USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Rüyaların Şehri

06-01-2020

Sivas´ın coğrafi ve ekonomik durumu neticesinde her anlatılan hayale inanıp bel bağlaması garip de gelse insanımızın temel sorunu, neden mi?

1980´li yıllarda Sidaş diye fabrika kuruldu. Sivaslı hep ortak edildi, biraz süre uzatıldı ; sermaye artışı ortakları pasifleştirme operasyonları ve şükür kapandı.. Hisse senetleri ne oldu? Babamın da olduğundan biliyorum; borç çıkartmadılar öyle bir tesis ve ortakların hissesi toprağı ile yok oldu.

1990´lı yıllarda Sivas şeker fabrikası ?son 50 yılın özlemi bitti? diye temeli atıldı. Atılmakla kaldı ancak hiç kurulmayan fabrikanın Genel müdürlük binası kiralanarak tutuldu, bir genel müdür ve tüm ekibi göreve başladı.

Fabrika Sivas çimento fabrikasının karşı arazide genel müdürlük binası da kepçeli mevkide bir yerleşim alanı oldu.

Sonuç genel müdürümüz emekli, bekçimiz ve görevli arkadaşlarımız emekli oldu fabrika da hayalle un ufak oldu böyle bir fabrikamız yok şimdi.

1990´lı yılların seçim hayal argümanı artık görevini tamamladı unutturuldu ve yok oldu.

2000´li yılların argümanı Sivas demir çelik fabrikasını çalıştırmak İstanbul´daki iş adamlarını organize edip bizim vakıf dernek ve STK´lar hemen ortaklık hisselerini pay edip İstanbul´daki iş adamları ile fabrikayı Devletten alıp çalıştıracaklardı.

Olmadı tekrar satıldı. Devletten alanların taahhütleri yok oldu. Aldılar ve başka bir özel sektöre sattılar.  Şimdilerde de kanayan yara arada açılıyor arada kapanıyor var ile yok arası bir durum.

Şimdi bunları neden yazdığımı anlatayım;

Yıl 2019

Bu yıl kenevir ekim alanı bölgeleri açıklanacaktı. Bizi yönetenler meclisten geçerken görmedikleri şehirlerin listesini içerisinde Tokat - Malatya toprak arazi sınırımız olan bu şehirlerimizin arasında Sivas´ın olmadığını görünce Sivaslıların güvenini ve umudunu tekrar harekete geçirdiler(!) sanırım 4 ile 5 ay kenevir alanı ile basın da yattık kalktık sonuç;

Yok. Fakat unuttuk zaten.

Sosyal medyada Türkiye basınında ?Wosvagen fabrikasının Türkiye´ye kurulması düşünülüyor? diye sözlü ve yazılı basından açıklamalar yapılınca Sivas´a neden olmasın diye 4 ile 5 ay sosyal medya ve tvlerde hayallerimizi süslediler. Sonuç;

Öyle bir fabrika yok. Olsa da rantabl değil.  Biz bir çay ocağı açarken bile araştırdığımızı düşünürsek bunun da olmayacağını bilmeliyiz. Fakat olsun umut değil mi? Yine de sonuç yok.

Arkasından yerli araba üretiminde de aynı oldu. Sözler aynı,  reklam aynı.

Organize  sanayide Ankara´da  yatırım teşvikleri hazırlanırken yine  gözden kaçıranlar iş bittikten sonra ?6. bölge olmalıyız? ?bakın Malatya, Tokat nasıl oldu?? mücadelelerine Sivas tvlerinde  Sivas yerel gazetelerinde verdikleri mücadeleyi gıpta ile takip ettik fakat Ankara da teşvikler hazırlanırken takip edemediğimiz için o da yok.

Sivas´ımızın küçük sanayi sitesi olan Seyfe beli sanayi sitesi tüm hızı ile anlatılırken reklamı yapılırken sanırım daha inşaatlara başlanılamadı.

Şimdi biz Gebze´den, Bursa´dan, İstanbul´dan neyimiz eksik diyerek Nuri Demirağ organize sanayimize sahip çıkıyor ve alt yapıyı başlatacağımızı konuşup yeni yatırımcılar peşinde koşuyoruz.

İnşallah bir Nuri Demirağ organizesi yetmez 3 tane daha olur. Fakat öncelikle elimizde bulunan devletimizin yatırımını tamamladığı organize sanayimizi toparlayalım.

4 Eylül sanayi sitesindeki iş yerleri yapımı devam ederken ilerde ?burası kalkacak? diye seyfe belindeki sanayi sitesini yapmak doğru mu?  Ya 4 Eylül sanayi sitesini durduralım ya da Seyfebeli sanayi sitesini. Sivas´ta yeni sanayi var, kalktı kalkacak; eski sanayi var, kalktı kalkacak; yenisi yapılınca 4 Eylül sanayi sitesi de kalktı kalkacak olur.  Oralara harcanan para kendi paramız olsa bunu yapar mıyız?

Bu yılın yine popüler yatırımı 2. Üniversitemiz. Yeri tam belli mi değil mi emin olmamakla birlikte bölgesi ve sanırım plan projesi belli. İnşallah başlayacak ama rektörü atandı her halde diğer görevlileri de kadroları gelmiş göreve başlamışlardır. Şeker fabrikası misali, sonu benzemesin İnşallah.

Tabi yazınca bende üzülüyorum. Fakat gerçekten hayalimizle, umudumuzla oynandığını fark edince  ?umut fakirin ekmeği? lafı aklıma geliyor. Bence bu İstanbul´daki sanayi yatırımlarını Sivas´a taşıyalım, bunu da bir-iki sene konuşalım sonrası Allah kerim. Nasıl olsa Sivas umudu sever. Verilen umudun takipçisi olmadığımız için söylenen sözler verilen vaatler yerine getirilmese de oluyor(!)    

Sivaslılardan ve takipçilerimden hep eleştiri üzerine yazılar yazdığım için özür diliyorum. Fakat umut tacirliğinin son bulmasını, ayaklarımızın yere basmasını ve Sivas´ımızda ne olup ne olmayacağı projelerinin yapılmasını temenni ediyorum.  Haftaya görüşmek üzere esen kalın?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?