SALGIN HASTALIK, TOPLUMUMUZU TEMELDEN SARSTI. Olağan üstü hal uygulamaları yapılmaktadır. Sokağa çıkma yasağından, okulların kapalı tutulmasına kadar... Çarşı, pazar kapalı...
Bir-çok şey eskisi gibi değil. Görünen o ki, daha bir müddet eskisi gibi de olamayacak...
Aldığımız her nefesin ne kadar önemli olduğunu taktığımız maskeler ile ispat ediyoruz. Evet, ne kadar da değerli imiş, rahat nefes almak. Gel de Kanuninin o meşhur sözünü hatırlama...
Sağlıklı Bir nefesle alınan sıhhat, bir devlete sahip olmakla ifade edilmiş...
O halde derinden bir nefes alalım, şükredelim...
Bir de maske takmaya direnenler var. Olmadı güvenlik güçlerine efelenenler. Hatta tehdit edenler... Sorsanız polisten de en fazla şikayetçi olanlar da onlardır. Hatta polis yardımına gerektiğinde en fazla ihtiyaç hissedenler de onlardır.
İşte bu salgın günleri bize bir şeyi çok iyi öğretti. Zamanında yaşamış olduğumuz çok şeyin bizim için bir nimet olduğunu...
İnsanoğlu kaybettiği nimetlerin değerini, o nimeti kaybettikten sonra anlıyor. Evet, bir yıl öncesinde ne kadar çok özgürlüğümüz, serbestliğimiz varmış. İstediğim şeyi yapma imkanımız varmış. Şimdi ise, belki her imkanımız hala yerli yerinde duruyor, ancak biz onlardan yararlanamıyoruz. Eş, dost ziyareti yapamıyoruz. Hadi pikniğe gidelim diyemiyoruz. Hatta kardeş, kardeşi, evlat anne babayı, ziyaret edemez oldu. Kapandık evlerimize...
Hasta ziyaret edemiyoruz. Rahatça camilerde ibadetimizi yapamıyoruz. Hatta, cenazemize katılamıyoruz... Öyle istediğimiz gibi sokağa çıkamıyoruz. Otobüse bile binemiyoruz...
İnsanlar birbirinden kaçar oldu.
Ey İnsanoğlu hani çok güçlü idin? Ne oldu?
Evet, şimdi anladık ne kadar zengin imişiz. Ne kadar özgür imişiz... Ne kadar hareket alanımız genişmiş. Seyahat edebiliyor muşuz? İstediğimiz zaman çıkıp, dolaşabiliyor muşuz... İstediğimiz yemeği istediğimiz yerde yiyebiliyor muşuz...
Şimdi ise, o yaptıklarımızdan bazılarını özlemle arıyoruz. Kimi dostların, arkadaşların, akrabaların, hasretini çekiyoruz. KİMİLERİNE UZAKTAN SELAM GÖNDERİYORUZ.
ARABAMIZI KULLANAMIYORUZ, MEMLEKETİMİZE GİDEMİYORUZ... Şöyle içimizi çekerek kırlarda dolaşamıyoruz, yemek yiyemiyoruz...
Evet imtihan ediliyoruz...
Ancak, önceki imkanlarımızın ve de nimetlerimizin ne kadar kıymetli olduğunu şimdi daha iyi anlıyoruz...
İşte tam bu sırada bu sıkıntılar yetmezmiş gibi, birileri fitne çıkarmaya ortalığı karıştırmaya devam ediyor...
Özellikle Dini ve Milli değerlere saldırıları hiç durmadan devam ediyor... Allah ıslah etsin...
Biz ise,
YAŞANAN ONCA ACI OLAYDAN SONRA BİR DAHA TEKRARLAYALIM. Kardeşliğimizi bozmak isteyenlere inat, Milli birlik ve beraberliğimizi perçinlemek için, tekrarlıyorum. Ortak hedef; Birlik, beraberlik olsun ki; dirlik olsun... Bu kavramları hedef alanlar bilin ki, yanlış yapıyorlar...
Biz Devletimizin yanında olmak zorundayız. Bu sıkıntılı günlerde sağlık açısından tüm imkanları ile bizlere yardımcı olan Devletimizi, yıpratmak isteyenlere imkan vermeyeceğiz. Dünya bu salgınla zar-zor baş etmeye çalışırken, Ülkemiz kendi insanını koruma adına her türlü imkanı seferber etmiştir. Sağlık kuruluşları, hasta haneler, sağlık personeli, tüm imkanları ile, tüm gayreti ile mücadele etmektedir. Üstelik tedavi, ilaç, bakım, yatış, ücretsizdir... Amma şikayetler hiç bitmiyor... Şükür kavramı hafızlardan silinmiş gibi. O halde bu nimetin bedeli olarak bir teşekkürü çok görmeyelim...
Yanlış yorumlara ve yanlış insanlara yüz vermeyelim... Kaos ortamı özleyenlere, asparagas haber üretenlere, ilaç ve aşı sahtekarlarına dikkat edelim. Unutmayalım, Suyu bulandıranların mutlaka bir amacı vardır. Onlara fırsat vermeyelim.
Biz onlara asla müsaade etmeyeceğiz... Allah bu konuda Devletimizin ve Milletimizin yardımcısı olsun...
