplara taşıyabilirdi. Ama takımda yüksek kalitede dünya starlarınız varsa ve onlarda biz devam ederiz diyorsa, çıkış yakalayabilme ihtimali yüksek olacağını yazmıştım. Bu konuda yanılmadığım için mutluyum. Nihayetinde, Beşiktaş maçıyla birlikte takım çıkışa geçti.
Hakan Keleş Tamer hocanın yanlışlarına düşmedi. Robinho´ya sadece sorumluk verdi. Çünkü biliyordu ki, kendisinin Robinho´ya verebileceği çok fazla bir şey yoktu. Yapması gerekeni yaptı ve görevle birlikte sorumluluk verdi. Robinho bu sorumluluk duygusuyla hem kendisini hem de takım arkadaşlarını yüksek bir motivasyonla mücadelede tuttu.
Peki Bundan Sonra?
Evet, Robinho artık yok. Robinho´nun gidişi ciddi anlamda Sivasspor´u ve Hakan Keleş´i hedefinden uzaklaştırır mı? Şu bir gerçek; Robinho´nun katkısı tartışılmaz. Ama Sivasspor her şeyden ve herkesten üsttedir. Takımların devamlılığı bir futbolcuya bağlanamaz. Sorun sadece Hakan Keleş´le devam kararı alınmasının en büyük aktörü Robinho´dur. Keleş´e hem saha içinde, hem de saha dışında en büyük yardımcıydı. Diğer takımlar için tehditti. Bu ayrılık takıma maddi kazanç getirmesine rağmen, başarı anlamında bir takım aksaklıklar getirecektir. En başında bu transfer taraftarı da ikiye bölmüş durumda. Benim buradan naçizane tavsiyem, futbolcular, teknik adamlar ve yönetimler gelir geçer. Baki olan Sivasspordur. Sivasspor´a gönül vermiş bizler her durumda ve şart da takıma destek olup sahip çıkmalıyız. Birileri hata yapabilir. Hatalar üzerine kırgınlık ya da küskünlük olmaz. Sivasspor´lu olmak ayrıcalıktır. Tecrübeli bir yönetim var. Mutlaka transfer ayında yine ses getirecek işlere imza atacaklardır diye düşünüyorum.
Saygılarımla?
