4 Mart 2147 - Aşı kullanıma hazır hale geldi. Bütün dünya Türk aşısını bekliyordu. Üç ay içinde bütün deneme aşamalarının bitmiş olacağı tahmin ediliyordu. Ama aşıya yetişecek kaç insan kalacağı kestirilemiyordu. Bütün uyarılara rağmen salgın ilerliyor, yalanın hayatımızdaki yeri her geçen gün biraz daha anlaşılıyordu.
Prof. Dr. Kültigin Yerebatmaz halkın sıkça sorduğu bazı sorulara cevap verdi:
1. Kişi eğer öz annemiz değilse arkamızdan ağlayanın gözyaşlarıyla virüs bulaşır mı? Bilimsel olarak anamız dışındaki ağlamaların yalan ağlamalar olduğunu biliyoruz fakat virüs gözyaşıyla değil direk kurulan cümlelerin kulak zarını titreştirmesiyle vücuda giriyor.
2. Malım mülküm her şeyim var. Varıp biraz da ben oyalanmıştım. Virüsü kapar mıyım? Malın ve mülkün yalan olduğu kişinin inancına göre değişen olgulardır. Bu konu bilimin değil dinin alanına girer. Virüsün mal ve mülk ile bulaştığı konusunda net bir veri elimizde yok. Yine de yeni alınan malları en azından 24 saat balkonda bekletmekte fayda var. Atalarımızın böyle yaptığı hususunda tarihçilerimizin beyanatları olmuştur.
9 Mayıs 2147 - Bütün havaalanı faaliyetleri durmuş ve Fikret de herkes gibi uzun süre yetecek erzak alarak evinde karantinaya girmişti. Evin içinde virüs kapmaktan korkmuyordu. Böyle bir ihtimal hemen hemen hiç yoktu. Hatta asla olamazdı. Aynur kısık bir sesle yatak odasına girdi: ?Fikret hadi kalk kahvaltı hazır.? Fikret gülümsedi: ?Sonunda kısık sesle konuşuyormuş taklidi yapma modasına bizim hanım da katıldı. Allah sonumuzu hayretsin.?
Fikret yataktan kalkarken birden ağzından kanlar boşalmaya başladı. Kendinden geçti. Yere yığıldı. Uyandığında başında 2 doktor ve 1 hemşire vardı. Doktorlardan biri durumu özetledi: ?Sirozdan dolayı yemek borunuzda varisler oluşmuş ve bu varisler kanamaya başlamış. Ambulansla buraya geldiğinizde bilinciniz yerinde değildi. Kanamayı durdurduk. Şu anda her şey kontrol altında. Fakat başka bir sorun var. Kanamayı durdurma işlemi sırasında ses tellerinizde bir iltihap fark ettik. Hemen test yaptık. Testin sonucu pozitif çıktı. Muhtemelen virüsü iki-üç gün önce kapmışsınız.?
10 Mayıs 2147 - Kesintisiz sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Özellikle virüsün fazlaca yayıldığı dokuz köyde, muhtarlara gönderilen genelgeyle doğru söyleyenin kovulması kesinlikle yasaklandı.
11 Mayıs 2147 - Fikret nefes alamaz hale geldi. Bir anda bütün ekip başında toplandı. Gözleri kararıyordu. Konuşmak istiyordu ama nefes almaya bile takati kalmamıştı. Üç gündür virüsü nerden aldığını düşünmüş ama bulamamıştı. Beyni bedenine son komutu verdi: ?Nefes al geri verme.? Bilinci elinde kalan son harflerle Aynur´un 3 gün önce kendisine söylediği şu cümleyi kurabildi; ?Fikret sen benim her şeyimsin.?
5 Haziran 2147 - Dr. Alp basın toplantısıyla aşı çalışmalarının tamamlandığını ve resmi onayların da tamamlanarak 3 gün sonra dağıtımın başlayacağını açıkladı.
7 Haziran 2147 - Aynur 1 yıldır görüştüğü pilotu aradı; ?2 gün sonra yasaklar kalkıyor. Ailene benden bahsettin mi? Bu yaz nikâhlanır mıyız?
Pilot: ?Bahsettim tabi. Hemen getir tanışalım dediler. Bir şey soracağım, kocan hiç şüphelenmedi mi benden?
Aynur: ?Hayır. Gerçi en son hastaneye yatmadan üç gün önce sormuştu beni seviyor musun diye. Sen benim her şeyimsin demiştim. Sanki o zaman biraz şüphesi var gibiydi.
8 Haziran 2147 - Dr. Alp babasından kalan klasik otomobiline bindi ve Çengelköy sahilinde durdu. 2065 model Audi Q20. Etrafta kimsecikler yoktu. O gün salgının ve karantinanın son günüydü. Ertesi gün sokağa çıkma yasağı sona erecek ve hem Türkiye hem de bütün dünya eski alışkanlıklarıyla yaşamaya devam edecekti. Dr. Alp insanlığın kahramanı olmuştu ama o böylesi bir dünyada kahraman olmak istediğinden emin değildi. Radyoda eski Türk müziğinden çok sevdiği bir şarkı çıktı. Sesini açtı. Günlerdir uyumamıştı. Boğazın eşsiz güzelliği karşısında derin bir uykuya daldı? (İbrahim Tatlıses-Yalan)
Bitti?
